Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP iktidarının son aylardaki tavrı ve söylemiyle, AKP konusunda önyargılı olmayan güvendiğim kişilerden aldığım bilgiler birleşince, AKP'yi yeniden değerlendirme ihtiyacını duymaya başladım. Aynı ihtiyacı duymaya başlayan bir dostum da çok bilinen kurbağa hikâyesini hatırlattı bana. Bu köşenin okurları benim Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı konusunda ön yargılı olmadığımın her halde farkındadır. AKP iktidarının icraatını, başından beri, kendi ölçülerime göre tarafsız bir gözle değerlendirmeye çalışıyorum. AKP'ye karşı önyargılı olan kesimden hayli tepki de aldım bu yüzden, beni "AKP yalakası" diye niteleyenler bile oldu zaman zaman. Kurbağa refleksleri konusunda hiçbir bilgim yok ama hikâye şu: Bir kurbağayı sıcak suya atarsanız anında geri sıçrar ve haşlanmaktan kurtulur. Aynı kurbağayı soğuk suya atıp içinde bulunduğu suyu yavaş yavaş ısıtırsanız o bunun farkına varamaz ve rehavete kapılır, suyun fazla ısındığını hissettiği anda ise artık dışarı sıçrayacak gücü kalmamıştır, haşlanır gider.Bizim durumumuz hikâyedeki kurbağaya mı benziyor acaba? AKP, kimilerinin baştan beri iddia ettiği gibi, bizi ve dış dünyayı Avrupa Birliği (AB) şekeriyle uyutup suyu yavaş yavaş ısıtacak ve sonunda kimsede kendisine karşı çıkma gücü kalmayınca Türkiye'yi kendi bildiği gibi yönetmeye mi kalkışacak? Biz AKP iktidarı ile AB yolunda ilerlediğimizi ve Avrupa standartlarında bir ülkede yaşayacağımızı zannederken sonunda kendimizi Avrupa'ya sırtını dönmüş, dini esaslara göre yönetilen bir ülkede mi bulacağız?Beni bu noktada bu gibi soruları sormaya iten iddialar ve gelişmeler şunlar: AKP'nin inanç ve dünya görüşü bakımından kendinden saydığı kadrolar dışında hiç kimseye iş vermemesi.AKP'nin başta üniversiteler olmak üzere bütün kamu kuruluşlarını kendi çizgisindeki yöneticilerin eline teslim etmek için organize bir çaba içinde olması.Sayın Başbakan'ın "Din çimentodur" beyanıyla farklı bir siyasi meşruiyet anlayışının ipucunu vermesi.AKP'nin AB'nin tepkisini çekeceği belli olan - içki yasağı ve Orhan Pamuk davası gibi - konularda bildiğini okumaya devam etmesi. Kurbağanın kaderi Bu noktada AKP'nin karşısında onun icraatını yakından denetleyecek ve ona iktidar alternatifi oluşturacak bir siyasi güç bulunsaydı, AKP ile ilgili kaygılar bu kadar önemli olmayabilirdi. Ama ne yazık ki AKP'nin karşısında böyle bir rakip yok bugün.Benim duyduğum kaygıları duyanların, AKP'nin meydanı boş bularak Türkiye'yi keyfine göre yönetmesine set çekmek için, farklı düşünmeye başlamaları gerek belki de. Yılmaz Argüden'in ARGE adlı danışmanlık kuruluşunun logosunda yer alan dokuz noktayı kesintisiz bir çizgi ile birleştirme probleminin çözümünü bu nedenle aldım köşeme. Problemin çözümünü bulmak için dokuz noktanın belirlediği karenin dışına çıkmak gerekiyor. AKP'ye alternatif ararken de, alışılmış kalıpların dışına çıkıp farklı düşünmek gerekiyor galiba. Farklı düşünmek gerek oulagay@milliyet.com.tr