Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Artçı deprem olur da artçı yazı olmaz mı? Hele depremle ilgili ise tabii ki olur.
Merak etmeyin yeni bir adet çıkarmak niyetinde değilim. Sık tekrarlanmayacağını umduğum bir zorunluk nedeniyle yazıyorum bu artçı yazıyı. Pazar günü bu köşede yer alan ilk yazımın yarısını bir "merhaba"ya ayırınca, Salman Rüşdi ve son kitabı hakkında yazacaklarımın ancak küçük bir bölümünü sığdırabilmiştim o yazıya. Bu artçı yazı onun devamı niteliğinde.
Waterstone'un Londra'daki yeni kitap sarayının açılışında rastladığım Salman Rüşdi'nin, deprem temasına geniş yer veren son kitabıyla son aylarda yaşanan depremler arasında ilişki kurulmasından rahatsızlık duyduğunu geçen yazıda yazmıştım.
Rüşdi, Bombay'lı bir ailenin çocuğu. 1961 yılında, 13 yaşındayken İngiltere'ye gelmiş ve yaşamının büyük bölümünü İngiltere'de geçirmiş, İngilizce olarak yazdığı yapıtlarla üne kavuşmuş. Ününü dünya çapında yaygınlaştıran olay ise Şeytan Ayetleri adlı kitabı nedeniyle 1989 yılının Sevgililer Günü'nde İran'ın Rüşdi hakkında bir ölüm fetvası vermesi olmuş. Bu fetva nedeniyle yıllarca ortalara çıkamayan ve yaşamını sıkı güvenlik önlemleri altında sürdüren Rüşdi şimdi, fetvanın kalkmasından sonra, biraz rahatlamış görünüyor.
Ayaklarının Altındaki Yer'in üç kahramanınından biri olan, sesi ve çekiciliği dillere destan Vina Apsara'nın ortadan kaybolduğu Meksika'daki yıkıcı deprem de 1989 yılında, Rüşdi hakkındaki ölüm fetvasının verildiği gün meydana geliyor. Kitabın ana konusu ise, Vina ile büyük aşkı rock yıldızı Ormus Cama'nın popüler müzik dünyasındaki başdöndürücü yükselişi.
Deprem teması, günümüzde modern yaşama damgasını vuran belirsizliği, istikrarsızlığı, adeta süreklilik kazanan sarsıntı ortamını ifade etmek için de kullanılıyor bu kitapta. Ayaklarımızın altındaki yer sanki sürekli sallanıyor ve kimi zaman - Vina ve Ormus örneğinde olduğu gibi - bir dalganın üstünde hayal bile edemeyecekleri doruklara tırmandırabiliyor insanları ya da bir depremde her şey bir anda yerle bir olabiliyor.
Rüşdi'nin, kitabının son bölümünde yer verdiği görüş ise hayli ilginç. Yaşanan depremlerin daha çok 3. Dünya ülkelerinde telafisi imkansız yıkımlara yol açtığını belirten Rüşdi "Birçok 3. Dünya gözlemcisi, son dönemde yaşanan depremlerin yeni hegemonyacı jeopolitiğin bir sonucu olduğuna ve bu süpergüç depremcilerinin (quake - makers) amacının yeni yükselen ekonomileri sarsmak ve yıkmak olduğuna inanıyor" diyor.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr