Osman Ulagay
Yaşadığımız deprem yıkımının Türkiye ekonomisine maliyeti konusunda yapılan ve maalesef dış basına da yansıyan karakuşi tahminleri biraz hayret biraz da dehşetle izliyorum. Örneğin "depremin Türkiye ekonomisine maliyeti 20 milyar dolarla 40 milyar dolar arasında olabilir", demenin, "ölü sayısı 20 binle 40 bin arasında olabilir", demekten pek farkı yok benim gözümde. İkisi de aynı ölçüde anlamsız.
Depremin ekonomiye vereceği toplam zarar konusundaki tahminler 6 - 7 milyar dolarla 20 milyar dolar arasında dolaşıyor, 40 - 50 milyar dolar gibi bana uçuk gelen tahminler de var ama ağırlık 10 milyar dolar ve altındaki zarar tahminlerinde.
Zarar tahmini
Bu tahminlerin bir bölümü zararın boyutları hakkında bir fikir vermek için, bir bölümü ise alaturka bir kurnazlıkla zararı büyük gösterip dış dünyadan ve uluslararası kuruluşlardan daha fazla destek istemek için yapılıyor galiba. Ancak bu kurnazlığın fazla yararı olmayacak, çünkü IMF(Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası'nın bu tahminlere fazla itibar etmeyerek kendi zarar değerlendirmelerini yapmak üzere Türkiye'ye heyet yolladıkları anlaşılıyor. Türkiye'ye sağlanacak destek de her halde bu heyetin yapacağı tahmine bağlı olacak.
Her konuda kaba kestirimler yapılabilir belki, örneğin deprem sonucunda kaybolan servetin değeri, yıkılan yapıları yenilemenin maliyeti kabaca hesaplanabilir ama bu depremin ekonomiye toplam etkisinin hesaplanması çok daha zor. Bunu hasaplayabilmek için deprem sonrası dönemde üretimin ve ekonomik aktivitenin nasıl etkileneceğini tahmin etmek gerekiyor ki asıl zor olan da bu.
Deprem öncesi tablo
Bu zorluğu açıklayabilmek için deprem öncesindeki tabloyu ve beklentileri hatırlayalım:
* Ekonomide geçen yıl başlayan ve bu yılın ilk yarısında da süren küçülmenin (1999'un ilk yarısında sanayi üretimi % 3.9 azaldı) yılın ikinci yarısında giderek hızlanan bir büyümeye dönüşmesi ve yılın bütününde Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH)'da sıfır büyüme ya da % 0.5 gibi bir küçülme kaydedilmesi bekleniyordu.
* Bu beklentinin gerçekleşmesi, 1999'un ilk yarısında % 7.6'lık bir küçülme kaydeden özel sektör sanayiinin yeniden moral kazanarak üretimi artırmasına bağlıydı. Özel sektörün moral kazanması ise, vergide ve kredi borçlarında sağlanan kimi rahatlatmaların yanısıra, Türkiye'ye dış kaynak girişine ve reel faiz oranlarının gevşemesine bağlı görünüyordu.
* Ekonominin canlanması açısından kritik önem taşıyan dış kaynak girişi ise hükümetin programında olan yapısal reformları gerçekleştirmesine ve IMF ile bir anlaşmaya varmasına bağlı bulunuyordu.
* Hükümetin Meclis'te güçlü bir desteğinin bulunması ve Meclis'in yoğun bir çalışma temposuna girmesi yapısal reformların gerçekleşeceği yolundaki beklentileri güçlendiriyor ancak bazı sendikaların reformlara muhalefeti sorun yaratıyordu.
İyimser senaryo
Depremin ekonomiye yapacağı toplam etki, deprem sonrasında ortaya çıkan tablonun ve özellikle de bundan sonra yaşanacak olanların deprem öncesindeki bu tabloyu nasıl etkileyeceğine bağlı. Bu konuda akla gelen kimi olasılıklar şöyle:
* Türkiye'nin uğradığı felaketin boyutları başta ABD olmak üzere Avrupa Birliği(AB) ülkelerini ve uluslararası kuruluşları harekete geçirmiş durumda. Bu koşullarda Türkiye'ye sıradışı boyutlarda mali yardım ve diğer desteklerin sağlanması söz konusu olabilir.
* Deprem sonrasında doğan ortamda sosyal güvenlik reformunun Meclis'ten geçmesi ve bunun diğerlerinin izlemesi de IMF ile anlaşma ve dış kaynak girişi olasılığını artırabilir.
* Eğer bu olasılıklar gerçekleşir ve ABD - AB - IMF - Dünya Bankası dörtgeninde Türkiye'ye sağlanan destek milyar dolarlarla ölçülecek mertebede olursa bunun iç ve dış piyasalarda çok olumlu bir etkisi olabilir. Bu yolun, deprem gibi bir felaket vesilesiyle de olsa, açılmış olması özel sektördeki moral bozukluğunu bir ölçüde hafifletebilir.
* Bunun yanısıra depremin yolaçtığı yıkımın giderilmesi ve yeniden yapımın başlaması yolunda hızlı adımlar atılabilirse bu faaliyetin belli sektörlerde yaratacağı talep de özel sektör için bir itici güç oluşturabilir.
* En kritik sorun, zaten büyük boyutlarda olan kamu açıklarının deprem nedeniyle gündeme gelen etkilerle birlikte daha da büyüyecek olması. Hükümetin ek vergi alma girişimine karşı gösterilen tepki bu açığı sınırlamak için dolaylı vergilere ve KİT zamlarına başvurulacağını düşündürüyor. Bu koşullarda enflasyon cephesinde iyimser olmaya olanak yok.
Önümüzdeki dönemde bu senaryonun gerçekleşeceği yolundaki beklentiler güçlenir ve hükümete duyulan güven artarsa depremin ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi sınırlı kalabilir; Türkiye 1999 yılını sıfır büyümeyle ya da sınırlı bir küçülmeyle kapatabilir ama 2000 yılına daha umutlu girebilir.
Kötümser senaryo
Ancak bunun tam tersi de olabilir. (1) Dış dünyadan beklenen destek kısa sürede gelmezse; (2) Yeniden yapım faaliyeti başlatılamazsa ve (3) Hükümet deprem sonrasında ortaya çıkan meşruiyet krizini aşamazsa zaten durgunlukta olan ekonomi daha derin bir krize sürüklenebilir. GSMH büyüme hızında daha büyük bir düşüş yaşanır. Kamu kesiminde bozulan dengeler ve iç borcun taşınamaz boyutlar kazandığı izlenimi mali piyasalarda sıkıntı yaratır, faizler daha da yükselir ve ciddi bir çıkmaza girilebilir.
Dileğimiz iyimser senaryonun gerçekleşmesi ve deprem felaketinin dış kaynak teminindeki kısır döngüyü kırarak Türkiye'nin önünü açması.
Kara ekonomiden kurtulmak kolay değil
The Economist dergisinin önceki gün çıkan sayısında yer alan karşılaştırmalı tablo kayıt dışı ekonomiyi de kapsayan "kara ekonomi"nin(ya da "gölge ekonomi"nin) ne kadar yaygın ve etkili olduğunu gösteriyor. ILO'nun yaptığı yeni bir araştırma da 1990'yı yıllarda Latin Amerika yaratılan yeni istihdamın % 85'inin "kara ekonomi"den kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Tabloda yer almayan Türkiye'de de "kayıt dışı" ekonominin büyük boyutlarda olduğunu biliyoruz. Deprem faciası sonrasında "kayıt dışı"nın zararları yeniden gündeme geldi ve bundan kurtulma özlemi dile getirildi. Bu özleme katılmamak olanaksız ama bunun hiç de kolay bir şey olmadığını, Türkiye'deki gelişme modelinin de önemli ölçüde "kayıt dışı"na dayandığını unutmamak gerekiyor.
Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr