Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milletvekilliğinin yaşı olur mu, olmaz aslında. 

Tıbbiyeli Hikmet’i tanır mısınız? 

1901 doğumluydu Tıbbiyeli Hikmet, üçüncü sınıf öğrencisi olduğu dönemde Tıbbiyelileri temsilen Sivas Kongresi’ne katılmıştı. 

Kongrede ABD mandasını kabul etmesi için Mustafa Kemal Atatürk’e baskı yapanların verdiği önerge gündemdeydi. 

Tıbbiyeli Hikmet 9 Eylül 1919 akşamı konuştu, direkt Atatürk’e hitap etti: 

“Paşam, murahhası bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar şiddetle red ve takbih ederiz. Farz-ı mahal, manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz”  dedi. 

Haberin Devamı

Atatürk cevap verdi: “Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal, ya ölüm!” 

Delegeleri de çok etkileyen o konuşmadan tam üç yıl sonra, 9 Eylül 1922’de İzmir kurtarıldı, işgalciler denize döküldü. 

Milletvekili olmanın, vatanı sevmenin, beyninle ve yüreğinle vatan için çalışmanın yaşı olmaz. 

Türkiye’de 19 yaşında bir genç milletvekili adayı olunca şaşıranlara şaşırmak lazım belki de... 

***

Kadınlar, kadınların hakları ve siyasette olup o hakları savunan diğer kadınlar... 

En fazla tehdit edilen isim AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin üzerinden anlatayım meseleyi: 

Özlem Zengin’i tehdit edecek kadar gözünü karartanlar Osmanlı’da her şeyin güllük gülistanlık olduğunu, sorunların Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı devrimler, Medeni Kanun ve kadına seçme ve seçilme hakkı verilmesinde olduğunu zannediyorlardır. 

Onların durumu cahil cesaretinin ne kadar tehlikeli olduğunun en somut örneği aslında. 

Bu kafa, Osmanlı’da 1917’de çıkarılan aile kararnamesini falan bilmezler. 

O kararnamede kadınlarda evlilik yaş sınırı kadınlarda 17, erkeklerde 18 olarak belirlenmiştir. 

Daha önce serbest olan çok eşli evlilikler için, ilk eşin onayını alma şartı getirilmiş, boşanmalarda erkek kararı yerine, aile meclisi kurumu oluşturulmasına karar verilmiştir. Burada bir parantez açayım, Saadet Partisi’nin son seçim vaatlerinden biri tam olarak buydu. 

Haberin Devamı

2019 yılında bize 1917’de yürürlüğe girmiş bir kararnamedeki maddeyi vaat etmişler meğer, ah güzel ülkem... 

O kafada olanlar, bu kararnameyi, dış güçlere vs. bağlayabilirler, inanmayın.  

Bu düzenlemenin savunucuları arasında başta Ziya Gökalp olmak üzere üniversite hocalarının da önemli bir rolü olmuştu. 

***

Osmanlı kadınları, Batı’daki feminist akıma benzeyen kadın hareketini II. Meşrutiyet’in ardından oluşturdu. Kadın, Mehasın, Kadın Bahçesi, Kadınlar Dünyası, Kadın Hayatı o yayınlardan bazılarının adıdır. Meşrutiyet döneminde birçok kadın örgütü de kuruldu. Bu dernekler, kadınları eğitmeyi, onlara iş olanakları sağlamayı ve sosyal hayata katılmalarını amaçlıyordu. Kadınları Esirgeme Derneği, Teali Nisvan Cemiyeti, Osmanlı Kadınları Terakkiperver Cemiyeti, Osmanlı Cemiyet-i Nisaiyye, Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti gibi bir sürü örnek sayabiliriz. İslam Kadınlarını Çalıştırma Cemiyeti’nin çalışmak isteyen kadınlara çağrısından sonra bir buçuk ay içinde 14 binden fazla kadın cemiyete başvuruda bulunmuştur.  

Haberin Devamı

Hoşlarına gitmeyecek ama yazayım, ilk kadın dergisi Şükufezar 1886 yılında yayın hayatına başladı. Erkekler cepheye gittiğinden fabrikalarda çalışmaya başlayan kadınlar, sadece kendi haklarının değil emeğin de mücadelesini verdiler. Osmanlı’da gerçekleşen 50 grevden 9’unda kadınlar başı çekmiştir. Tartışma konusu olan 6284 sayılı kanuna geçmeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dair de bir bilgi vermem lazım: 

Erdoğan, 1989’da Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na aday olduğunda kadınların da seçim kampanyasında çalışmasının yolunu açtı. 

Refah Partisi Genel Merkez’i bu uygulamaya çok kızdı, aynı zamanda il başkanı da olan Erdoğan’ı soruşturmak için Ankara’dan müfettiş yolladılar, il yönetiminden yanlarına kimseyi almadan ilçe başkanlarının falan ifadesini aldılar. Sonra ne mi oldu, kadınların siyasetteki varlığı İstanbul Modeli adıyla tüm Türkiye’de uygulamaya konuldu. 

Gelelim 6284 sayılı yasa maddesi ve kadının beyanı işine: 

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2003/4048 sayılı kararında cinsel suçlarda kadın beyanının esas alınmasının yolunu açmıştı zaten. 

Bir not daha: 6284 sayılı kanun, şiddet mağdurunu korumak için önlem alır, kadın ya da erkek bir ayrım yapmaz. 

***

Gelelim seçim işleri nedeniyle hiç konuşulmayan bir başka ayıba ve belki de skandala. 

Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz ile Hatay hassasiyetimi bilen bilir, bilmeyen de arşivdeki yazılara bakabilir. 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye arasında 3. deniz hudut kapısı açılmıştı. 

Hatay-Girne ve Taşucu-Girne seferleri yapılacaktı ama Hatay’ın Arsuz Limanı depremde hasar gördü ve bu yaz sadece Taşucu-Girne hattında ulaşım sağlanacaktı, daha doğrusu plan buydu. 

Kuzey Kıbrıs Türk  Cumhuriyeti’nde yaşayan 30 bin Hataylı olduğunu düşünecek, sezonda KKTC uçak biletlerinin ne kadar yükseldiğini hatırlayacak olursak, Taşucu-Girne arasında çalışacak her ek gemi depremzedelere, yakın çevredeki öğrencilere ve askerlere daha ucuza ulaşım imkânı sağlayacaktı. 

Fakat nedense Taşucu Liman Başkanlığı gerekli izni bir türlü vermedi. 

Ulaştırma Bakanı’nın her fırsatta deprem bölgesine gittiği, Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğü’nün imkânlarını seferber ettiği, Altyapı Genel Müdürü’nün enkaz altında kurtarma çalışmaları yaptığı bir dönemde, Deniz Ulaştırma Genel  Müdürlüğü bu konuya acilen çözüm bulmalı, sonuçta belediyenin halka sunduğu ucuz bir hizmet bu.  

Türkiye’ye sanatsal metro istasyonları, yeni hatlar kazandıran bir bakan Adil Karaismailoğlu ve bürokratlarının en ışıltılı dönemini karartmasına izin vermeyecektir. Bu konuyu hem depremzedeler hem KKTC’de askerlik yapanlar ve öğrenciler adına yakından  takip edeceğim. 

Kar değil kül...

Özlem Zengin, Erdoğan, Tıbbiyeli Hikmet, Hatay-Mavi Vatan

Bize yılbaşı kartı gibi gelse de aslında kar değil kül gördüğümüz. Rusya’nın Kamçatka Yarımadası’ndaki Klyuchi köyündeki Shiveluch Yanardağı’nın patlamasından sonra volkanik kül her yeri kaplamış.

An’lar

Silivri, 1940’lar: Yoğurt imalathanesinde çalışan işçiler.

Özlem Zengin, Erdoğan, Tıbbiyeli Hikmet, Hatay-Mavi Vatan

Karaköy, 1929: Bugün imkânsız gibi, araba sayısından çok insan var.

Özlem Zengin, Erdoğan, Tıbbiyeli Hikmet, Hatay-Mavi Vatan

Karaköy, 1958: İnsan sayısı halen araba sayısından daha fazla.

Özlem Zengin, Erdoğan, Tıbbiyeli Hikmet, Hatay-Mavi Vatan