Ben bu konuyla ilgili olarak yazdığım yazılarda hükümetin hatalı bir yöntem izlediğini vurgulamaya çalışıyorum. Yaşanan gelişmeler de ne yazık ki beni haklı çıkartıyor. Dün Cumhurbaşkanlığı adına yapılan açıklama ve Sayın Başbakan'ın karşı açıklaması, ismi gizli tutulan Merkez Bankası Başkanı adayını gündeme getirmekle kalmadı. 'Bu işi komediye çevirmek için başka ne yapılabilir?' sorusunu da gündeme getirdi.Bu sürecin sonunda TC Merkez Bankası'nın başına kim gelirse gelsin zorlanacak bence. İsmi son dakikaya kadar gizli tutulan ve günlerdir Cumhurbaşkanı'nın onayını bekleyen bir adayın daha göreve başlamadan yıpranmaması olanaksız. TC Merkez Bankası başkanlığı atamasıyla ilgili olarak yazdığım son yazıya gelen tepkiler ve dün, bu yazının yazıldığı saate kadar, yaşanan ilginç gelişmeler beni bir kez daha bu konuya dönmeye zorladı. Merkez Bankası ataması nedeniyle Sayın Başbakan'ı ve hükümeti eleştirmemi yadırgadığını belirten bir okurum şöyle yazmış: "Merkez Bankası ile ilgili yazıları size yakıştıramıyorum. Tarafsız yazılarınızla parlamıştınız ama hemen kronik hükümet karşıtlarıyla aynı çizgiye geldiniz Merkez Bankası konusunda.."Bir diğer okurum ise Başbakan'ın Merkez Bankası atamasındaki tavrını fazla önemsediğimi ileri sürerek şöyle diyor: "Bir bürokrat atamasından bu kadar büyük iddialara kapı aralamanızı hayretle okudum. Başbakan'ın resmen 'diktatörlük' yolunda olduğu iddiasındasınız ama bunun komik olduğunun siz de farkındasınız.."Bunlara benzer diğer tepkilerde de hep benim hükümete karşı olanların tarafını tutan yazılar yazdığım vurgulanıyor. Oysa ben, bu olayda kullanılan yöntemin hatalı olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. Merkez Bankası başkanlığı ataması konusunda bana göre hatalı davranan ve yanlış yöntem izleyen hükümetin önümüzdeki dönemde gündeme gelecek kritik tercihlerde de bu tavrı sürdürmesi halinde ortaya çıkabilecek yeni sorunları vurgulamak istiyorum. Yanlış yaklaşım Bu olayda iç içe geçmiş iki sorun var karşımızda. Birinci sorun, Merkez Bankası başkanlığı koltuğunun, farklı tartışmalara ve spekülasyonlara yol açmayacak bir kişi tarafından doldurulmasının neden önemli olduğunun hükümet tarafından anlaşılmaması. Bunun önemi anlaşılsaydı ve dünyadaki uygulamalara biraz dikkat edilseydi bu iş çoktan hallolmuş olurdu ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan yeni başkan da yıpranmadan görevine başlamış olurdu.İkincisi, hükümetin kendi tercihini açıklıkla ortaya koymaya çekindiği konularda son dakikaya kadar süren bir belirsizlik ortamı yaratarak ve bu ortamda kamuoyunda yapılan tartışmaları da kullanarak sonucu etkilemeye çalışması. Bunun, riskli ve geri tepme olasılığı bulunan bir yöntem olduğu ortada.Bu ilginç yaklaşım sayesinde dün de ismi gizli bir Merkez Bankası Başkanı adayı bulunduğunu öğrenmiş olduk. Günlerdir Erdem Başçı ismi çevresinde yoğunlaşan ve eşinin türbanına kadar uzanan tartışmalar yerini bilmece çözme çabalarına bıraktı.Deveye sormuşlar, "boynun neden eğri", diye. "Nerem doğru ki" diye yanıtlamış. oulagay@milliyet.com.tr Sorun nerede?