‘SENİN ACIN SANA, BENİM ACIM BANA’

13 Temmuz 2018

Beş günde tam 8 bin 372 insan katledildi. Saatte 70 kişi öldürüldü demek bu, her dakikaya birden fazla ölü düşüyor. Rakamların duygusu yok, düşünün, her dakika, kurulmuş bir sürü hayal, kafalardaki düşünceler, duygular ve tecrübeler yok oluyor.

‘Srebrenitsa Katliamı’ diye geçti adı tarihe, Birleşmiş Milletler ‘soykırım’ olduğunu kabul etti, ama sorumlu bir ülke yok. Bosnalı Sırplar’a, kendilerine sığınan çaresiz insanları teslim edenler, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün Hollandalı askerleriydi. Hollanda’da açılan bir davada, tarihin en utanç verici kararlarından biri yazıldı:

”Biz Sırplar’a 350 Müslüman erkeği teslim ettik sadece, Birleşmiş Milletler bölgesinde olsalar bile, yaşama şansları zaten üçte bir oranındaydı, onların yakınlarına yüzde 30 tazminat öderiz.”

”Kalan 6 bin katliam kurbanının yakınına tazminat ödemeyiz zira, o insanları korumak Birleşmiş Milletler’in göreviydi, Hollanda Devleti sorumlu tutulamaz.”

Katledilenlerin sayısı 8 bin 372 de, neden dava açılan insan sayısı daha az diye düşünebilirsiniz.

Çok basit, katliamın üzerinden 23 yıl geçti ama hâlâ kimliği tespit edilememiş
2 binden fazla kurban var Srebrenitsa’da.

Gelelim bu işin Türkiye ayıbı kısmına...

Yazının Devamı

SIFIR KOMPLEKS BİR KADIN...

11 Temmuz 2018

'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinde rol aldığı dönemde Türkçe öğrenip, kendi seslendirmesini yapmasına şaşırmıştım. Sonra “Alman disiplini ne olacak!” deyip geçmiştim.

Geçtiğimiz pazartesi günü, Cumhurbaşkanlığı Resepsiyonu girişinde ilk kez yakından gördüm Wilma Elles’i. Elinde küçük bir çekçek valiz, sıfır kompleks, herkesle beraber sıraya girdi.

Bu esnada fotoğraf çektirmek isteyen kimseye “Hayır” demedi, biri, sonra gören bir başkası geldi, sıkılmadı, aynı samimiyetle herkesle poz verdi.

Resepsiyon alanına giden yolda ve alana vardıktan sonra da bu tavrını hiç bozmadı.

Denilebilir ki, sadece uzun boylu ve güzel bir kadın diye Türkiye’de oyuncu olmuş biri, o yüzden öyle davranmıştır.

Babası diplomat, dünyanın bir sürü şehrinde yaşamış, altı dil öğrenmiş, tiyatro bölümü mezunu birinden söz ediyoruz.

2002’den beri, Almanya’da da kamera karşısında... ‘Küçük dağları ben yarattım’ havasında dolaşmayan, ülkesinin eski başbakanı Gerhard Schröder’le fotoğraf çektirme sevincini de saklamayan biri o.

Tevazusu çok hoşuma gitti, bir sürü ünlünün arasında onu yazmayı tercih ettim.

Yazının Devamı

‘ABD, PKK İLE ÇATIŞIR MI?’

9 Temmuz 2018

- ABD tarihinin en ağır ve yıpratıcı savaşıdır Vietnam Savaşı, 58 bin ABD askeri ölmüş, 2. Dünya Savaşı’nda atılan bombaların 3,5 katı kadar bomba atılmıştır Vietnam’a. ABD’yi bozguna uğratan adam sadece Vietnam Komünist Partisi’nin değil, sürgünde olduğu yıllarda Fransız Komünist Partisi’nin de kurucusu olan Ho Ci Minh’dir.

- Pek az insan, Ho Ci Minh’in, 1945 baharında, Vietnam’ı işgal etmiş olan Japonların ülkeden çıkarılması için ABD’den destek ve hatta kendisi için tıbbi tedavi aldığını bilir. Yıllar sonra ABD’ye kök söktürecek olan Ho Ci Minh, o dönem ABD’den gelen yardımdan o kadar mutlu olur ki “Viet-Amerikan ordusu” diye tanımlar güçlerini.

- ABD tarihinin en yıpratıcı ikinci savaşı Afganistan savaşı olur. Mücahit gruplara, Sovyetler’e karşı kullanmaları için füze dahil her silahı veren Washington 1989’da Sovyetler çekildiğinde zafer kazandığını zanneder. Oysa 2001’de bir zamanlar destek verdikleriyle savaşmak için Afganistan’a dönmek zorunda kaldı ABD. 700 milyar dolar savaş maliyeti, 3 bin civarında kaybın ardından, gizli müzakereler yürüterek Afganistan’dan çıkmaya çalışıyor şimdi.

- ABD’nin Vietnam ve Afganistan’da izlediği stratejiyle Suriye’de izlediği strateji aslında

Yazının Devamı

BODRUM’DA DEV BİR KÖPEK BALIĞI...

6 Temmuz 2018

Oyuncu Yasemin Hadivent, Bodrum, Torba’da gördüğü büyük bir köpek balığının görüntüsünü paylaştı sosyal medya hesabından...

Endişeye kapılmış olacak ki, “Torba’da köpek balığı hem de camgöz” diye not düştü altına... Dünyada 350 köpek balığı türü var ve bunlardan 10 tanesi saldırgan ve sadece beşi istemli olarak saldırıyor. Tüm Akdeniz’de, 1970’li yıllardan beri tek bir köpek balığı saldırısı kaydı yok ama insanlar her zaman ürküyor bu hayvanlardan... Kılıç ve orkinos balığı sayısı azalmadan önce, 1930’larda İstanbul Boğazı’nda da görülmüş büyük beyaz köpek balıkları... Hatta 1967’de, Tuzla’da zıpkınla dalan ve daha sonra sadece eli bulunabilen bir doktorun öyküsü var. Bir de 1970’de, Antalya Konyaaltı’nda şehir mezbahasından gelen kanın kokusundan dolayı kıyıya yaklaşan ve gemiden denize atlayan bir bahriyeliye saldırı hikayeleri mevcut... Her iki olaydan da, büyük beyaz dediğimiz türü sorumlu tutmuş o zamanın uzmanları...

Torba’da görülen Camgöz cinsi köpek balıkları da cisim olarak büyük ama dişleri saldırgan köpek balıklarından çok daha küçük. Camgözler suyu süzüp, planktonları yiyerek beslenirler, üreme ve yumurtlama döneminde kıyılara yaklaşır ki, zaten o dönemdeyiz. Yine de

Yazının Devamı

İDAMI BIRAK, KAMERAYA BAK!

4 Temmuz 2018

Hiç tanımadığımız çocukları merak ediyor, onlardan gelen kötü haberlere üzülüyoruz günlerdir. Öfkeliyiz hepimiz, öfkemizden “idam geri gelsin” diyoruz. Suçlular en ağır cezayı çeksin istiyoruz. Bir çocuk yitip gittikten ve herkesin canı yandıktan sonra, suçlunun alacağı cezayı konuşmak yerine, suçun engellenmesini konuşalım artık. Trafik cezası kesilebilsin diye yolların dört tarafı akıllı kameralarla dolu değil mi? Peki ya kaç çocuk parkında ya da okulun önünde kamera var?

Uyuşturucu satıcılarının, sapıkların dolaştığı her yer kamerayla denetime alınmalı. Bırakın kaçırılmasını, öldürülmesini, tek bir çocuğun daha burnunun kanadığı haberini duyacak halimiz kalmadı artık. Lütfen olay olduktan sonra verilecek cezadan önce, olayların önüne geçme imkanlarını konuşalım...

İzmir’in korku tüneli

İstanbul-İzmir yolunun en tatsız yeriydi Sabuncubeli kısmı... Manisa-İzmir arasında en fazla kazanın yaşandığı, bir kaza olduğunda da, trafiğin düğüm haline geldiği bir yerdir. Yüzde 9 eğimli yol ve ardı ardına gelen 14 virajın olduğu bir yerden söz ediyoruz sonuçta...

Geçtiğimiz hafta, yeni açılan Sabuncubeli tünelinden ilk kez geçtim. Çift tüplü bir tünel bu ve uzunluğu dört kilometreden biraz

Yazının Devamı

CHP SEÇMENİ ERDOĞAN’A MI KIZMALI KILIÇDAROĞLU’NA MI?

2 Temmuz 2018

- CHP Genel Başkanı, yüzde 20’ler bandına oturmuş oy oranının başarı olduğuna ikna etmeye çalışıyor bizi. Halefi Deniz Baykal da aynısını yaptı yıllar boyunca. Oysa 1983 seçimlerinde sol oyların gittiği Halkçı Parti yüzde 30 oy almıştı. Sonraki seçimlerde de SHP ile DSP oylarını topladığınızda rakam hep yüzde 30 ve üzeri oldu.

- CHP, 1973 seçimlerinde de yüzde 33, 1977 seçimlerinde yüzde 41,4 oy aldı. Oran önemli değil, her iki seçimde de sandıktan birinci parti olarak çıktı CHP. Şimdi, daha ilk turda kaybedilmiş bir seçime rağmen insanların Muharrem İnce’ye gösterdiği teveccüh, CHP seçmeninin partide liderlik sorunu olduğunu düşünmesindendir.

- Bülent Ecevit, CHP’ye Genel Sekreter olduktan sonra smokinli Cumhuriyet bayramı balolarını iptal edip, yerine çay saatleri düzenlemişti. Ankara’nın gecekondu mahallerinde yaşayanlar ilk kez o zaman girmişlerdi Çevre Sokak’taki CHP Genel Merkezi’nin kapısından. Halka dokunan bir lider oldu Ecevit, oyları da öyle aldı.

- Deniz Baykal da SHP’de Genel Sekreterlik yaptı. Erdal İnönü anılarında “Deniz Baykal güvenilmez biri” diye özetlemişti o dönemi. Baykal’ın genel başkan olma arzusu yüzünden üst üste 3 sene, 3 kere genel kurul yaptı SHP,

Yazının Devamı

ŞARKILARI KENDİSİNE SÖYLEYEN KADIN...

29 Haziran 2018

“Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz...” Ahmet Kaya’nın bu unutulmaz şarkısı söylenirken, seyircileri izledim bir süre. “Taş duvarlar yıkıp geldim, demirleri söküp geldim, hayatımı yakıp geldim hey” kısmında salondan yükselen alkış ve masalardan gelen ‘bravo’ sesleri, gecenin doruk noktasıydı.
Deniz Seki, bugüne kadar hiç anlamadıysa bile, şimdi mutlaka biliyordur insanların gözündeki değerini, aldığı hapis cezasının kamu vicdanında karşılık bulmadığını... Yıllar önce Cine 5’te, ‘Başka Yerde Yok’ programına konuk olarak geldiği zaman tanımıştım onu...
Konuşurken değil, şarkılarını söylerken mutlu olan bir insan izlenimi bırakmıştı bende.
Sonra Günay’da sahne aldığı dönemde seyrettim bir kez daha... İşini iyi yapan, şarkılarına ve salona hakim bir kadın vardı karşımda. Ama Çarşamba akşamı bambaşka bir Deniz Seki gördüm, her parçada biraz daha devleşti. Bir ara, 33 yıllık dostum, Emre Altuğ’un kulağına “Deniz kendisi için söylüyor bu şarkıları” dedim. O da, “En güzeli bu ya zaten” diye karşılık verdi. Doğru, ister futbol olsun ister tiyatro, bir işi keyif alarak yaptığı zaman en iyisini yapar insan, Deniz Seki de keyif alarak söyledi şarkılarını...
Aşka inanmış, bu

Yazının Devamı

KADINLARIN NERESİNE BAKILIR?

27 Haziran 2018

Kadınların sahip olmadıkları haklar dendiğinde, akla ilk gelen ülke Suudi Arabistan olur. Doğru, araba kullanma hakkına daha yeni kavuşan kadınların, tek başına banka hesabı açma hakları yok Suudi Arabistan’da...

Mahkemelerde de iki kadının şahitliği, bir erkeğin şahitliğine denk geliyor. Boşanma söz konusu olduğunda durum daha da vahim... Bir kadının yedi yaşından büyük oğlunun ve dokuz yaşından büyük kızının velayetini alması, neredeyse imkansız. Ancak sadece Suudi Arabistan’la sınırlı değil, kadını yok sayan uygulamalar.

Mesela dini mahkemelerin olduğu İsrail’de, eşinin izni olmadığı sürece kadınlar boşanma davası açamıyor.

Çin’de kadınların madencilik, tünel mühendisliği ve havacılık gibi alanlarda eğitim alması yasak.

Endonezya’da da kadınların dar pantolonlarına din polisi el koyuyor.

Daha ilginç olanı ülkenin Lhokseumawe kentinde kadınların motosikletin arkasında ancak yana doğru oturarak seyahat etmelerine izin veriliyor.

Kadının bedenine bakmaktan, kafasına ve kişiliğine bakmayı unutan adamların dünyası sonuçta...

Yazının Devamı