Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu sütunlarda 3 Nisan’da yayınlanan yazımda kentin en önemli çevre sorunlarından biri olan taşocakları konusunda şu bilgileri vermiştim:

Son yıllarda İzmir’deki taş ocaklarına verilen izin sayısında büyük bir artış var. Çevre İl Müdürlüğü sadece son 2 yılda 50’nin üzerinde yeni taş ocağına ruhsat verdi.

Andazit, bazalt, kil ve kalker ocağı ile kırma ve eleme tesisleri şeklinde verilen bu izinler İzmir’i adeta bir taşocağı kentine çevirdi.

Aliağa ‘dan, Torbalı’ya, Bergama’dan Buca’ya, Menemen’den Karaburun’a kadar taşocağı ruhsatı verilmeyen ilçe kalmadı.

Haberin Devamı

***

Dünyanın gıpta ile baktığı Çeşme’de bile taşocakları Çevre İl Müdürlğü’nün izni ile çalışıyor.

Çeşme’nin Germiyan Mahallesi’nde bir taşocağı var. Hikayesi ibretlik.

Bu taşocağına Çevre İl Müdürlüğü ÇED vermeye doymadı.

2007 yılından bu yana köylüler bu taşocağına karşı hukuk mücadelesi başlattı.

Açılan davalarla bu taşocağına verilen ÇED izinleri tam 3 kez iptal edildi.

Ama Çevre Müdürlüğü ÇED gerekli değildir kararını her seferinde yeniledi.

Bu arada bu konuyla ilgili bir başka önemli gelişme daha yaşandı.

Çevre Bakanlığı’nın İzmir ve Manisa için yaptığı 31 Aralık 2015’te kesinleşen 1/100 binlik planlarda da taş ocakları ve çimento fabrikaları için özel bir not olduğu ortaya çıktı.

Söz konusu plan notlarında kent merkezinde taş ocakları ve çimento fabrikalarının ekonomik ömürlerini yitirinceye kadar çalışması öngörülüyor.

Bu ifade, İzmir ve Manisa’da kent içindeki taş ocakları ve çimento fabrikalarının teknik olarak bin yıl bile faaliyetlerini sürdürebilecekleri anlamına geliyor.

***

Konuyla ilgili olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan çok önemli bir açıklama geldi.

Başkan Kocaoğlu Pınarbaşı Mahalle ziyareti sırasında şu bilgileri verdi:

“Bu taşocakları özellikle 50 yıldır yoğun şekilde çalışıyor. Biz bir karar aldık. Belkahve’deki taşocağı sahiplerini topladık. ‘Arka tarafa gideceksiniz, kapalı ve sulu sistem çalışıp çevreye zarar vermeyeceksiniz’ dedik.

Söylediklerimizi yaptılar ve orada sorun kalmadı.

Biz İzmir’deki tüm taş ocakları ve çimento fabrikaları için aynı sistemi uygulayıp çevreye zarar vermeden çalışmalarını sağlayacaktık.

Haberin Devamı

Ama bizim GSM (Gayri Sıhhı Müessese) ruhsatı verme yetkimiz bile elimizden alındı.

Bu yetkiler bizde kalsaydı İzmir’de böyle bir sorun kalmazdı.

Çevreye zarar vermeyecek tedbirleri alanlar kalırdı. Bunu yapamayanları kapatırdık.

Bu işletmeler kentin ekonomisi için gerekli.

Ama kesinlikle disipline edilmeleri gerekiyor.

Bize yetki versinler, ikinci gün hepsini düzeltiriz.”

***

Kentin en büyük çevre sorunu ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en ufak bir yetkisi yok.

Üstelik bu yetkiler alındıktan sonra İzmir’de taşocağı sayısında neredeyse iki kat artış var.

Yetkinin Büyükşehir Belediyesi’nden neden alındığı bu artış göz önüne alındığında daha iyi anlaşılıyor.