Başbakanlık ya da bakanlık yapan, yani tek bir lafıyla ya da davranışıyla kriz yaratabilecek konumda bulunan kişilerin aymazlıkları sayesinde, her an bir krizin yaşanabildiği ülkemizde, insanların ruh hali aynı gün içinde bir kaç kez değişebiliyor. Bu ortamda bütün gününü doların kaç lira olduğunu izleyerek geçirerek bir tür "dolar manyağı" haline gelen insanlarımızın dünyada olup biteni izlemeye hali kalmıyor, bu yüzden de dramatik gelişmelerin ve şaşırtıcı tuhaflıkların yalnızca Türkiye'de yaşandığını sanıyoruz çoğumuz. Karamsarlığımız bu yüzden artıyor, "biz adam olmayız" diye hayıflanıp kendimizi yiyip bitiriyoruz.
Her taşın altında bir spekülatör arayan köykentçi başbakanımızın ve IMF'ye atıp tutarak kahraman olmaya çalışan bakanlarımızın hakkını yemeyelim, onlar bambaşka tabii ama şu anda dünyaya hükmeden devlet ya da hükümet başkanlarının, anlı şanlı G - 8 liderlerinin durumu da hayli tuhaf doğrusu.
Sekiz lider başbaşa verip dünyanın meselelerini konuşacaklar diye 16 bin polis ve 3 bine yakın asker seferber oluyor, tarihi Cenova kenti telörgülerle çevrilmiş bir savaş alanına dönüyor, 100 binin üstünde eylemci "küreselleşme"yi lanetlemek için Cenova'ya akarken 100 bin Cenovalı da korku içinde kenti terkediyor. Gösterilerde bir kişinin öldüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığı belirtiliyor. Neresinden bakarsanız bakın, tuhaf bir olay.
Sekiz liderin ve 100 bini aşkın protestocunun hangi amaçlarla Cenova'ya geldiğini hatırladığımızda olay daha da bir tuhaf görünüyor. Liderler dünyanın ve insanlığın güncel sorunlarına çözüm üretmek için toplandıklarını iddia ediyorlar. Protestocular ise, dünyayı yönetme iddiasındaki sekiz lideri "küreselleşme heyulası"nın simgesi olarak görüp insanlığın ufkunu karartmakla suçluyor.
Sekiz liderin başta HIV / Aids olmak üzere salgın hastalıklarla mücadele etmek için 1.2 milyar dolarlık bir fon oluşturduklarını ve yoksul ülkelerin 53 milyar dolarlık borcunu silme kararı aldıklarını açıklamaları, dünya ekonomisinin durgunluğa girmesini önlemek ve insan sermayesinin geliştirilmesini sağlamak için çareler aramaları protestocuları fazla etkilemiyor. Onların bir kısmı kavga etmeye, şiddet kullanmaya, hatta belki de fanatik taraftar gibi "ölmeye" gelmiş. Barışçı bir eylem gerçekleştirmek için Cenova'ya gelmiş olan çoğunluk ise, farklı gruplardan oluşmakla birlikte, sekiz liderin temsil ettiği dünyadan farklı bir dünyanın özlemini dile getirme konusunda hemfikir.
Aslında farklı bir dünyanın özlemini çeken herkesin bunu yaratmakta olan "küreselleşme"ye sarılması lazım diye düşünmek de mümkün. İlk bakışta çoğumuza tuhaf gelen tüm bu olaylar farklı bir dünyanın oluşmakta olduğunu göstermiyor mu zaten?