Bu sütunlarda 8 Eylül tarihinde “Paterson Köşkü Bakanlığın değilmiş” başlıklı yazımda son derece önemli ama gözlerden kaçan bir davanın sonucunu açıklamıştım.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın kültür merkezi yapmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis ettiği Bornova’daki Paterson Köşkü’nü 4 yıldır gerekli çalışmalar yapılmadığı için geri alacaklarını açıkladığını ifade etmiştim.
Fakat Köşkün 1978’de yapılan kamulaştırma öncesi sahibi olan Hamdi Boyacı’nın, 34 yıldır kamulaştırmaya konu işlerin hiçbirinin söz konusu alanda yapılmadığı gerekçesiyle Kültür Bakanlığı’na dava açtığını dile getirmiştim.
İzmir 4’üncü İdare Mahkemesi’nin “2007-1696” esas ve “2008-424” kararında ardından tam 29 yıl boyunca hiçbir işlem yapılmaması nedeniyle kamulaştırma kararını iptal ettiğini yazmıştım.
Kültür Bakanlığı’nın sahibi olmadığı bir yeri önce başka bir kamu idaresine tahsis edip sonra da geri almasının tuhaflığına dikkat çekmiştim.
Yazının yayınlanmasından sonra Hamdi Boyacı aradı. Öncelikle konuyu gündeme getirmem nedeniyle duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Bana daha fazla bilgi ve belge vermek için ofisine davet etti. Gerçekten de konuyla ilgili çok ilginç yeni bilgi ve belgeler verdi.
Öncelikle verdiği belgeler arasında beni en çok şaşırtan Paterson Köşkü ve etrafının SİT kapsamından çıkarılması kararı oldu.
Alan, 1974 yılında SİT ilan edilmiş. 1983 yılında Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu tavsiyesi neticesinde Bakanlar Kurulu kararı ile SİT kapsamından çıkarılmış. Bu karar “18225 sayı” ile Resmi Gazete’de de yayınlanarak kesinleşmiş.
Sonradan koruma kurulları yeniden SİT ilan etse bile, Bakanlar Kurulu daha üst bir merci olduğu için hukuken söz konusu kararın geçerli olduğu ortada.
Bu arada Boyacı, çok daha önemli bir bilgi daha verdi. Kültür Bakanlığı da mahkeme kararlarını uygulamaktan başka bir çare olmadığını anlamış ve bir uzlaşma yolu bulunmuş.
Boyacı, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve bürokratları ile vardıkları anlaşmayı şu şekilde anlattı:
“Paterson Köşkü ve 54 bin metrekarelik araziyi 49 yıllığına kiralama yoluyla bize verecekler.
Önümüzdeki günlerde ön izni içeren anlaşmayı imzalayacağız. Daha sonra ise kesin mutabakat için imzaları atacağız.
Şehir plancıları ile söz konusu alanın değerlendirilmesi için görüşmelere bile başladık.
En kısa sürede oradaki kötü görüntüyü ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.”
Hamdi Boyacı, bu arazi kamulaştırıldığında 35 yaşındaymış. Şimdi ise 70’inde.
Kamu idareleri 35 yıl boyunca bu alanda gerekli çalışmayı yapmamış, ya da yapamamış.
Bu süre içinde tam 27 Kültür Bakanı gelip geçmiş. Ama hiçbiri meseleyi çözememiş.
Umarım, Boyacı en kısa sürede bu alandaki mezbeleliğe ortadan kaldıracak çalışmaları yapar.
İzmir’in en kıymetli ve güzel alanlarından biri vatandaşın kullanacağı ve yararlanacağı bir hale gelir.