Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bugünlerde farklı ortamlarda en fazla karşılaştığım üç soru şunlar:
1. Doların çıkışı nerede durur? Şu anda doları almalı mı, satmalı mı?
2. Aranan güven ortamı bu hükümetle sağlanabilir mi?
3. Bu kriz, bu programla ve bu hükümetle aşılır mı?
Aslında birinci sorunun cevabı diğer iki soruya verilecek cevapla yakından ilgili. İkinci ve üçüncü soruya kesinlike "evet" cevabını verebilsek birinci soruyu cevaplamamız da kolaylaşacak, fazla zorlanmadan, "Şu anda ABD doları TL. karşısında aşırı değerlenmiş durumda, şimdi doları almanın değil satmanın zamanı" biçiminde bir cevap verebileceğiz bu soruya. Bu beklenti hakim duruma geçtiğinde bu cevabın doğrulanması olasılığı da artacak ve doların - markın değeri, makul bir düzeye gerileyecek.
Olaya böyle bakınca çözüm de basit görünüyor: (1)Döviz fiyatlarının makul düzeylere inmesi, (2) Kendisini tümüyle döviz kuruna endekslemiş olan insanlardaki ve piyasalardaki panik havasının dağılması ve (3) Ekonomide çarkların dönmeye başlaması için her şeyden önce ilk iki soruya kesinlikle "evet" cevabının verileceği bir ortamın oluşması gerekiyor.

Ne var ki işin bu yönü hiç de basit değil, tam tersine hayli karışık, çünkü birincisi hükümete duyulan güven, döviz kurundan bağımsız değil; ikincisi, herkes farklı hesaplar peşinde. MHP'de ve ANAP'ta "Bu program çöker ve hükümet bozulursa ne olur?" sorusunu soran ve bu durumda gündeme gelecek senaryolara hazırlık yapanların bulunduğu ileri sürülüyor. Şu ya da bu nedenle Kemal Derviş'den ve IMF destekli programdan kurtulmak isteyenler de, şu an için ellerindeki en iyi kozun "kur kapanı" olduğunu çok iyi biliyorlar. Kurların tırmanışını sürdürmesi halinde Derviş'in ve hükümetin döviz kuruna ve piyasalara hakim olamadığı izleniminin yaygınlaşacağını ve hükümetin dayanma gücünün sınırlarına geleceğini görüyorlar.
Bu süreçte zaman çok önemli. Derviş ve hükümet "kur kapanı"ndan kurtulursa zaman kazanmış olacak ve programı sürdürme fırsatı doğacak. "Kur kapanı"nın atlatılması ve programın sürmesi için en büyük desteği ise IMF ve ABD hükümeti veriyor şu noktada.
Şimdi gelinen kritik dönemeçte Derviş'in ve programın geleceği açısından (1) Ekonomi yönetiminin döviz kuruna hakim olabileceği izlenimini vermesi ve (2) MGK toplantısında çıkacak yeni bir tartışma vb. gibi nedenlerle hükümetin geleceğine yeni bir gölge düşmemesi çok önemli. Dövizde kurların tavanını piyasa belirleyebiliyorsa ve son iki gündeki gerileme bunun işaretiyse bu olumlu bir gelişme ama ben bunun kalıcılığına pek güvenemiyorum ve "kur kapanı" ile sonuç almak isteyenlerin yeni hamlelerini gözardı edemiyorum. Ekonomi yönetimi de bu hamlelere karşılık vermeye hazır olmalı.