Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ünlü spekülatör Soros'u bu kez farklı yönleriyle tanıyacağız


Kimilerine göre, günümüzün en başarılı spekülatörü,bir hamlede milyarlarca dolar kazanabilen bir yatırım sihirbazı George Soros.
Kimilerine göre, hedef seçtiği ülkelerin paralarını çökerten, hükümetleri sarsan, şer güçlerin finans piyasalarındaki maşası.
Kimilerine göre, spekülatör olarak sağladığı ünü kullanarak teorisyenliğe soyunmaya kalkışan bir megaloman.
Kimilerine göre, ortaya attığı görüşlerle ününü ve servetini borçlu olduğu serbest piyasa modeline ihanet eden bir kapitalist.

Açık toplum hedefi

Kendi ifadesine göre ise, spekülasyondan ve para kazanmaktan bıkan, hayatının geri kalan bölümünü, düşlediği "açık toplum"un küresel boyutta gerçekleşmesine adamış bir adam George Soros. Ancak Soros'un spekülatör olarak kazandığı ünün yaygınlığı, kendisini yeni misyonuyla kabul ettirmesini zorlaştırıyor ve insanlar her yaptığı işte, her attığı adımda hala spekülatör Soros'un gölgesini arıyor.
Dünyanın her köşesinde, her attığı adım dikkatle izlenen, bu çok yönlü adam şu anda Sabancı Üniversitesi'nin konuğu olarak İstanbul'da bulunuyor. Eğitime ve hayır kurumlarına yılda 500 milyon dolara yakın para harcayan Soros'un kurduğu ve finanse ettiği Budapeşte'deki Orta Avrupa Üniversitesi ile Sabancı Üniversitesi arasında geniş kapsamlı bir işbirliği söz konusu. Bu konudaki gelişmelerle ilgili olarak bugün yapılacak olan basın toplantısında açıklamalarda bulunması beklenen Soros yarın da " Küresel Açık Toplum " konulu bir konferans verecek Sabancı Center'da.
Soros'un spekülatör olarak ününü bilmeyen yok ama "açık toplum"la ilgili görüşleri çok daha az biliniyor. 1997 yıllında Asya krizinin dünyayı sarsmasından sonra kapitalizmin ve açık toplumun geleceği hakkındaki görüşlerini yaymaya daha çok önem veren Saros'un bu konuda dikkate değer saptamaları var.

Global Kapitalizmin Krizi

Bu konudaki görüşlerini 1998'de yayınlanan Global Kapitalizmin Krizi adlı kitapta toplayan Soros'a göre günümüzde açık topluma yönelik en büyük tehdit totaliter ideolojilerden değil "köktenpiyasacılık" diye nitelediği anlayıştan geliyor. Soros şöyle açıklıyor bu olguyu:
"Global toplum, global ekonomideki gelişime ayak uyduramadı, kendi kurumlarını yaratamadı. Bu ortamda ulusal devlet, siyasal ve toplumsal hayatı belirleyen birim olarak varlığını korudu ama global finans piyasalarını denetleyemez duruma düştü; uluslararası kurumlar da bu işlevi yapamadığı için bu piyasalar denetim dışı kaldı. Ben finansal piyasaların özünde istikrarsız olduğuna, bu piyasalara tam serbesti tanınarak istikrarı sağlamanın ve toplumsal talepleri karşılamanın mümkün olmadığına inanıyorum. Bunun olabileceğine inananları ise "market fundamentalist"(köktenpiyasacı) olarak tanımlıyorum."
Piyasaların çoğu kez, iddia edildiği gibi denge ve istikrar değil, kaos ve istikrarsızlık yarattığını ileri süren Soros, en büyük tehlikenin aslında piyasalara bırakılmaması gereken siyasal ve toplumsal işlevlerin de piyasalara terkedilmesinden kaynaklandığını belirterek şöyle diyor: "Bu çarpık anlayış global kapitalist sistemi çöküşe götürebilir. Asıl ait oldukları ekonomi ve finans alanlarında bile denge değil kaos yaratan piyasa güçlerinin hayatın her alanına hakim olması topyekun bir çöküşü gündeme getirebilir."

Siyasetin yozlaşması

Soros'a göre, bugün kapitalist sistemi tehdit eden, moral değerleri erozyona uğratan ve siyaseti yozlaştıran kısır döngü, toplumun kollektif çıkarlarını ve değerlerini korumakla yükümlü olan "piyasa dışı" kesimde yaşanan bunalımdan kaynaklandı. Şöyle açıklıyor bu olguyu Soros:
"Kişisel çıkar ve kar motiflerinin yüceltilişiyle kollektif karar alma süreçlerinin çöküşü birbirini 'reflexive'(yansıtıcı) biçiminde tamamladı, kendi çıkarını kovalamanın bir moral ilke haline getirildiği ortamda siyaset de yozlaştı; toplumun asli değerlerini savunmaktan vazgeçen siyasetçi yalnızca yeniden seçilmeyi düşünmeye başladı. Siyaset yozlaştıkça önemini yitirdi ve piyasaların siyaset dahil her alana hükmetmesi gerektiği sonucuna varıldı. Böylece köktenpiyasacı anlayışın moral değerlerden aile hayatına kadar insan hayatının her alanına girmesi sağlandı. Köktenpiyasacı anlayış, tüm toplumsal faaliyetlere ve insanlararası ilişkilere birer piyasa işlemi gibi bakılabileceğini ve her şeyin ortak bir ölçü birimiyle, yani parayla ölçülebileceğini savunur hale geldi."

Global kurumlar eksik

Piyasa güçlerini denetlemesi gereken uluslararası kurumların eksikliğinin global kapitalizmin geleceğini tehdit ettiğini vurgulayan Soros, sistemin yaşaması için bu tür kurumların bir an önce oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Soros, Uluslararası Para Fonu(IMF)nin de bu çerçevede yeniden yapılanmasını ve bir tür uluslararası kredi sigortası kurumu gibi çalışmasını öneriyor. Soros, bunun gerçekleşmesi halinde, sistemin çevre ülkelerine yeniden kaynak akışının sağlanabileceğini ve bu ülkelerin küresel sistemden kopmalarının önlenebileceğini ileri sürüyor.
Ününü ve servetini piyasalardaki başarısına borçlu olan Soros'un piyasaların işleyiş biçimiyle ilgili eleştirilerini ve açık toplum hakkındaki görüşlerini dinlemek ilginç olacak her halde.


Türkiye'deki temaslarını sürdüren Uluslararası Para Fonu(IMF) heyetine en dayanılmaz öneriyi Türk - İş Başkanı Bayram Meral yapmış. IMF heyetinin emeklilik yaşıyla ilgili sorular sorduğunu belirten Meral şöyle demiş: "Versin Türkiye'ye 55 milyar dolar, onun dediği yaşı kabul edeyim. Ver parayı, çal düdüğü. IMF şart koşuyorsa biz de şart koşuyoruz."(Cumhuriyet, 19.6.99)
Sayın Meral emeklilik yaşıyla IMF'den istenecek milyarlarca doların miktarını mı karıştırdı bilmiyorum ama bu önerinin IMF'nin Washington'daki merkezine "bomba gibi" düştüğüne eminim. Duyduğuma göre IMF kurmayları arasında ciddi bir tartışma başlamış bu konuda. Türkiye konusunda deneyimli olanlar, "gelin erkeklik bizde kalsın, veriyoruz istediğiniz parayı diyelim, nasıl olsa gene yapamazlar reformları, biz de paramızı geri alırız", diyorlarmış.
Türkiye'nin on yıldır gündemde olan reformları savsaklama becerisine bakıp böyle düşünenlere katılmamak olanaksız ama belki onları da şaşırtacak şeyler olmaya başladı son günlerde, DGM'lerle ilgili anayasa değişikliği ve bankalar yasası TBMM'den geçti. IMF kurmayları 55 milyar doları vermeden bu garip gelişmeleri hesaba katsınlar.

Kayıt dışına muhtacız

Geçen haftanın en ilginç itiraflarından birini de ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz yaptı. Yılmaz, partisinin grup toplantısında, kendi başbakanlığı döneminde çıkartılan vergi yasalarında değişiklik yapılması gerektiğini savunurken aynen şunları söyledi: "Türkiye ekonomisinin yarısı kayıt dışı olduğu için hedef aldığımız ülkelerin sistemini uygulayamıyoruz; maalesef bugün Türkiye'nin kayıt dışı paranın itici gücüne bile ihtiyacı var."
Bence Sayın Meral'in önerisine Sayın Yılmaz da destek versin, "verin 55 milyar doları, dört başı mamur bir vergi düzeni kurup kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldıralım", desin ve topu "reform" diye tutturan IMF'nin kucağına atsın. Böylece ortağı Sayın Ecevit'i de rahatlatmış olur.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr