Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir Barosu 104 yıllık geçmişiyle ülkemizin en eski ve köklü kurumlarından biri.
Sadece adaleti ve çağdaş değerleri savunmasıyla değil, kentimizi ve ülkemizi ilgilendiren pek çok konuda yürüttüğü örnek sivil toplum çalışmalarıyla takdir kazanmış bir teşkilat.
Bugünlerde İzmir Barosu’nda seçim heyecanı yaşanıyor. Büyük bir ihtimalle seçim, iki grup (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar) arasında geçecek.
İki grup arasında derin ayrılıklar var. Öyle ki seçimin tarihi konusunda bile anlaşmazlık yaşanıyor. Seçim tarihini büyük bir ihtimalle Konak İlçe Seçim Kurulu belirleyecek.
Çünkü Cumhuriyetçi Grup, Seçim Kurulu’na bir dilekçe verdi. Dilekçede seçimlerin yasal süresi içinde yapılmadığı belirtilerek ekim ayı içinde yapılması isteniyor.
İddialar oldukça ilginç. Mevcut yönetimin, seçim tarihi konusunda yasada belirtilen sürelere aykırı davrandığı belirtiliyor.

Önce Cumhuriyetçi Grubun Başkanı Özdemir Sökmen’in görüşlerini sordum. İddialarını ve yaşananları şu şekilde anlattı:
“Adliye içerisinde bulunan ilan tahtalarına asılan afişlerde Genel Kurul’un 6-7 Ekim 2012’detoplanacağı, çoğunluk bulunmadığı takdirde 3-4 Kasım 2012’de ikinci toplantının yapılacağı duyuruldu.
Avukatlık Kanunu’nun 82. maddesinde Genel Kurul’un iki yılda bir Ekim ayının ilk haftasında toplanacağı hükmü yer alıyor. 84. maddede; ‘Genel Kurul’un ilk toplantısında yeterli çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantının yeri ve saati ve baro çevresi adalet dairelerinde, baronun uygun bir yerinde en az 30 gün önceden ilan edilmeye başlanmak üzere duyurulur. Bu duyuru tebligat hükmündedir’ deniliyor. Ekim ayını aşan ikinci toplantı ilanı yasa hükmüne açıkça aykırıdır.
Avukatlık Kanunu’nun 87. Maddesi’nde yapılan 02.05.2001 tarihli değişiklikle ‘birinci toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde zorunlu bir neden olmadıkça toplantı bir hafta sonraya bırakılır. Bu erteleme 15 günü aşamaz’ hükmü yer alıyor.
Ortada hiçbir zorunlu neden bulunmamaktadır.
Uyarımız üzerine afişler toplatıldı, resmi internet sitesinde yer alan duyuru da kaldırıldı.”
Özdemir şu ilginç bilgileri de verdi:
“Şu an genel kurul tarihi belli değildir. Bugün itibariyle bir tarih belirlenip duyurulacak olsa bile kanunda belirtilen ‘İki yılda bir Ekim Ayı’nın ilk haftası yapılır’ ve ‘Toplantı gününden en az 30 gün öncesinden duyurulur’ şartlarının sağlanamayacağı aşikardır.
Biz kesinlikle art niyet olduğunu düşünüyoruz. Ancak baro yönetimlerinin görev süresini iki yıldan dört yıla çıkaracak bir yasa tasarısı gündemde. Ekimde açılacak TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesini bekleyip seçim yapmadan göreve devam etmeyi planlıyor olabilirler.
Biz bir dilekçe hazırlayıp Konak Seçim Kurulu’na verdik. Seçim Kurulu’ndan bir karar alıp seçimleri yasaya uygun olarak ekim ayı içinde yaptıracağız.”

İzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş’a da bu konudaki görüşlerini sordum. Kesinlikle yasaya aykırı bir durumun söz konusu olmadığını ifade eden Pekdaş da görüşlerini şu şekilde açıkladı:
“İzmir Barosu’nun seçim tarihi belirsiz falan değil. 3-4 Kasım tarihleri arasında yapılacak.
Ekim ayında seçim yapamamamızın zorunlu nedenleri var. Öncelikle 13-14 Ekim tarihlerinde Hakimler Sınavı var. Yine ekim ayı içinde salon sorunumuz bulunuyor.
Ayrıca 20 Ekim’den sonraki tarihlerin Kurban Bayramı ile birleştirilme ihtimali de görülüyor. Hatay, Diyarbakır ve İstanbul Baroları da seçimlerini 3-4 Kasım tarihlerinde yapıyor.
Seçim çalışmalarını bu kadar ucuz yapmasınlar. İzmir Barosu’nun seçim tarihi bellidir. Bunu tartışacaklarına oturup seçim çalışmaları yapsınlar.”
Ben, seçimde Baro’nun 10 bini aşkın üyesine başarılar diliyorum. Bu tartışmaları aşarak herkese örnek bir seçim yapacaklarına da eminim.