Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çarşamba akşamı saat 20.30’da Galatasaray ile Başakşehir kupa maçı oynadı. Beklendiği gibi çekişmeli bir maç oldu.

Aynı akşam İstanbul’da teravih namazı 21.02’de kılındı.

Bu iki madde ile Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu’nun ekibi arasında nasıl bir ilişki olabilir diye düşünenler çıkacaktır.

Mitinglerin yapılmadığı bir ortamda televizyon programları seçmene ulaşmada en önemli mecra durumunda.

Siyasi iletişim açısından doğru olan, lideri en fazla seyirci bulacağı saatte ekrana çıkarmaktır.

Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba gecesi bir başka kanaldaki yayınına saat 22.00’de başladı.

Haberin Devamı

Kemal Bey’in ekibi Kılıçdaroğlu’na karşı olunca...

Maçtan ve namazdan sonra ekran başına geçen kitleyi yakaladı.

Tek başına bu örnek başlıktaki anlamı doldurmaya yetmez, aynı güne dair başka örnekler de vermem lazım.

Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük küçük tüm partileri ziyaret etmesi anlaşılır bir durum.

Bu çerçevede çarşamba günü Kılıçdaroğlu TEK Parti Genel Başkanı Ahmet Özal ile görüştü.

Görüşmede bir sıkıntı yok ama görüşmeden sonra Ahmet Özal medyaya “Kılıçdaroğlu ile anlaştık” açıklamaları yaptı.

Cumhurbaşkanı aday adaylığı sürecinde sadece bin 544 imza toplayabilmiş Ahmet Özal ile Kemal Bey bir pazarlık yapmamış ya da milletvekilliği ya da bakanlık falan önermemiştir. Anlaşma ortada, bir teklif varsa olur ve böyle zamanlarda yanlış anlamaların önüne geçmek için iki parti adına ortak açıklamalar yapılması her zaman daha doğru olur.

Gelelim en önemli kısma:

HDP’li Sırrı Sakık’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Verdiğin sözleri açıkla” diye başlayan konuşması ve terörist başı Öcalan ve FETÖ unsurlarını da kapsayan genel af talebinin yer aldığı konuşma çarşamba gecesi gündemde geniş yer buldu.

Doğru olan, Kılıçdaroğlu’nun tek taraflı bu iddiaya canlı yayında cevap vermesi, konunun sorulması için yayındaki gazetecilerden de ricada bulunulmasıydı. Bu yapılmadı.

Buna karşın Sakık’ın dile getirdiği “Kapalı kapılar ardından verilen sözler” iddiası Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruldu.

Kemal Bey, kendisini ilgilendiren bir konuda konuşmayan adam durumuna düşerken, rakibi bu konuda konuşan kişi oldu.

Haberin Devamı

Bizim siyasi anlayışımızda “lider” figürü önemlidir ama “liderin” doğru yerde, doğru zamanda, doğru şeyleri söylemesi ekibinin sorumluluğundadır.

Mesela Lider ile çekilen kareler servis edilmeden ya da sosyal medyadan paylaşılmadan önce mutlaka gözden geçirilmeli.

Bu özen gösterilseydi seccade tartışması da çıkmaz, “Lider” hassas bir konuda özür dileyen adam pozisyonuna düşmezdi.

İletişim özellikle de siyasi iletişim kampanya dönemlerinde büyük önem kazanır.

Çevresi bir günde üç hata yaparsa bundan en büyük zararı gören yine “Lider” olur.

Adaylıktan çekil teklif midir, değil midir?

Türkiye’de seçmen olmanın en zor taraflarından biri de kim doğru söylüyor diye karar vermek.

Son 48 saattir CHP’den Memleket Partisi’ne teklif gidip gitmediğini tartışıyoruz.

Ulaşabildiğimiz kesin iki sonuç var:

Birincisi, Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesi dışında da başka görüşmeler yapılmış.

İkincisi, bu görüşmelerde Muharrem İnce’den adaylıktan çekilmesi istenmiş.

Haberin Devamı

Adaylıktan çekilmesi karşılığında Muharrem İnce’nin partisine bir şey önerilip önerilmediği ya da ne önerildiği konusunda bir fikrimiz yok.

Eğer İnce’ye sadece adaylıktan çekilmesi ricası iletildiyse, bu bir teklif olarak değerlendirilebilir mi?

Muhalif seçmenin kime öfkeleneceğine karar vermesi için önerilenin ne olduğunu da bilmeye hakkı var aslında.

Bakalım açıklayan çıkacak mı?

Yeni Dünya Düzeni ve NATO

TBMM’de Finlandiya’nın NATO üyeliğinin onay sürecinde siyasi yelpazedeki sol partiler de dâhil olmak üzere kimse NATO aleyhine tek bir cümle kurmadı. Oysa İtalya’daki “Gladio vakası”ndan da biliyoruz ki NATO gittiği her yere barış ve huzur götürmüyor.

Türkiye’de NATO karşıtı ses çıkmayan bir ortamda ABD’nin NATO’nun hedefi haline getirmeye çalıştığı Çin, Suudi Arabistan ile İran’ı barıştıran ülke konumuna yükseldi.

İran’ın değil ama Suudi Arabistan’ın ABD’nin hiç de mutlu olmayacağı bu adımı atmış olması dünyadaki gücün sıklet merkezinin değişmeye başladığının bir başka kanıtı olarak karşımızda duruyor.

Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye için geçerli tek yolu NATO olarak gösterenlerin durup bir daha düşünmesi ve kuruluş felsefesi tam bağımsızlık olan Cumhuriyet’e ona göre yol biçmesinde fayda var.

NATO üyesi olmanın getirdiği avantajları, NATO’nun mızrak ucu olmayı kabul ederek yitirmemek lazım.