Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       DÜNYA Ekonomik Forumu nedeniyle Davos'ta toplanan ünlülerin resmigeçidi pazar günü de sürdü. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, ABD eski dışişleri bakanı Henry Kissinger, CNN televizyonunun kurucusu Ted Turner ve mat güzelliği ile hala dikkatleri üzerine çekebilen eşi Jane Fonda bunlar arasındaydı. Jane Fonda'nın yüzündeki hüzünlü ifade, toplantılarda giderek daha belirgin hale gelen kaygılı havanın da bir yansımasıydı sanki.
Türkiye'nin tümüyle gündem dışı kaldığı bu yılki Davos toplantılarında varlık gösteren ülkelerden biri olan Mısır'ın Devlet Başkanı Mübarek, "Global köyde yangın var", derken buradaki çoğu kişinin düşündüğünü çarpıcı bir şekilde ifade etmiş oluyordu. Globalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte dünyadaki yoksulların sayısının da arttığına dikkat çeken Mübarek, çoğu kimsenin kafasındaki bir soruna daha parmak bastı: globalleşmenin ortaya çıkardığı sorunlar ve yarattığı dünya fevkalade karmaşıktı ve bu da çözümlerin bulunmasını zorlaştırıyordu.
Toplantının en beğenilen konuşmalarından birini yapan Henry Kissinger da aynı noktanın altını çizerken globalleşmenin gereklerini yerine getirmeye çalışan siyasi liderlerin hiç de iç açıcı olmayan durumlarına dikkat çekti. Kissinger'a göre global ekonominin gerekleriyle politikanın gerekleri çoğu ülkede çelişiyordu. Bu çelişki nedeniyle global ekonominin dışında kalmayı bir seçenek olarak gören siyasi liderlerin sayısı artabilirdi.
Öncelikle çözümlenmesi gereken sorunun ekonomik değil siyasi olduğunu vurgulayanlardan biri de ABD Hazine Bakanı Robert Rubin idi. Dünyanın ve özellikle finans kesiminin fevkalade karmaşık hale geldiği bir ortamda son 50 yılın en ciddi sorunlarıyla karşı karşıya bulunduğumuzu kaydeden Rubin, "doğru politikaları uygulamak için gerekli olan siyasi iradeyi oluşturmanın" birçok ülkede en büyük sorun olarak ortaya çıktığını söyledi ve "ancak bunu başarabilen liderler ülkelerini esenliğe çıkarabilir" dedi.
Globalleşme sürecinin belirleyici özelliklerinden biri olan sermaye hareketlerinin darbesini yiyen Güney Kore, Endonezya, Tayland, Rusya ve Brezilya gibi ülkelerden gelenler, dışarıdan bakanların mümkün gördüğü çözümlerin aslında ne kadar zor olduğunu en iyi bilenlerdi. Arjantin'de 1990'ların en başarılı para reformlarından birini yapmış olan Domingo Cavallo'nun eski danışmanlarından David Konzevik, gelişmiş ülke yetkililerinin gelişme yolundaki ülkelerin gerçek durumlarını tam olarak anlayamadığını ileri sürerek şöyle diyor: "Globalleşme denen olay aslında 1000 başlı bir canavar ve biz şimdiye dek bunlardan yalnızca 2 - 3 tanesini gördük. Önümüzdeki 10 yıl büyük yeni şoklara gebe."
Davos'ta iki günlük özel bir toplantı yapan devlet ve hükümet başkanlarıyla bazı ülke bakanlarının üzerinde durdukları konular hakkında bilgi veren ABD'li Senatör John Kerry, siyasi liderlerin de globalleşmenin olumsuz etkileri üzerinde önemle durduklarını belirtti ve "globalleşmenin terbiye edilmesi büyük önem taşıyor" dedi.
Vahşi globalleşmenin dünyayı bir çıkmaza sürüklediği görüşü bu yılki Davos toplantılarının ana temasını oluşturuyor. Globalleşmenin nasıl terbiye edileceğini ise şimdilik hiç kimse tam olarak bilemiyor.