Bir kadını tavlayıncaya kadar dünyanın en centilmen, tavladıktan sonra dünyanın en kaba adamı olabilir.
Flört döneminde diş fırçalama ve duş alma sayısıyla, evlendikten sonraki sayı arasında dağlar kadar fark vardır.
Tavlama sürecinde kadına her giydiğini yakıştırıp, ilişki başladıktan sonra da “Onu giyme, bunu giyme” diyebilir.
Evleninceye kadar çok cömert, evlendikten sonra dünyanın en pinti adamı olabilir.
Kurduğu “Ben sana güveniyorum” cümlesi belirli bir zaman sonra mutlak “Sana güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum” haline gelir.
Mehmet Akif Alakurt’un ‘Türk kadını nedir?’ başlıklı saçma paylaşımına karşı ‘Türk erkeği nedir?’ diye bir başka saçmalık yazdım.
İnsanları genelleme yaparak tanımlamaya başlarsanız, bir süre sonra ister istemez faşist olursunuz.
Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun yeni bir parti kuracağını duymayan kalmadı.
Necmettin Erbakan’ın mezarı başında söyledikleri ve 28 Şubat mesajları zaten birer işaret fişeği niteliğinde.
Ancak 28 Şubat mağduriyetlerinden söz edildiği bir noktada insan bazı bilgileri hatırlama ihtiyacı duyuyor.
Mesela o dönem bir sürü öğretim üyesinin üniversitelerle ilişiği kesilmişti, Ahmet Bey 1995-1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi’nde Doçent olarak ders verdi.
1998-2002 yılları arasında da Harp Akademileri’nde misafir öğretim üyeliği yaptı.
“28 Şubat bin yıl sürecek” diyen Kıvrıkoğlu’nun Genelkurmay Başkanı olduğu ve Çevik Bir’in, 1. Ordu Komutanı olduğu dönemden söz ediyoruz.
Yani anlatacak bir 28 Şubat mağduriyeti yok Ahmet Davutoğlu’nun, hitap etmeyi düşündüğü taban açısından bakınca maça 1-0 mağlup başlıyor demek de mümkün...
Bir magazin haberi olmaktan öteye geçeli çok oldu Emre-Yağmur Aşık çiftinin boşanma davası.
Önce “Eşim Fetöcü” dedi Yağmur Aşık, sonra “Sinir anında ağzımdan çıktı.”
Dava geri çekildi, mutluluk pozları verildi, ardından bu fotoğraf düştü gündeme.
Üzerinden biraz zaman geçince de eski futbolcunun ihanet suçlamasıyla boşanma davası açtığı haberi geldi.
Yağmur Aşık’ın “Eşim bana adice oyun yaptı. Nafaka ve tazminat ödememek için bu yola başvurdu” sözlerini okudum sonra.
Eğer bu karedeki adamı Yağmur Aşık’a eski futbolcu yolladıysa, ortada adice bir oyun var demektir.
İddia edildiği gibi bir arkadaş eğlencesinden söz ediyorsak, o zaman niye birisi yüzünü kapatıyor, diğeri de arkasını dönüyor?
Adı Alexandria Ocasio-Cortez. 29 yaşında, Porto Riko kökenli.
Şu an ABD Kongre üyesi, daha önce New York’ta garsonluk yapmış biri.
İlaç lobilerinin siyaset üzerindeki etkisinden tutun da birçok konuda ABD’nin kurulu düzenine kafa tutuyor.
Kongreyi ziyaret edenler, odasının kapısına destek mesajları bırakıyor. Bir yayınevi, genç siyasetçiyi çizgi roman kahramanı haline getirdi, serinin ilk kitabı raflarda olacak bir süre sonra.
Kısa sürede Başkan Trump’ı rahatsız etmeyi başarmış Cortez.
Karikatür kılıklı başkan, elbette çizgi roman kahramanı olan bir siyasetçiye kızar ama işin bir başka boyutu daha var.
İster silah, ister ilaç, ister enerji, ABD’de siyasete yön veren lobi gruplarına kafa tuttunuz mu, ister cumhuriyetçi ister demokrat olun bir süre sonra tasfiye edilirsiniz.
Dün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun miting programı belli oldu.
Listede toplam 20 il var, bazı şehirlere defalarca gidecek CHP Genel Başkanı.
Bu da demek oluyor ki, bazı illerde daha çok salon, sadece partililerin katılacağı salon toplantıları yapılacak.
Haklı ya da haksız, CHP, bu ülkede medyada dilediği gibi yer bulmamaktan şikayet ediyor uzun zamandır.
Böyle bir durumda çare, meydanlara inmek, vatandaşlarla buluşmaktır ya;
Cumhurbaşkanı iki aydır şehir şehir dolaşıp miting yaparken, Kılıçdaroğlu’nun seçim programı dün belli oldu.
Erdoğan 60’dan fazla ile gidecek, Kılıçdaroğlu sadece 20 ile.
İstanbullulara, en iddialı projelerinden biri olan ‘Haydarpaşa’ya yüzen sahne’ müjdesini veren AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, “Arnavutköy’e yeni açık hava tiyatrosu yapacağız” ifadelerini kullandı
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile dün Sarıyer’de buluştuk. Sadece yeni vaatlerini değil, İstanbul’un mevcut sorunlarını da konuştuk. İstanbul Kart’a ilave bakiye tanımlamaktan tutun da, İDO’nun kaldırdığı iç hat seferlerine müdahaleye kadar bir sürü başlık çıktı konuşmamızdan.
Binali Yıldırım’ın en iddialı projelerinden birisi de Haydarpaşa’ya kurulacak, 100 metre çapında, 7 bin 857 metrekare bir alanı kapsayacak olan “Yüzen Sahne”. Benzerleri İtalya’da Como Gölü ve Hollanda, Amsterdam’da bulunan bu sahnenin tamamı şeffaf olacak. Yüzen sahnede konser ve sahne sanatı etkinlikleri düzenlecek. Hareket edebilen bu sahne Boğaz’da yüzer halde farklı noktalara taşınacak ve Boğaz siluetinde etkinliklerle dünyada İstanbul’un adı daha çok duyulacak. Uluslararası festival ve büyük organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek donanıma sahip, dünya sahnesi ve açık hava tiyatrosu da Arnavutköy’e inşa edilecek.
‘Limit tanımak lazım’
Yıld
Hande Subaşı’yla Volkan Düzgün arasındaki birliktelik bitmiş. Bir sürü ilişki başlıyor bitiyor zaten ama bu ayrılığın gerekçesi o kadar ilginç ve üzerinde konuşulması gereken bir konu ki, yazmadan edemedim.
Önce gerekçeyi yazayım; Düzgün, oyuncudan halen menajerliğini yapan eski eşi Can Tursan’la ilişkisini bitirmesini istemiş.
Belli ki, o iş ilişkisi bitmeyince, arada yaşanan duygusal bağ kopmuş.
Erkekler, hayatlarındaki kadının sadece şimdiki zamanını değil, geçmişini de kıskanırlar genellikle.
Eski sevgili ya da eski eş ile kadın arasında iş, sağlık ve zaman zaman çocuk da dahil olmak üzere hiç diyalog olmasın isterler.
İlk bakışta ‘Neden olsun ki zaten?’ diye düşünmek mümkün.
Ancak diğer açıdan baktığınızda, kıskanç bir adam için asıl tehdit, eski sevgili ya da eşten çok bilinmeyen ve yeniden gelen tehdittir.
‘Organize İşler Sazan Sarmalı’nın halen gösterimde olduğu dönemde Netflix’te yayınlanmasını konuştuk tüm hafta sonu.
Pazartesi günü de ‘Recep İvedik 6’ için önerilen 3.5 milyon euro’nun haberi geldi.
Bizim en fazla seyirci çeken filmlerimiz aslında çok küçük rakamlar platform için.
Mesela ‘The Crown’ dizisinin, 10 bölümlük maliyeti 130 milyon dolar, yani bölüm başı maliyeti 13 milyon dolar...
Yine bir Netflix dizisi olan ‘House Of Card’ın bölüm başı maliyeti, 4.5 milyon dolar.
Bir başka projesi ‘Sense 8’in 9 milyon dolar ama tüm kıtalarda çekim yapan bir diziden söz ediyoruz.
Benim beğenmediğim ‘Get Down’a da 11 milyon dolar para ödedi.