Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Salvador Dali'nin AKM'de sergilenen gravürlerine yapılan saldırı güvenlik kameraları tarafından saptanınca gazete manşetlerine de taşındı. "Meczup" olduğu ileri sürülen saldırganın, Michelangelo ile Leonardo da Vinci'nin portrelerini nasıl yumrukladığını gösteren fotoğraflar bu kanlı saldırıyı tarihe mal etti. Saldırganın yumrukları, üzeri camla kaplı olan gravürlere inerken kırılan camlar elinin kesilmesine yol açmış ve olayı kanlı bir hale getirmişti.
Salvador Dali hayatta olsaydı her halde bu olaya bayılır, belki de saldırganı bağrına basardı. Aslında günümüzde Türkiye'de yaşanan pek çok şey Dali'nin müthiş hoşuna gidebilir, gerçeküstücülüğün simgesi olan sanatçıyı zevkten çıldırtabilirdi. Örneğin Ahmet Mete Işıkara'nın "en seksi erkek" seçilmesi tam Dali'lik bir olaydı. Hemen herkesin (bu herkese deprem sonrasında kimi bilim adamları da katıldı ne yazık ki) adını duyurmak ve medyada boy göstermek için her şeyi yapmaya hazır olduğu bir ülkede Dali çılgın yaşamının en mutlu günlerini yaşayabilirdi.
Dali'nin dikkat çekmek ve adını duyurmak için yapmayacağı çılgınlık yoktu. Ayrıca kan unsurunun yer aldığı gösterilere de bayılırdı. Bütün ekranı kaplayan bir gözün jiletle ortasından kesildiği irkiltici sahnesiyle anımsanan Endülüs Köpeği adlı gerçeküstü filmde Dali ile birlikte çalışan ve onunla yakın arkadaşlığı bulunan ünlü film yönetmeni Luis Bunuel, genç Dali'yi şöyle anlatır:
"Derinden gelen yüksek bir sesle konuşan bu uzun saçlı genç adam protokole hiç önem vermez ve garip kıyafetlerle dolaşırdı. Kocaman şapkaları, devasa kravatları ve dizlerine kadar inen ceketleriyle hemen dikkati çeken Dali bu yüzden sık sık alay konusu olur, hatta hakarete uğrardı. Dali'nin tepki çekmek amacıyla böyle giyindiğini düşünenler çoktu; kendisi ise bu kıyafetleri sevdiği için giydiğini söylerdi."
Son Nefesim adıyla kitaplaştırdığı anılarında Dali'ye geniş yer veren Bunuel, müthiş bir fantezi gücüne sahip olan Dali'nin gençliğinde sadist eğilimleri bulunduğunu ve aseksüel olduğunu ileri sürer. Bunuel'in anlattığına göre Dali, ilgisini çeken kadınları baştan çıkartıp evine götürür ve çırılçıplak soyduktan sonra tavada pişirdiği yumurtaları omuzlarına koyarak kapı dışarı edermiş.
Dali'nin AKM'de sergilenen yapıtlarını tam Dali'lik yeni bir kanlı saldırı olmadan görmeye çalışmakta yarar var. Dali sergisinin yanı sıra 6. Uluslararası İstanbul Bienali de başladı. Dolmabahçe Kültür Merkezi, Aya İrini ve Yerebatan Sarnıcı'nda sergilenen yapıtların ortak teması Dalga ve Dalgas (Yunanca tutku) ama birbirinden çok farklı işler göreceksiniz bu Bienal'de.




Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr