Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları

Heyamola Yayınları, Fergül Yücel danışmanlığında İzmir’in 41 semtini anlatan kitaplar serisini 2011 yılında yayımlamıştı. İzmir’im serisinin 21 numaralı  ‘Saklı Mazi Dibekbaşı-Kireçlikaya’ kitabını Yazar-Çevirmen-Sahaf İlhan Pınar yazdı. Çocukluk yıllarında ailesiyle birlikte tarih fışkıran Selçuk’tan İzmir’e gelip Dibekbaşı-Kireçlikaya semtinde yaşamaya başlayan yazar İlhan Pınar, ilk ve ortaokulu aynı semte, pencerelerinden Smyrna Agorası’nın göründüğü okullarda okudu. Yazarın tarihseverliğinde ve araştırmacı kimliğinin oluşmasında bu tarihi dekorun etkisinin olduğuna inanırım. İzmir Mevlevihanesi’nin boş arsasında arkadaşlarıyla top oynayan yazar, bakın kitabında neler yazmış. “Yıllarca üzerinde top oynadığım benden önce de kaç kuşağın üzerinde top oynadığı uçurtma uçurduğu, Naci Gündem’in incir ağaçlarını nişangâh olarak kullandığı o tekke dediğimiz yerin meğerse İzmir Mevlevihanesi olduğunu araştırma yaptığım seyahatnamelerden ve burada semah izleyen seyyahlardan öğrendim maalesef. Meğer bizim çocukluğumuzun oyun alanı, İzmir’in önemli mekânlarından biriymiş. Naci Gündem için İzmir’in bombardımanının izlendiği seyir alanı ve bisikletçi Muzaffer Amca ve oğlu Ahmet için kiraya verdiği bisikletin gidiş ve dönüş noktasıydı tekke. Dondurmacı Arif Amca düz yollarda dondurma arabasını pedal çevirerek götürebiliyordu. Ancak işin en zor tarafı, yokuşlarda Arif Amca’nın arabayı ittireceğim diye kan ter içerinde kalmasıydı. O güzel dondurmasını tekkenin geniş alanında sabahın erken saatlerinde yapmaya başlar ve ilk dondurmayı bana ve arkadaşım Kemal’e tattırır, bizden para mara almazdı, nur içinde yatsın.”

Haberin Devamı

Mevlevihane arsasında dondurmacı Arif Amca

Okumanızı öneriyorum

Yazar İlhan Pınar’la birlikte onun çocukluk yıllarında koştuğu oyun oynadığı sokakları, çocukluk ve ilk gençlik anılarında yer etmiş mekânları, İzmir Mevlevihanesi’nin boş arsasını yıllar önce onun rehberliğinde görmüştüm. ‘Saklı Mazi Dibekbaşı-Kireçlikaya’ kitabını okurken, semtin ünlü yokuşlarını, Piyale Camii haziresindeki mezar taşlarını, çeşmelerini, Küçük Aya Yani Kilisesi’nin arsasına inşa edilen İsmetpaşa İlkokulu’nun tuvaletinde çocukları korkutan kırmızı el hikâyesini, yazlık sinemaları, Mumcu Kahvehanesi’nde oynanan meşe oyunlarını, komşuluk ilişkilerini hafızamda tekrar canlandırdım. Etnolog-koleksiyoner Sabiha Tansuğ’un semtte şapka yapıp sattığı yıllar, özel günlerde evlerde pişirilen  yemek ve tatlı tarifleri, beni unutulmuş semtlerin saklı mazisinde zaman yolculuğuna çıkardı. Günümüzde o bölgede oturanların dahi adlarını hatırlamadığı Dibekbaşı-Kireçlikaya’nın tarihsel geçmişini, sosyokültürel ilişkilerini okumaktan keyif aldım.

Haberin Devamı

‘Saklı Mazi Dibekbaşı-Kireçlikaya’ kitabını bulup okumanızı öneririm. Sağlıklı günler dilerim.