CHP İzmir Milletvekili Prof. Birgül Ayman Güler çeşitli ilçelerde muhtarla bir araya gelerek onların sorunlarını dinliyor.
Çok da iyi yapıyor. Çünkü muhtarların sorunlarının çözümü ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi şüphesiz vatandaşa verilen hizmet kalitesini arttıracaktır.
Büyük bir ihtimalle bu toplantılardan çıkan sonuçlar, TBMM’ye bir önerge şeklinde sunulacak.
Prof. Güler’in muhtarla yaptığı toplantılardan birine ben de katıldım.
Gerçekten de muhtarların çok haklı ve mantıklı talepleri var. Kendilerine pek çok konuda haksızlık yapıldığı çok açık.
Muhtarlar, seçimle iş başına gelen devletin en küçük birimi. Çok sayıda resmi belgeye kamu görevlisi olarak imza atıyorlar.
Ama resmi olarak kamu görevlisi değiller. Yani Devlet Memuru ya da Devlet İşçisi kadroları yok.
Aslında hiçbir kadroları yok. Sağlık güvencesi olmayanlara yeşil kart verilmesi konusunda onların görüşleri soruluyor, ama kendileri sağlık güvencesine kavuşmak için parasını yatırıp Bağkurlu olmak zorundalar.
Ama herhangi bir yanlışlık yapmaları durumunda ise devlet onları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu çerçevesinde yargılayıp cezalandırıyor.
Dahası da var. O kısmını da İzmir Muhtarlar Birliği Derneği Başkanı ve Türkiye Muhtar Birlikleri Derneği Federasyonu Başkan Yardımcısı Hasan Baykal’dan dinleyelim:
“Bizim 146’dan fazla görevimiz var. Ama bütün bunlar karşılığında devletten sadece 400 lira ödenek alıyoruz. MERNİS Yasası gereği muhtarlar 2006’dan bu yana kayıt tutmuyor.
Fakat Tebligat Kanunu’na göre vatandaşlara gelen evraklardan da biz sorumluyuz. Aynı kanun karakolları da sorumlu tutuyor ama onlar evrakları almıyor.
Nüfus müdürlükleri, vatandaşın beyanı ile konut boşsa ikamet belgesi veriyor. Sadece beyan ile çok sayıda resmi belgeyi veriyor. Gidip kontrol etme görevi ise bize düşüyor.
Bizi rahatsız eden önemli konulardan biri ise Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı operasyonlar.
Bu operasyonlara giderken savcıların gelmediği durumlarda kamu görevlisi olarak bizi alıyorlar.
Operasyona maruz kalan kişi muhtarı ihbarcı gibi görüyor. Karakollarda yakalanan kişi ile muhtarı aynı yerde oturtuyorlar.
Adam bize, çıktıktan sonra hesap soracağını söylüyor. Bu durum da muhtarlar için bir kaosa neden oluyor.”
Muhtarların anlattıkları arasında son derece ilginç bir bilgi de dikkat çekiyor. Geçen ay İçişleri Bakanlığı, kaymakamlıklar aracılığı ile muhtarlarla bir anket gerçekleştirmiş.
Anketin soruları son derece ilginç. “Herhangi bir siyasi partiye üye misiniz?”, “Bulunduğunuz mevkide ibadethane var mı?”, “Muhtarlıklar kaldırılsın mı?” gibi sorular sorulmuş.
Ne amaçla yapıldığı çok da anlaşılmayan bu anket muhtarları çok rahatsız etmiş. Çünkü onlar maksadı belli olmayan bu anketleri değil, vatandaşa daha iyi hizmet edebilmek için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını bekliyor.
Umarım, her toplantıda “yerinden yönetimin” önemini vurgulayanlar, artık muhtarların sorunlarına duyarsız kalmaz ve çözümü konusunda bir an önce gerekenleri yapar.