Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şili'de solun adayı Michelle Bachelet seçimi kazanarak ülkenin ilk kadın başkanı olurken Bolivya'nin ABD'ye kök söktürmesi beklenen ilk yerli başkanı Evo Morales göreve başladı. Latin Amerika ABD karşıtı "solun kalesi" haline geldi. ABD ve Avrupa, İran'ın nükleer kapasitesini geliştirme girişimi karşısında çaresizlik içinde bocalarken petrolün fiyatı 70 dolara yaklaştı. Davos'ta Çin ve Hindistan'ın yükselişi gündemi belirlerken Avrupa çok boyutlu sorunlarıyla, ABD dış açıklarıyla gündeme gelebildi. Filistin seçimlerinde Hamas zaferinin şoku, demokrasinin bedelini ABD'ye bir kez daha hatırlattı. Hazreti Muhammet'le ilgili karikatürlerin yayınlandığı Avrupa ülkeleriyle İslam alemi arasında, ekonomik boyutu da olan bir kültürel çatışmanın eşiğine gelindi. Hindistan'ın elektriksiz bir köyünden yetişip dünyanın en büyük çelik firmasına sahip olan Lakshmi Mittal, Avrupa'nın çelik devi Arcelor'u ele geçirme girişimini başlattı. Son haftalarda dünyanın gündemine düşen bazı önemli olayları satırbaşlarıyla hatırlayalım: Bunlar, Batı'nın 150 yıllık küresel hakimiyetini tehdit eden güncel gelişmelerin sonuçları. Bu gelişmelere yön veren dört ana eğilimden söz etmek mümkün:1. Batı'nın kapitalist gelişme modelini kendilerine göre adapte ederek ekonomide büyük atılım yapan Çin ve Hindistan gibi ülkeler ve bunların şirketleri Batı'nın ciddi rakibi haline gelmeye başladı.2. Çin ve Hindistan gibi ülkelerin hızla artan talebi, petrol gibi dünyanın kıt kaynakları üzerindeki paylaşım mücadelesini kızıştırdı ve bu kaynaklara sahip olan ülkelerin pazarlık gücünü artırdı.3. Latin Amerika ülkeleri gibi, Batı'nın modelini uygulayarak halklarının sorunlarına çözüm üretemeyen ülkelerde bu modele ve Batı'ya karşı tepkiler tırmanmaya başladı.4. Batı'nın modelini benimseyemeyen İslam dünyasında Batı'ya karşı artan tepkiler, 11 Eylül sonrasında Batı'nın yaşam tarzını ve uygarlık modelini açıktan tehdit eder hale geldi. Dörtlü kıskaç ABD'nin eski Hazine Bakanı Larry Summers, Davos'ta,"dünya Rönesans'tan bu yana en büyük dönüşümü yaşıyor" derken haklı mıydı bilmiyorum ama hemen her konuda son sözü söylemeye alışmış olan Batılıların bu hakimiyetinin sarsılmaya başladığı bir gerçek herhalde.Şimdi bir an için kendinizi, kendi uygarlık tercihinin ve yaşam tarzının üstünlüğüne inanmış, kendi kurumlarının gücüne güvenen bir Avrupalının yerine koyun ve güncel gelişmeler karşısında verebileceğiniz tepkiyi düşünün. Bir yandan İslam dünyasının tepkisi sizin yaşam tarzınızın ayrılmaz bir parçası olan ifade özgürlüğünü sınırlamaya çalışıyor, ekonomik boykotun yanı sıra sizi terörle tehdit ediyor. Öte yandan Hindistan'ın ücra bir köyünden gelip küresel oyuna katılan bir işadamı en büyük sanayi şirketlerinizden birini ele geçirmeye çalışıyor. Ve siz işsizlerinize iş bulamıyor, işi olanların da refahını artıramıyorsunuz. Bu durumda Avrupa'nın ve Batı'nın kendini savunma ihtiyacı duyması pek şaşırtıcı değil ama düşündürücü. oulagay@milliyet.com.tr Savunma refleksi