Deprem, vefalı bir dost gibi her fırsatta kendini gösteriyor. Geçen ay Manisa merkezli çok sayıda deprem neredeyse tüm Ege’de hissedildi.
Önceki gün de akşam saatlerinde Saruhanlı merkezli 5.1 büyüklüğündeki deprem, İzmir’de de kendini gösterdi.
Deprem, tıpkı bir doğa olayı. Birinci Deprem Kuşağı’nda yer alan Türkiye’de, deprem olması yağmur yağması kadar doğal.
Ama doğal olmayan, yapılan planlarda bunun dikkate alınmaması...
***
İzmir ve Manisa için Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda geçen yıl sonunda 1/100 binlik imar planları yapıldı.
Askıya çıkarılan bu planlar, askı süreleri dolduktan sonra yürürlüğe girdi.
Bakanlık’ın İzmir ve Manisa için hazırladığı 1/100 binlik temel planlarında jeolojik ve jeoteknik etütlerin yapılmadığı belirlendi.
Meslek odalarının açtığı davanın dilekçesinde bu durum şöyle ifade edildi:
“Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün ‘planlamaya esas jeolojik, jeoteknik ve mikro bölgeleme’ genelgesine göre, planlamaya esas jeolojik ve jeoteknik etüt raporları mecburi olarak hazırlanmalıdır.
İlgili genelgede belirtildiği gibi, Bölge Planlarından Uygulama İmar Planları’na kadar tüm imar planlarının, ölçekleri gereği belirlenmiş formatlarına göre farklı jeolojik ve joteknik etüt raporlarının hazırlanması gerekmektedir.
Plan hükümlerinin ilgili maddelerinde belirtilen alt ölçekli planlar için hazırlanması gereken jeoloji-jeoteknik etüt raporları, esasen hazırlanması gereken İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planı’nın jeolojik-jeoteknik raporlarının yerine kullanılamaz.
***
Ayrıca, 1. Derece Deprem Bölgesi olan İzmir ve Manisa’ya ilişkin olarak hazırlanan Çevre Düzeni planlarında, genelgede belirtilen ve zorunlu olarak yapılması gereken jeolojik-jeoteknik etüt raporlarının hazırlanmaması ve dolayısıyla genelgede belirtilen Yapısal Jeoloji’nin (bölgede etkin jeodinamik süreçleri; kıvrımlar, fay ve kırık sistemleri, genel kütle hareketleri belirtir) planlar üzerinde de yer almaması dolayısı ile planda fay hatlarının gösterilmemesine neden olmuştur.
Zira, Çevre Düzeni Planı’nda birçok yerde meskûn haricinde belirlenen ‘Gelişme Alanları, Sanayi Alanları’nın altında fay hattı bulunup bulunmadığı bilinmemekte ve bu şekilde belirlenmiş yerleşmeye açılacak alanlarda telafisi mümkün olmayacak sonuçlara gidilmesine olanak veren bir durum söz konusudur.”
***
Bu planlar şu anda yürürlükte. İzmir ve Manisa’da söz konusu planlara dayanarak imar ve yapılaşma izinleri veriliyor.
Ama yerleşim izni verilen yerlerde fay hattı var mı yok mu, o bile bilinmiyor.
Vahim bir durum ama fay hatları üzerinde imar verilme ihtimali yüksek.
Çok açık bir gerçek var. Yapılan planlarda fay hatları unutuluyor, ama doğa asla unutmuyor ve tekrar tekrar hatırlatıyor.