Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları

II. Dünya Savaşı yıllarında İtalya ve Almanya tarafından işgal edilen Yunanistan, tarihinin en kötü günlerini yaşadı. İşgal kuvvetleri, ülkenin bütün kaynaklarını eline geçirip Yunan halkını yoklukla, açlıkla baş başa bıraktı; açlıktan, hastalıktan ölenler oldu... Kiliselerde çanlar özgürce çalınamadı, buzukilerin, kemençelerin telleri koptu...
Alman faşizminden kaçmayı göze alanlara can simidi, komşuları Türklerden geldi. İşgale direnen Yunan yurtseverler, Kahire’de kurulan sürgün hükümetine katılmak üzere, özellikle adalardan kayık, yelkenli ve sallarla, kendilerini Çeşme, Urla, Ayvalık, Seferihisar, Foça sahillerine attı. Sayıları on binleri geçen sığınmacılar, Türklerden yakınlık-dostluk gördü. Evlerinde misafir olup ekmeklerini paylaştılar. Türk gemileri, baskılara rağmen Yunan halkına yiyecek ve tıbbi yardım malzemeleri taşımak için tehlikeyi göze alıp seferler yaptı... Türk-Yunan dostluğu adına çalışmalar yapan Hasan Fuat Hepişeri’nin, Kuşadalı olan dedeleri Hasan Reis, Ali Bey, işgal yıllarında Sisam Adası’na tehlikeyi göze alarak takalarla insan taşıdı, onların canlarını, mallarını koruma altına aldı. Yıllar sonra Yunan hükümeti yapılan bu fedakârlığı unutmadı, hediyeler ve teşekkür mektuplarıyla kendisini ödüllendirdi.

Haberin Devamı

Yurtta sulh, cihanda sulh

Yunanistan’a gidenler, gazeteci Yorgo Kırbaki’nin 18 Mart 2006’da Hürriyet gazetesinde yazdığı ‘Bir kahraman ve bir saatin öyküsü’ makalesini okuyup, Atina’da Lalaounis Müzesi’nde sergilenen Türk Yunan bayrakları kazılmış, altın cep saatini özellikle görsün. Altın saat, Yunan hükümeti tarafından Ali Bey’e hayatını kurtardığı insanlar ve değerli hizmetleri nedeniyle verildi. Unutulmaz diğer bir öykü de, aynı yıllarda Türkiye’nin Yunanistan’a Küçük Aya Yani Kilisesi’nde bulunan, paha biçilmez üç kutsal eşyayı göndermesidir. Reisicumhur İsmet İnönü ve Bakanlar Kurulu imzasıyla hediye edilen 1 adet kürsü (Ambo), 1 adet taht (Episcopal Throne), 1 adet, üstünde azizlerin resimlerinin bulunduğu pano (Templo- iconostasis), günümüzde Atina yakınlarında bulunan, Aya Fotini Kilisesi’nde sergileniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki kiliseleri restore etmesi, Sakarya Mahallesi’nde Rum Okulu’nun Valilik tarafından koruma altına alınıp restorasyon çalışmalarının başlatılması, dostluk adına anlamlıdır. Birlikte yaşamış kültürlerin, geçmişten ders alması ve emperyalist oyunlardan, şovenist kışkırtmalardan uzak durması gerekiyor. Değerli araştırmacı, kent stratejileri uzmanı Sayın Ali Rıza Avcan’ın anımsatmasıyla, bu konuda yazılan makaleleri okuyup belgeselleri izledim. İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı, her iki ülkeye ve dünyaya barış getirsin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Yurtta sulh, cihanda sulh”...