Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Bu yıl Davos'ta ekonomideki başarıları nedeniyle gündem oluşturabilen ülkeler Çin ve Hindistan'dı. Çin, çok geniş bir alana yayılan atılımıyla, dünya imalat sanayiinin en büyük gücü olma yolunda ilerliyor. Pek çok temel maddenin en büyük tüketicisi haline geldiği için piyasalarda giderek artan bir ağırlığı var. Hindistan ise yazılım alanında başlattığı atılımı diğer alanlara yaygınlaştırarak ekonomik büyümesini hızlandırma yolunda. Dünya nüfusunun neredeyse % 40'ını barındıran bu iki ülkenin dev boyutları, onlara tek başına sıçrama yapacak ülke olma şansını tanıyor. Bir atılım çabası göstermeleri halinde onlarla birlikte adı anılabilecek boyutta iki ülke daha var: Brezilya ve Rusya. Halen dünya ekonomisinin % 15'ini oluşturan bu dört ülkenin önümüzdeki 20 yılda bu payı daha da artırması söz konusu. Türkiye de 70 milyon dolayındaki nüfusu ve 250 - 300 milyar dolarlık ekonomisiyle küçük bir ülke sayılmaz kuşkusuz. Ancak gerek boyutları gerekse eğitim düzeyi ve teknoloji birikimi Türkiye'nin bu dört ülke ile birlikte anılmasına olanak vermiyor. Yani Türkiye kendi başına sıçrama yapacak ölçekte bir ülke değil.Türkiye'nin durumundaki ülkelerin, küresel ekonomi içinde ağır darbeler almadan gelişebilmeleri, küresel ekonomide ağırlığı olan bir gruplaşmanın içinde yol almalarına bağlı görünüyor.Türkiye, Avrupa Birliği ile bütünleşmesini tamamlayabilirse, en güçlü bölgesel gruplaşmanın içinde yer almış olacak ve bunun avantajlarından yararlanacak. Avrupa Birliği dışında kalacak bir Türkiye'nin kendi bölgesindeki bir gruplaşmanın önderi olması ise güçlü bir olasılık olarak görünmüyor." Türkiye nerede? Yazının buraya kadar okuduğunuz bölümünü, iki yıl önce Davos dönüşünde yazmış olduğum, 28 Ocak 2004 tarihli Milliyet'te yayınlanan yazımdan yaptığım alıntı oluşturdu.İki yıl sonra bugün gelinen noktada (1) Davos'ta Çin'e ve Hindistan'a yönelik ilginin daha da arttığı ve (2) Türkiye'nin AB ile bütünleşme yolunda bir hayli ilerlediği görülüyor. Davos'taki toplantılarda da, Türkiye'ye daha çok AB'nin kendi sorunlarıyla ilgili oturumlarda yer verildi. Özellikle Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Ali Babacan, AB'nin işsizlik sorunlarıyla, göçmen işçiler sorunuyla ve terör sorunuyla ilgili oturumlara katılarak, AB'nin çözüm üretme sürecine katkıda bulunmaya çalıştı. Başbakan Erdoğan'ın ise Davos'taki temasları sırasında 'AB yolunda ülke' olarak değerlendirilen Türkiye'nin bu yeni konumunu, yabancı yatırım sermayesi açısından somut sonuçlara dönüştürmek için çaba gösterdiği anlaşılıyor. Türkiye şimdi nerede? Türkiye'nin AB ile bütünleşme sürecini kendisi için bir avantaja dönüştürme çabasını küçümsememek gerekiyor ancak Çin'in, Hindistan'ın ve bir bütün olarak Asya'nın yükselişi artık bizim de daha yakından izlememiz gereken bir gelişme. Ülke çapındaki çarpıcı gelişmelerin yanı sıra, Asya ülkeleri Asya çapında bir ekonomik ve ticari bütünleşmenin de arayışı içinde. Önümüzdeki 15 yıl içinde Asya'nın, dünya ekonomisinin ağırlık merkezi haline gelme yolunda önemli gelişmeler yaşaması ve dev bir 'Asya ekonomik alanı'nın oluşması gündemde. AB yolunda ilerlemeye devam ederken, Asya'daki çarpıcı gelişmeleri de yakından izlemenin önemli olduğunu düşünüyorum. oulagay@milliyet.com.tr Asya'nın önemi