Bu yoğun ilgiye değecek bir sohbet mi oldu? Bence olmadı. Bill Gates ve Friedman gibi 'harika çocuklar', dünyanın değişmekte olduğunu kabul etmekle birlikte, hâlâ kendi düşünce çerçevelerinin doğru olduğuna inanıyor ve dünyadaki değişime de bu çerçeve içinden bakıyorlar. Çin'deki ve Hindistan'daki çarpıcı gelişmeyi, Batı'nın tetiklediği bir sürecin sonucu olarak görüyor ve küreselleşmenin insanlığa çıkış yolunu gösterdiğine inanıyorlar. Küreselleşmenin dünyanın dört bir yanında yaratmakta olduğu çok yönlü hoşnutsuzluğu, solun Latin Amerika'daki yükselişini, Fransa'da ve diğer Avrupa ülkelerinde yükselen tepkileri hiç hesaba katmadan konuştu Gates ve Friedman. Ufuk açmayan bir ufuk turu yaptılar bence. Dün sabah karanlığında Davos yollarına düşen insanların çoğunun ortak bir hedefi vardı. Başbakan Erdoğan'ında kaldığı Belvedere otelinde, saat 7'de başlayacak olan kahvaltılı oturumda, ABD'nin en zengin adamı Bill Gates ile The Worl Is Flat (Dünya Düzdür) kitabının yazarı Thomas Friedman yapacağı sohbeti dinlemeye gidiyordu bu insanlar. Dünyanın seçkinlerinin oluşturduğu 'Davos ahalisi', dondurucu ayazda, otelin giriş kapısında uzun kuyruklar oluşturarak içeri girme çabasındaydı. Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta medya mensuplarıyla yaptığı toplantıda yabancı meslektaşlarımız öncelikle Kıbrıs'la ve Hamas'ın Filistin'deki seçim zaferiyle ilgili sorular yönelttiler Sayın Başbakan'a. Hamas'ın seçim zaferiyle ilgili soruları cevaplarken Erdoğan'ın kullandığı söylem iki bakımdan ilginçti. Erdoğan, halkın oyunu ve desteğini arkasına alarak iktidara gelen Hamas'ı, peşinen dışlamanın ve lanetlemenin doğru olmayacağını söylerken, kendi partisine gösterilmiş olan tepkiyi de aklından geçiriyor muydu bilmiyorum ama onu dinlerken ben bunu düşündüm ister istemez.Ancak Erdoğan'ın söylemiyle Avrupa'nın söyleminin hayli yakın olduğunu düşündüren haber ve yazılar da vardı dünkü bazı yabancı gazetelerde. Örneğin eski İsveç Başbakanı Carl Bildt ile eski İspanya Dışişleri Bakanı Ana Palacio'nun dünkü Financial Times'ta yer alan ortak imzalı yazılarında, Hamas'ın zaferine ilişkin görüşler Erdoğan'ın söyledikleriyle örtüşüyordu genelde. Erdoğan, Hamas, AB Dünkü basın toplantısında benim Başbakan'a sorduğum soru ise şuydu: "Bu yıl Davos'ta Çin ve Hindistan'la ilgili gelişmeler gündemde ağırlıklı bir yer alırken Türkiye, hatta Türkiye'nin bütünleşmek istediği Avrupa'nın hayli gölgede kaldığı görülüyor. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?"Erdoğan bu sorunun asıl muhatabının, Davos'un gündemini belirleyen Dünya Ekonomik Forumu olduğunu söyledi ama bazı değerlendirmeler yapmaktan da geri durmadı. Yalnızca ekonomik alandaki güncel performanslarına bakarak ülkeleri değerlendirmenin doğru olmadığını belirten Erdoğan, Avrupa'nın sahip olduğu değerlerin küçümsenemeyeceğini vurguladı.Bu yıl Davos'ta Avrupa Birliği (AB) ile ilişkili oturumlarda yer alan Türkiye'nin Başbakanı, AB'nin önemini vurgulayan bir tavır içindeydi. Bu tavrıyla da Avrupa'nın önemini vurgulayan ender kişilerden biriydi. Davos'ta bugün yapılması gereken "AB'nin bir dış politikası var mı?" başlıklı oturumun iptal edilmesi, onun yerine "Evlilikte mutluluğu yakalamanın yolları" başlıklı bir ek oturum konması da Avrupa'ya gösterilen ilginin (!) bir göstergesi olarak algılandı. Erdoğan'a Çin sorusu Başbakan Erdoğan 'Avrupalı lider' görünümü çizmeye çalışıyor ve AB'nin, Türkiye'nin de katılımıyla 'medeniyetler uzlaşması'nda oynayabileceği rolü vurguluyor ancak kendisi ve partisiyle ilgili olarak kafalarda düğümlenen kimi soruların sorulmasını hâlâ önleyebilmiş değil. Dünkü basın toplantısı öncesinde ünlü bir Amerikan dergisinin tanınmış bir muhabiri şu soruları sordu bana: "Erdoğan, Türkiye'de farklı bir rejim kurmaya niyetli mi? AKP hükümetinin İran'a yaklaşımı ne olacak?"AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in AB'nin genişlemesiyle ilgili açıklamalarına yer veren dünkü Wall Street Journal gazetesine göre "AB bundan sonraki en büyük sınavı Türkiye konusunda verecek. Kıbrıs konusu bu sınavın yan konularından biri. Asıl sınav Türkiye'de verilecek."Bütün bunları yazdıktan sonra bir itirafta bulunuyorum. Biz, Türkiye ile doğrudan ilgili gelişmeleri doğal olarak izlemek ve aktarmak durumundayız ama Asya'daki gelişmelerle ilgili olarak burada dinlediklerim doğrusu çok daha ilginç ve düşündürücüydü. oulagay@milliyet.com.tr Erdoğan ne yapacak?