Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu sütunlarda 26 Haziran 2017’de yayınlanan “Körfez Geçişi’nde Kuş Cenneti Davası” başlıklı yazıma Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkilileri bir açıklama göndermiş.

Önce o açıklamaya bir bakalım.

“Söz konusu yazınızda İzmir Körfez Geçişi Projesi’nin Kuş Cenneti’nde yaşayan flamingolara zarar verebileceği şeklinde gerçek dışı iddiaya yer verilmiştir.

Yazınızda belirttiğiniz gibi bu alan dünyanın en büyük flamingo adalarından birisidir ve uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınmıştır. Nesli tükenmekte olan bir tür, Bakanlığımızın üstün gayretleri neticesinde kendisine yaşam alanı bulmuş, yok olmaktan kurtulmuştur. Bakanlığımızın gereken hassasiyeti fazlasıyla gösterdiği bu alanın heba edilmesine seyirci kalması mümkün değildir.

Haberin Devamı

Nitekim “İzmir Körfez Geçişi Projesi” Gediz Deltası Ramsar Alanı sınırına 1.5 km mesafede, yazıda adı geçen flamingo adasına ise yaklaşık 12 km mesafededir. Projenin meşakkatli bir sürecin sonunda hayata döndürülen flamingoları etkilemesi söz konusu değildir.”

***

Açıklama kısa. Projenin Kuş Cenneti’ne zarar vermemesi için neler yapılacağı yok.

35 yıldır Kuş Cenneti’nde akademik çalışmalar yapan Prof. Mehmet Sıkı ise vereceği zararları bakın nasıl anlatıyor:

“İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin; İzmir Kuş Cenneti’nde yaşayan flamingolara zarar verebileceği şeklindeki bilgi gerçek dışı değil, bilakis gerçeğin ta kendisidir.

Çünkü bugün İzmir Kuş Cenneti’nde kuluçkaya yatan yaklaşık 20 bin çift flamingo varsa, bu, İzmir Kuş Cenneti’ndeki mevcut ekosistemlerin birbiriyle olumlu etkileşimi sonucudur.

İzmir Kuş Cenneti denen doğal yapı, hiçbir zaman balkonda baktığımız saksıdaki bir bitki değildir. Yani saksıdaki bitkiye su verdiğimiz zaman bitki canlılığını muhafaza eder, su vermediğimiz zaman bitki kurur mantığıyla Kuş Cenneti’ni değerlendiremeyiz.

Flamingolar başta olmak üzere diğer su kuşları Kuş Cenneti doğal ekosisteminde güven içerisinde yaşayıp üreyebiliyorlarsa 19 bin 400 Hektarlık sulak alanı layıkıyla koruyabilmemize bağlıdır.

***

2012’de yapımı tamamlanan Flamingo Adası; Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün onayı, Ege Üniversitesi olarak bizim hazırladığımız rapor doğrultusunda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan alınan izin ve İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği Başkanlığının yaklaşık 3 milyon TL harcaması ile yapılmıştır.

Haberin Devamı

Nesli tükenmekte olan flamingo türü sadece Bakanlığın gayretleri ile değil tüm İzmirlilerin Kuş Cenneti’ne sahip çıkmasıyla kendisine İzmir’de yaşam alanı bulmuş ve yok olmaktan kurtulmuştur.

İzmir Körfez Geçiş Projesi Gediz Deltası RAMSAR alanı su içindeki Güney sınırına 1.5 km mesafede olduğu doğrudur. Ancak RAMSAR Sözleşmesi’nin; “Her akit taraf, listeye dahil olsun ya da olmasın, sulak alanlarında tabiatı koruma alanları ayırarak sulak alanlarının ve su kuşlarının korunmasını geliştirecek ve yeterli inzibati tedbirleri alacaktır” hükmü de dikkate alınmalıdır.

‘RAMSAR sınırına 1.5 km uzaklıkta’ diyerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı bu yasal yaptırımdan uzak duramaz.

Kaldı ki Körfez Geçiş Projesi’nin Kuzey ayağının bulunduğu kısım 1. Derece Doğal Sit Alanı’dır.

Haberin Devamı

Koruma kurullarından izin almadan burada yapılacak olan fiziki müdahalelerin yaptırımı, 2 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis olarak belirtilmiştir.

***

Bu projenin kuzey ayağının Flamingo adasına kuş uçuşu uzaklığı 12 km olduğu ifade edilmiş.

Ancak bu projenin; Gediz Deltası sulak alan ekosisteminin güneydoğusundaki sulak alanın doğal yapısını değiştirebilecek etkileri olacaktır.

Bölgede flamingolar dışında 22 tür su kuşu üremektedir. Burada toplam 41 kuş türü gözlenmiştir.

Bu projenin gerçekleşmesi sırasında ortaya çıkabilecek çevreye ve sulak alana zarar verecek tedbirlerin alınması şartı ile projeyi desteklediğimizi kamuoyuna saygı ile duyururum.”

***

Konu, gerçekten çok ciddi. İzmirliler, Kuş Cenneti ile Körfez Geçiş Projesi arasında seçim yapma gibi durumla karşı karşıya kalmamalı.

35 yılını Kuş Cenneti’ne vermiş bir bilim adamının uyarılarını inkar etmenin hiçbir mantığı yok.

Üstelik o bilim adamı “Projeyi yapmayın” da demiyor. “Gerekli tedbirleri alın” diyor.

Bu kadar basit.