Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Krizden 5 yıl sonra (2) Ekonominin bu noktaya gelmesinde önemli katkısı olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının sözcüleri, "ekonomide her şey yolunda" görüşünü savunurken şu beş varsayıma dayanıyor: (1) Türkiye'ye ve AKP iktidarına duyulan güven içerde ve dışarıda sürecektir; (2) Türkiye'ye para akmaya devam edecek ve ekonomiyi büyütecektir; (3) Hükümet kendine düşeni yapmıştır, yapısal dönüşümü özel sektör tamamlayacaktır; (4) Dönüşüm sürecinde elenen ve işini kaybedenler ciddi bir sorun yaratmayacaktır; (5) Değerli YTL ekonomi için sorun oluşturmayacaktır.Şimdi bu varsayımları teker teker ele alıp sorgulayalım. Pazartesi günkü yazımda, 2001 krizinden bu yana Türkiye ekonomisinde olumlu gelişmeler yaşandığını ancak bugünkü tabloya bakarak 'ekonomide her şey yolunda' sonucuna varmanın kolay olmadığını belirtmiştim. (1) Finans piyasalarında AKP iktidarına duyulan güvenin halen sürmekte olduğu görülüyor. Türkiye'ye para girişinin sürmesi ve borsanın tırmanışı da bunun göstergeleri olarak algılanabilir. Ancak gözümüzü, farklı bir algılama ve tepki verme frekansı olan finans piyasalarından Türkiye genelindeki tabloya çevirdiğimizde, AKP hükümetine duyulan güvende ciddiye alınması gereken bir erozyonun yaşandığını söyleyebiliriz. Bazı bakanlarla ilgili olarak ortaya atılan ve bazen AKP içinden de destek gören iddialar, hükümet yetkililerine karşı açığa çıkan toplumsal tepkilerin artması ve AKP'ye destek vermiş olan kimi çevrelerde beliren tereddütler bu erozyonun sinyalleri olarak algılanabilir. AKP ile ilgili kuşkuların dış dünyada da artmış olduğu düşünülebilir.(2) Bu güven erozyonunun bir noktadan sonra finans piyasalarını da etkilemesi halinde Türkiye'ye yönelik sermaye hareketleri de bundan olumsuz etkilenmeye başlayabilir. Ancak bu etkilenme, piyasaların yaşamak istediği bir durum olmadığı için kolay gerçekleşmez. AKP iktidarının, ilk belirtileri görülen güven erozyonunu durdurma konusunda atacağı adımlar Türkiye'ye para girişinin devamını sağlayabilir. Güven erozyonu (3) Gelinen noktada AKP hükümetinin, "ben kendime düşeni yaptım, siyasi istikrarı ve makroekonomik dengeleri sağladım, gerisi özel sektörün işidir" deme lüksü yok bence. Bir kere, reel sektörde ciddi sıkıntılara yol açan ve dış dengeyi sürdürülemez noktaya getiren bir kur fiyatı sayesinde elde edilen bir makroekonomik dengenin sorgulanması gerekir. İkincisi, başta sosyal güvenlik sistemi olmak üzere yapısal reformlar tamamlanmış değil. Üçüncüsü, ekonominin bundan sonraki büyümesine ortam hazırlayacak altyapı atılımları konusunda yapılacak çok şey var.(4) Eğer reel sektörde bir dönüşüm süreci yaşanıyorsa bu süreçte elenen ve işini kaybedenlerin hükümet için ciddi bir sorun oluşturacağı şimdiden belli. Hükümetin seçim dönemi öncesinde buna kayıtsız kalması pek mümkün görünmüyor.(5) Değerli YTL' nin ekonomi için çok ciddi sorunlar yaratmaya başladığı ortada.Bütün bunlar 2006 yılının AKP hükümeti için kritik yıl olduğunu ve hükümetin ekonomi politikasında revizyona zorlanabileceğini gösteriyor. Ancak revizyona gitmenin de muazzam riskleri var. Bunlara Pazar günü değineceğim. oulagay@milliyet.com.tr Hükümetin görevi