Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın geçen yılki genel kurulu, uluslararası mali sistemin ürkütücü depremlerle sarsıldığı bir ortamda toplanmış ve Başkan Clinton toplantıda yaptığı konuşmada "dünya ekonomisinin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en ciddi ekonomik krizle karşı karşıya bulunduğunu" söylemişti. IMF, 1999 yılı için büyüme hızı tahminlerini düşürmüş, Rusya'daki çöküşü Brezilya'dakinin izleyeceği ve uluslararası mali sistemin bütünüyle çökebileceği kaygıları yaygın olarak dile getirilmişti. Dünyadaki krizin etkilerini Rusya krizi sonrasında daha belirgin hisseden Türkiye'de ise "kriz bizi etkilemez" diyerek milleti avutan yetkili noktadaki kişiler, olayın ciddiyetini kavramamış görünüyordu.
       Bu yılın ocak ayı sonunda, Davos'ta toplanan Dünya Ekonomik Forumu'nda panik havasının aşıldığı ancak dünya ekonomisiyle ilgili kaygıların sürdüğü gözleniyordu. Brezilya'nın tam o sıralarda devalüasyon depremine uğraması kaygıları daha da artırmıştı. Türkiye'de ise daralmanın etkileri sonunda kendini göstermiş, ama olayın niteliği hala anlaşılamamıştı. "Bir miktar dış kaynak bulur, krizi aşarız" inancı hala ağır basıyordu.

Dünya ekonomisinde düzelme

       Ocak ayından bu yana dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler en iyimser tahmincileri bile yanıltacak ölçüde olumlu oldu. Satırbaşlarıyla özetlersek:
       * Brezilya krizi çöküşe yol açmadan atlattı.
       * Asya krizinin kurbanı olan ülkelerde hissedilir bir toparlanma başladı.
       * Japon ekonomisinin üst üste iki çeyrekte büyüme kaydetmesi resesyonun bittiği izlenimini güçlendirdi.
       * Para birliğini başarıyla gerçekleştiren Avrupa Birliği'nde büyümenin hızlanacağı beklentisi güçlendi.
       * ABD ekonomisinde beklenen yavaşlama olmazken Wall Street'teki "büyük çöküş" beklentisi de gerçekleşmedi.
       * Petrol ve temel madde fiyatlarındaki yükseliş Rusya gibi bunlara bağımlı ülkelere nefes aldırdı.
       * IMF bu yılki genel kurula sunduğu değerlendirmede dünya ekonomisi için büyüme hızı tahminlerini bu kez yukarı doğru revize etti.
       Bir bütün olarak olumlu bir tablo var ortada. Şu anda dünya ekonomisi için tek kaygı noktası Wall Street'te deprem beklentisi. Krizlere giren ülkeler dahil hemen her ülkede küresel ekonomiye uyum sağlama çabaları olumlu sonuç vermiş.
       Türkiye ise küresel uyum için yapması gereken reformları yıllardır erteledi, Asya krizini hafife aldı, rekabet gücünü yitirdiğini görmedi, "sıcak para" ile ve kayıt dışı ekonomiyle bu işi götürürüm sandı. Bu nedenle şimdi işimiz zor.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr