YGS’de şifre varmış, ama kimseye verilmemiş!
Şifreleme sistemini, soru kitapçıklarını basan matbaa yapmış!
Ön soruşturmayı sürdüren polisin, savcıya sunduğu raporun özeti bu.
Sizce ‘inanılır’ mı?
Bu kadar basit mi?
Bence değil.
Eminim, sınava giren yüzbinlerce genç ve aileleri için de öyle.
Bu arada, ÖSYM, apar topar puanları açıkladı.
Bir ‘yangından mal kaçırma’ durumu söz konusu.
Yani bu iş böyle kalırsa, bunların doğru cevapları verdiği tarikatçı takımı, öyle ya da böyle istediğini elde etmiş olacak; göz göre göre...
Bu saatten sonra yapılacak iki şey var.
Birincisi...
Çürümüşlüğü apaçık ortaya çıkan ÖSYM’de, tavandan tabana herkes görevden alınmalı. (Çünkü istifa etmeye niyetleri yok.)
İkincisi...
İlk sınav iptal edilmeli.
Kimse, “Bu saatten sonra nasıl olur” demesin.
Güven bunalımı doğdu; sadece bu bile, her iki durum için de yeterli.
Gönüller rahatlatılmalı.
Yüzbinlerce gencin geleceği...
Daha da önemlisi, yarının yetişkinleri olacak bu insanların ‘devleti algılayış biçimleri’ söz konusu.
‘Kişiye özel kanun’ çıkarılan bu ülkede...
İstenirse, herkesi tatmin edecek çözüm yolu rahatlıkla bulunur.
Bulunmalı...
Ulaşımda sıkıntı var
Aliağa-Menderes Banliyösü devreye girince...
Toplu ulaşımda bazı değişiklikler oldu.
Bazı otobüs hatları kaldırıldı, yenileri kondu, güzergahlar değişti falan...
Ancak...
Bilemiyorum, bu kararları alanlar, toplu ulaşımdan ne kadar yararlanıyor?
Şöyle bir otobüse, banliyöye, metroya binip dolaşıyorlar mı?
Yeni düzenlemelerin ne kadar verimli ya da verimsiz olduğunu değerlendiriyorlar mı?
Doğrusu, pek sanmıyorum.
Öyle olsa...
Akşam vakti tek dizi banliyö treni çalıştırmazlardı.
Ya da örneğin Bostanlı Cemal Gürsel Caddesi’nde her gün yaşanan çileyi çoktan farketmeleri gerekirdi.
Eskiden bu caddeden çalışan, Bostanlı Vapur İskelesi bağlantılı besleme hatların ‘hepsi’, sahile alındı.
Bu yoldan; Atakent, Mavişehir, Çiğli yönüne ulaşım, sadece 120 ve 121 numaralı hatlarla sağlanır oldu.
Özellikle akşam saatleri, dolu gelen bu otobüslere binmek ne mümkün!
Araçlar dakikalarca duraktan kalkamıyor.
Vatandaş, doğal olarak burnundan soluyor.
Tepkinin muhatabı şoförler oluyor.
Birçoğundan, çok defa, “Biz bildirdik, dinleyen yok; siz de belediyeye şikayet edin” cevabını duydum.
Ha ben bunları, Karşıyaka’da oturduğum için biliyorum.
Eminim, kentin diğer yerlerinde de benzer sıkıntılar yaşanıyor?
İlgililerin, yetkililerin bilgisine...
