Kathimerini, Yunanistan'ın görece ciddi gazetelerinden biridir.
Çarşamba günü Yunan Dışişleri ve Savunma bakanlıklarının Türk SİHA'larına karşı çalışma yaptığını yazdı.
Buna göre, Savunma Bakanlığı aidiyeti belli olmayan adacıklar üzerinde uçan Türk SİHA'larına karşı askeri önlemler, Dışişleri Bakanlığı da Türk SİHA'larının üretiminin ve ihracatının engellenmesi dosyası hakkında çalışıyormuş.
Askeri kısım çok ciddiye alınacak mesele değil, ancak diplomasi ayağı sıkıntı yaratabilir.
Yunanistan’ın tek başına bir ağırlığı yok ama bulabileceği destekçileri var.
Ermeni yanlısı 27 Senato üyesi altı ay önce ABD Dışişleri Bakanı'na Türk SİHA'larının üretimi ve satışıyla ilgili kısıtlama isteğiyle mektup yazmıştı.
Fransa'nın çok geride kaldığı SİHA alanında, bazı parçaların ithal edildiği Almanya'da koalisyon dengeleri nedeniyle hükümetin nasıl bir tutum alacağını dikkatle izlemek lazım.
Sadece Türk SİHA'larını kapsayan bir ihracat yasağı getirilemez ama ihracatta sorunlar çıkarılabilir.
Geçen sene bir avukat hanımefendi, kendisini bekar bir doktor olarak tanıtan, evli bir müzisyene 300 bin lira kaptırmış, konu yargıya taşınmıştı.
Dolandırıcı "Anneme, kardeşime ilaç alacağım" yalanıyla almıştı genç hanımefendinin paralarını.
Sakarya'da 50 yaşında bir hanımefendi, evlilik hayali kurduğu adamın tuzağına düşüp 170 bin lira kredi çektikten sonra dolandırıldığını anladı.
Türkiye'de de dünyada da kadınlar aşık olduğu zaman dolandırılıyor.
Erkeklerde, durum bunun tam tersi...
Bir başka kadın bedeni, bir başka macera arayışı yüzünden dolandırılıyor erkekler.
Google hafızasında, internet üzerinden, eski Sovyet cumhuriyetlerinden açılmış profillere pasaport ücreti, uçak bileti parası adı altında para kaptırmış bir sürü adamın hikayesi var. Erkeklerin kadın bedeni açlığından istifade etmek için bilgisayara da gerek yok.
Hatırlayın Bulgaristan'dan gelen cevapsız aramalar vardı, çağrıya geri dönenler mutlak bir kadınla konuşuyorlardı. 2011'in parasıyla 30 bin lira kaptırıp, bir de Edirne'de sınırda sevgiliyi bekleyenler olmuştu.
2022 yılında, Kurtuluş Savaşı’nda ilk adımın atıldığı Samsun'da, kendi tarihimizi öğretemediğimiz iki kuzen, Atatürk heykeline saldırınca ayağa kalktık hep birlikte.
1982 yılında, yine Samsun'da, Darbe lideri Kenan Evren, Atatürk'ün olduğu ilk adım anıtını depoya kaldırtmıştı.
Atatürk'ün etrafındaki kız ve erkek öğrencileri muzır bulmuştu darbe lideri.
Bir askerin emriyle depoya kaldırılan ve uzun yıllar orada duran heykel, bir başka askerin emriyle yerine kondu.
Heykelin yerine konması emrini veren kişi Samsun Garnizon Komutanı Doğu Silahçıoğlu'ydu.
İsmi tanıdık geldi değil mi, haklısınız.
Silahçıoğlu Samsun'dan önce İstanbul'da 2. Zırhlı Tugay Komutanı olarak görev yaparken de 1996'da Sultanbeyli'ye askeri üniformalı bir Atatürk heykeli diktirmişti.
Silahçıoğlu'nun diktiği, altında
DAEŞ'in Haseke'deki cezaevi isyanının ardından PKK'nın Suriye kolu, stratejisini iki noktaya dayandırdı.
Birinci adımları "DAEŞ yeniden diriliyor" fikrini tüm Batı başkentlerine yayıp, pozisyonlarını güçlendirme çabası oldu.
Bu sayede ABD ve Rusya'dan gelen "Bağımsız devlet fikrini unutun" mesajlarını bertaraf edeceklerini düşündüler.
İkinci adım olarak da Türkiye'nin Suriye'deki varlığını zora sokmak için "DAEŞ saldırısı Türkiye'de planlandı", "Saldırganlar Türkiye'nin kontrolündeki bölgeden geldiler" propagandasına başladılar.
Tam ellerini ovuşturarak, sonuç bekledikleri sırada
Türk Hava Kuvvetleri Suriye'deki hedefleri vurdu.
Operasyonun ardından PKK'nın Suriye kolu ilk kez ABD'yi eleştiren açıklamalar yaptı.
"Suriye Demokratik Güçleri Medya Merkezi" yaptığı açıklamada "Küresel koalisyon Türkiye'ye hava sahasını açtı" açıklamasını yaptı. Bu yeterli gelmemiş olacak ki ardından ABD'lilerin yanında fotoğraf çektirmekten çok hoşlandığı Mazlum Abdi, sosyal medya hesabından Türkiye'nin operasyonuna dair "Sorumluluğun büyük bir kısmı
Bizim Kardak dediğimiz kayalıklar Imnia adıyla anılır Yunanistan'da.
Dün sabah erken saatlerde Ta Nea gazetesinin siyaset haberleri manşetinde ilginç bir haber vardı.
Haberde, Kardak krizinin yıl dönümünde kayalıkların etrafında sadece Türk savaş gemilerinin olduğunu gösteren bir sosyal medya kullanıcısının fotoğrafları ve Yunan hükümetine eleştirileri yer alıyordu.
Haberin sonunda, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın Kardak krizi için yazdığı sosyal medya mesajındaki, "Ölen askerlerimizi unutmuyoruz, uluslararası hukuka göre ulusal çıkarlarımızı savunmak için teyakkuzdayız" cümleleri hatırlatılıyordu.
Yani Dışişleri Bakanı teyakkuzdayız diyor ama Kardak etrafında sadece Türk gemileri dolaşıyor mesajıydı haber.
Öğleden sonra Yunanistan kamuoyunun hiç, Türk kamuoyunun çok az bildiği Kardak gerçeğini yazmak için Ta Nea'nın internet sitesini tekrar açtım, haberi bulamadım, bilgisayarın geçmişinden haberin sabahki linkini bulup tıkladım, bir baktım haber uçurulmuş sayfadan.
O zaman hem bu gerçeği hem de 30-31 Ocak 1996 gecesi asıl yaşana
Dünya havacılık tarihinde, Osmanlı'dan çok yerde bahsedilir.
Dünya tarihinde uçaktan atılan ilk bomba, Kasım 1911'de, Trablusgarp Savaşı'nda Osmanlı askerlerinin üzerine atıldı.
Bir uçağa karşı ilk topçu ateşini 15 Aralık 1911'de Osmanlı birlikleri açtı. İtalyan Yüzbaşı Roberti yara almadı.
31 Ocak 1912'de İtalyan Yüzbaşı Carlo Montu yerden açılan ateşle yaralanan
ilk pilot oldu.
İlk gece bombardımanı 11 Haziran 1912'de Aziziye bölgesinde Yüzbaşı Morengo tarafından yapıldı.
25 Ağustos 1912'de uçağı denize düşen İtalyan asteğmen Manzini, bir savaşta ölen ilk pilot oldu.
Havacılık tarihine hedef alınan olarak geçmiş olmanın kısa özeti bu bilgiler.
- İzmir’deki orman yangını sırasında bakanı, valisi helikoptere dolunca, orman yangınını söndürme konusundaki tek uzman olan yangın sorumlusuna yer kalmamış, o da yangını havadan izleyememişti. 1999 depremlerinde arama-kurtarma çalışmalarına medya ordusuyla gelen bakan-vali-belediye başkanı üçgeninin işleri bırakın kolaylaştırmayı, zorlaştırdığına çok şahit oldum. Kriz zamanlarında masa başında oturan en yetkili adamların işleri zorlaştırdığına inananlardanım. Fakat Türkiye’de iddialı bir siyasetçiyseniz, hiç unutmamanız gereken şey, vatandaşın kriz zamanlarında sizi işin başına görmek istediği gerçeği.
- “Ekrem İmamoğlu, balık masası krizini yönetemedi” eleştirisi eksik bir eleştiri. Asıl eleştirilmesi gereken şey, İmamoğlu’nun risk yönetimi yapmamış olması. Ani bir yangın ya da sel olduğunda yani saatler içerisinde gelişen bir durumda İngiliz Büyükelçi’yle yemek randevusu iptal edilemeyebilir. Ancak meteorolojinin günlerdir geleceğini söylediği şiddetli kar yağışı söz konusu olduğunda risk yönetimi devreye girmeli, o yemek
Kar yağışından yollar kapandığında bundan sadece yolda olanlar etkilenmiyor. İstanbul Hali’ne giren kamyon sayısındaki düşüş anında fiyat etiketlerine yansıyor, pahalılığı daha da artırıyor. Mücadelenin başarılı ya da başarısız olması hepimizin hayatını etkiliyor.
Kar ve buzla mücadele için dünyanın en büyük filosuna sahip olsanız da, kazalar nedeniyle trafik kitlenip araçlarınız yolda gidemediği zaman sonuç başarısızlık oluyor. Bursa Valiliği pazartesi akşamı sadece kış lastiği olan araçların İstanbul istikametine devam etmesine izin verdi. Geleceği belli olan bir kar yağışı döneminde, kış lastiği olmayan araçların şehir içinde ve şehirler arası yollara çıkmasına izin vermemek lazım. Aslında özel araçlar için de kış lastiği mecburiyetini artık düşünmek zamanı.
İstanbul’da kar kalınlığı 1987’de 80 santim, 2017’de 122 santimetre olarak ölçülmüştü. 2017 kışında son 28 yılın kar yağışı rekoru kırılmıştı. 2005 kışında da TEM’de trafik kilitlendiğinde, insanlar Kanal D binasına sığınmışlardı. Tarihin en