1267
YPG terör örgütünün, 2004’teki kuruluşundan bu yana Türkiye ve Türkiye’nin destek verdiği gruplara karşı düzenlediği saldırı sayısı.
720
YPG terör örgütünün saldırılarında hedef alınan sivil kişi ve sosyal alanların sayısı.
138
YPG terör örgütünün taktik ve operasyonel askeri tesis ve birliklere düzenlediği saldırı sayısı.
96
Terör örgütü YPG’nin Türkiye topraklarını hedef alan saldırı sayısı.
Bir yerde olmaktan çok, orada olduğunu takipçilerine göstermenin önemli olduğu bir dünyada Bali’de olmak çok değerli gelebilir insanlara. Adasever birisiyim ben. Dünyanın siyasi olarak Tayvan’dan bile fazla konuşulan adası Kıbrıs’ta yaşamış, neredeyse tüm köylerinde tiyatro oynamış, Bali dışında Kapri ve Zanzibar gibi dünyanın en turistlik adalarında zaman geçirmiş birinin gözlemleri aslında okuyacaklarınız.
Önce Bali’den başlayayım: Nem oranı yüzde 90’ın üzerinde olan bir yerden söz ediyoruz. Nüfusun yüzde 93’ü Hindu, yüzde 7’si Müslüman. Yaklaşık 5 milyon kişi yaşıyor Bali’de, yaklaşık diyorum zira Bali’ye âşık olup, orada yaşamayı tercih eden on binlerce insan var. Bu yabancı misafirlerin sayısı arttıkça asgari ücretin 250 dolar seviyesinde olduğu adadaki yerel halk deniz kıyılarından iç kesimlere doğru taşınmaya başlamış. Bali’nin bizim için en cazip tarafı, harcama yaparken euro kuruyla çarpım yapıp, bir şişe suya ödediğiniz paranın size pahalı gelmemesi.
Diyarbakır’daki milli maç öncesinde bir Sağlık Ocağı’na ait Türk bayrağını, öpüp, alnına koyarak çalan üç çocuğa dair haberi okudum bilgisayarda. Sonra bir başka habere baktım, sonra tekrar Diyarbakır’da bayrak çalan çocukların haberine döndüm. Hani ölümcül bir hastalıktan kurtulduğunda, hani çok zorlu bir yol sona erdiğinde göz pınarlarına sevinç gözyaşları yürür ya aniden, hissettiğim tam olarak buydu. Bu sevinci abartılı bulabilirsiniz ama değil. Çünkü Kürt siyasetinin Barzani’ye yakın isimlerinden Şerafettin Elçi’nin yıllar önce söylediği “1984’ten itibaren doğan çocuklar OHAL ve çatışma döneminde büyüdüler. Biz el sıkışabileceğiniz son kuşağız” sözünü hiç unutmadım.
Bali’den kuş uçuşu 10 bin kilometreden daha uzakta olan o üç çocuğa “Koçlarım benim” diye kucaklama isteği duymama sebep olan tek şey Şerafettin Elçi’nin hatırladığım sözleri olmadı.
Taziye mesajları, İstanbul’da patlayan terör bombasındaki parmak izlerini yok edemez Washington ve Paris’in. Tüm gözler bildirideki Rusya-Ukrayna savaşı maddesinde olacak. Almanya Başbakanı Scholz’un bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşme ise önemli.
İstanbul’daki bombalı saldırı için taziyelerini ileten ABD Başkanı,
O saldırının düzenleme emrini veren, saldırganı eğitip, Türkiye’ye yollayan terör grubuna, içerisinde kimi NATO üyesi ülkelerde bile olmayan silahların olduğu 1205 TIR dolusu askeri malzeme yollayan, askeri eğitim veren de ABD.
Türkiye’ye F-16 satışı konusunda “Yönetim olarak desteğimiz sürüyor” diyen ABD Başkanı,
S-400 aldığı için Türkiye’yi F-35 programından çıkarıp, yaptırımlar uygulayıp, F-16 satışında da ayak süreyen ABD, aynı S-400’leri alan Hindistan’a, F-16’ının en gelişmiş modelini yapmak için fabrika kuruyor şu anda.
Hindistan’ın ABD Büyükelçisi “Zamanı gelince F-35 programına da dahil olacaksınız” diyor Hintli
Nusr-Et Bebek’te 200 gramlık kuzu küşlemenin paket fiyatı 505 lira. Havuç dilim baklavanın tanesi 90, tulum peynirli salata da 125 liradan satılıyor.
3 artı 1 kiralık bir dairenin fiyatı Silivri Alipaşa’daki TOKİ konutlarında 3 bin 500, Bağcılar Hürriyet Mahallesi’ndeki 5 bin 500 ve Aksaray Molla Gürani Mahallesi’nde 8 bin liradan başlıyor.
Tarıma dair bir yazıya İstanbul’dan rakamlarla başlamak ilk başta garip gelebilir ama biraz bekleyin lütfen.
4 Kasım Cuma sabaha karşı İzmir’i vuran deprem tüm Gediz Deltası’nda hissedildi, uyandığımda saat 3.29’du.
Önce odadaki kahve, ardından sigara paketi bitince, yola çıkmaktan başka yapacak bir şey kalmadı.
Demirci yoluna düştüm, hava daha yeni ağarıyordu. İşlenmiş toprağın, sabahın o saatinde 5 derecelerde dolaşan sıcaklıkla birlikte üzüm bağlarından yükselen buğunun, tarlalarda atılmayı bekleyen yanmış çiftlik gübresinin karışık bir kokusu vardı havada. Oradakilere çok sıradan gelebilir ama Kalamış’ta büyümüş, Nişantaşı’nda okumuş, ömrünün 35 yılı her gün
Miçotakis hükümeti Yunan kara sularını sadece Girit’in batısı ve güneybatısında geçerli olmak üzere 12 deniz miline kadar uzattığını ilan etmeye hazırlanıyor. Buradaki amaç, Türkiye ile Libya arasında yapılan anlaşmayı geçersiz kılmak.
Böyle bir saçmalığı kimse kabul etmez diye düşünmek bize hata yaptırır. Yunanistan hava sahasını 10 mil, kara sularını
6 mil olarak ilan etmiş bir ülke. Böyle bir ülkenin Girit’in iki yanında kara sularını 12 mil, diğer yanlarda 6 mil bırakmak gibi bir saçmalık yapmayacağının garantisi yok.
Bu noktada yine ABD çıktı karşımıza. ExxonMobil’in sismik araştırma gemisi Sanco Swift’in Girit’in çevresindeki
sularda sismik araştırmalara başlayacağı açıklandı. Bu çalışma tartışmalı sulara doğru kayacak mı göreceğiz.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis’ten şu an mantıklı bir adım beklemenin imkânı yok. Giderek büyüyen telefon dinleme skandalı nedeniyle Miçotakis oldukça zor durumda ve bulabildiği tek çıkış yolu Türkiye ile olan gerginliği artırıp, ABD
Demokrat Partili Bob Menendez, Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olarak, tek başına Türkiye’ye F-16 satışını veto etme yetkisini sahip olan isim.
O yüzden dün ABD’de yapılan ara seçimler bizi çok yakından alakadar ediyor.
Temsilciler Meclisi’nin tamamı ve Senato’nun 3’te birini belirleyen seçimlerde Menendez yarışmadı.
Demokrat senatörün altı yıllık görev süresi 2025’te dolacak ve o zamana kadar hayatımızda olmaya devam edecek.
Ancak Senato’da çoğunluğu Cumhuriyetçilerin sağlaması halinde Menendez Dış İlişkiler Komisyonu Başkanlığı’nı, yani tek başına veto yetkisini kaybedecek.
Yine Cumhuriyetçilerin çoğunluğu sağlaması halinde Menendez’in yerine gelmeye en yakın isimlerden biri senatör Jim Risch. Adı anılan bir diğer isim de senatör Lindsey Graham ama bu düşük ihtimal. Senatör Risch, S-400 alımının ardından Türkiye’ye yaptırım tasarısını hazırlayan isimlerden biri ama Menendez gibi koyu bir Yunanistan yanlısı değil.
Bir de Türkiye’yi S-400 aldığı için “Güvenilmez
Kanadalı eski bir model ve diyetisyenlik yapan bir anne ile Güney Afrikalı bir mühendisin ilk oğulları olarak doğdu.
Oldukça zor bir çocukluk geçirdi, anne ve babasının boşanması, okulda gördüğü akran zorbalığı ve asperger sendromu bu zorlu çocuklukta
ilk akla gelenler.
Akran zorbalığı derken alay edilmekten öte şeyler yaşamış Elon Musk. Mesela bir arkadaşı tarafından merdivenlerden itilip hastanelik olacak hale gelmesi kadar ağır durumlar yaşamış.
Anne ve babasının ayrılığı sürecinde babasıyla yaşamayı tercih etmiş ama bugün tercihleri daha farklı.
Annesiyle çıktığı televizyon programları oldu ama Güney Afrika’da yaşamaya devam eden babasını en son altı yıl önce görmüş. Asistanı vasıtasıyla babasının göz ameliyatına maddi destek sağlamayı öneren bir mail atmasını ve arada sırada telefonla konuşmalarını saymazsak aralarındaki diyalog yok denecek kadar az. Kimse net olarak söylemiyor ama bunun temel sebebi baba Errol Musk’ın kendisinden 40 yaş küçük bir kadınla hayatını devam
ettirmeye karar vermesi gibi duruyor.
Zaten bunlar Musk’ın konuşm