TRT’de yayınlanan Payitaht Abdülhamit dizisinde Çorum leblebisinin yer aldığı bir sahne ekrana geldi.
Uydurulmuş bir karakterle değil, Çorumlu Yedi Sekiz Hasan Paşa üzerinden yapıldı leblebinin reklamı.
Çorum Belediyesi, o sahne için 40 bin lira reklam parası ödemiş ya, bunu tartışıyoruz üç gündür.
TRT’de ekrana gelen ve izleyicisi olan bir dönem dizisinde, böyle bir sahneyi bu kadar düşük bütçeyle çektirmek başarı.
Çorum Belediye Başkanı, eleştirilere alınmakta haklı ama kurduğu cümlelerle haklı kalamamış.
Başkan diyor ki, “Bizi eleştirenler Abdülhamit’e Kızıl Sultan diyenlerin torunlarıdır.”
Klasik bir Türkiye refleksi bu.
Konu ne olursa olsun, ülkedeki kamplardan birine laf çakıp, kendi kampından “Bizim adamımız” diye destek bulma çabası.
Bunu yapmak kolay; zor olan, televizyon piyasasında bu tür bir işin kaça yapıldığını örnekleriyle izah edip, herkesi ikna etmeye çalışmak.
Başkan’ın cevap vermediği “Leblebiyi tanıtmak Çorum Belediyesi’nin işi mi?” sorusuna da ben yanıt vereyim:
Çorum’da en pahalı dükkânlar, leblebicilerin bulunduğu caddede, belediyenin aldığı emlak vergisi var, Çorum sadece leblebi değil, doğa ve tarih turizmi açısından da özellikleri olan bir yer ve leblebi turizm açısından da ek bir fayda sağlayabilir.
Bir tas leblebi işte böyle tam bir Türkiye özeti oldu.
‘İmamoğlu’na niyet, İstanbul halkına kısmet’
Marmaray’da 9 aydır uygulanan aktarma indirimi Devlet Demiryolları’nın itirazı sonucu mahkeme kararıyla kaldırıldı.
Zamanında 5 istasyonla başlayan aktarmalı yolculuk şimdi Gebze-Halkalı arasındaki 43 istasyonla sürüyor.
TCDD yaptığı yatırım açısından artık daha farklı bir ücret almak istemekle haklı olabilir ama bunun bir de zamanlaması var.
Pandemi döneminde metrobüs kalabalığı sıkıntı yaratıyor diyoruz, günlük 3.5 liralık ek maliyet insanları daha fazla metrobüs kullanmaya mecbur edebilir.
Pandemi döneminde özellikle hizmet sektöründe kapanmalar yaşanır, insanlar işsiz kalırken bu artış doğru değil.
TCDD adına en zararlı nokta bunlar değil ama:
Halen o 5 istasyon içerisinde yolculuk eden insanlar bu zammın İmamoğlu’na zorluk olsun diye yapıldığını düşünüyor.
Başlığa aldığım cümle de bu hattı kullanan son derece aydın bir kadının cümlesi.
İletişim yapılmamış, zamanlaması yanlış bir uygulama bu. Eğer birilerinin amacı Ekrem İmamoğlu’na zarar vermekse, aslında İmamoğlu’na en büyük faydayı sağlıyorlar, farkında bile değiller.
Aşı karaborsasına doğru
Türkiye’de kullanılmaya başlanacak Sinovac koronavirüs aşısına dair BBC’de ilginç bir haber gördüm.
Pekin’deki özel Tahie Hastanesi’nde 300 dolar veren herkes bu aşıyı yaptırabiliyormuş.
Üretimin yapıldığı Yivu kentindeyse aşı 60 dolardan satılıyor.
Yani Çin’in iki şehri arasındaki fiyat farkı tam 5 kat.
Şu ana kadar dünyada kullanılma hazırlığı yapılan aşıların üretim teknikleri oldukça farklı.
Mesela Türk bilim insanlarının da imzası olan aşı mRNA tekniğiyle üretiliyor; diğer yanda viral vektör aşılar hazırlanıyor.
Sonuç olarak, ilk başta ne bulursak onu yaptıracağız ama bir süre sonra tercihler, rakamlar önemli hale gelecek.
Şu an testlerde yaşanan fiyat uçurumunun bir benzeri de aşıda yaşanmaz diye umuyorum.
Ama ondan önceki korkum, aşının bir grup şanslıya daha önce ulaşması.
Olmaz demeyin, Türkiye’de koronavirüs test kiti bulma çabaları sürerken birileri arkadaş ortamında test dağıtıyordu, videoyu hatırladınız mı?
Umarım bunların önlemi alınır bu kez.
Karantina önerileri
Birlikte bir şeyler yapmak adına bir tutam öneri hazırladım sizlere:
İlk araba telefonunu Dallas dizisinde görmüş bir kuşağız biz. Cep telefonsuz ve internetsiz bir dünyayı anlatmak lazım belki bugünün gençlerine. Onlara zaman geçirmenin başka yolları olduğunu anlatma zamanını geldi de geçiyor.
Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın Yasaklar’ı müthiş bir oyundu. Anne-babalar, çocuklarıyla seyretmeli mutlaka. Görüntü kalitesi çok net değil videoların ama acı acı gülümseten yasaklar ile geçmişi biraz daha anlayabilir gençler.
Besteci ve aranjör Yasin Keleş’in Neşet Ertaş’ın unutulmaz eseri Gönül Dağı düzenlemesini dinlediniz mi? Youtube’da 100 milyonu geçti izlenme sayısı ama izlemediyseniz mutlaka izleyin derim. Her kuşağa iyi gelir.
İnternet hafızasında binlerce eski İstanbul fotoğrafı var. 2020’den 70’lere, 60’lara uzanmak, son derece keyif verici olabilir.
Süper Baba, Asmalı Konak, Tatlı Hayat, Bir İstanbul Masalı, Ezel, Şehnaz Tango, Bir Demet Tiyatro, geçmişi yâd etmek adına izlenebilecek diziler olarak aklınızda bulunsun...
