Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

1267

YPG terör örgütünün, 2004’teki kuruluşundan bu yana Türkiye ve Türkiye’nin destek verdiği gruplara karşı düzenlediği saldırı sayısı.

720

YPG terör örgütünün saldırılarında hedef alınan sivil kişi ve sosyal alanların sayısı.

138

YPG terör örgütünün taktik ve operasyonel askeri tesis ve birliklere düzenlediği saldırı sayısı.

96

Terör örgütü YPG’nin Türkiye topraklarını hedef alan saldırı sayısı.

En fazla saldırı düzenlenen iller sırasıyla Hatay, Kilis ve Mardin oldu.

Terörizm Analiz Platformu’nun derlemesine son iki günün saldırılarını ekleyerek çıkardım okuduğunuz rakamları.

Haberin Devamı

İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıdan sonra terör örgütünün “Biz sivil hedeflere saldırmayız” söylemini tek bir an bile şüphe etmeden doğru kabul eden “muhalif” anlayış ne düşünür acaba bu rakamlar için?

Muhalif düşüncede olan biri, saldırının ardından yapılan açıklamalara inanmayabilir, burada sıkıntı yok.

Ancak, hükümete muhalif olmak adına, hedefi Türkiye olan terör örgütlerinin propagandasını hiç sorgulamadan kabul etmek ne akılla açıklanabilir ne de muhalif olmakla.

Terör gruplarına, “sivil toplum örgütü”, “çiçek çocukları” muamelesi yapılamaz.

Siyasi nefretimiz bizi devlete şüpheyle, terör örgütüne hiç şüphe duymadan bakacak hale getirdiyse yandık demektir.

Herkese olur bize olmaz mı?

ABD, 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan’ı meşru müdafaa maddesi olarak bilinen 51. madde sayesinde işgal etti.

Afganistan’da iktidarda olan Taliban’ın El Kaide’ye destek ve kamplar vermesi oldu işgalin gerekçesi.

Biraz daha eskiye gidince, Saddam’ın Kuveyt’i işgaline karşı savaş da şu meşhur 51. maddeye dayandırıldı.

Kimse de ABD neyin meşru müdafaasında diye sormadı.

Türkiye, yüzlerce kilometre sınırından gelen teröre canlar kurban verdi, bir hava harekâtı düzenledi.

Şimdi diyorlar ki “Uluslararası hukuka uyun”. Bu nasıl hukuk ki on binlerce kilometre uzaktan meşru müdafaa yapılabilenler, bize burnumuzun dibi, sınırımız için dur diyorlar.

Hıncal Abi, Defne Joy Foster ve biz

Hıncal Abi, sevgi üzerine en fazla kalem oynatan isimlerden biriydi, cenaze günü nefret dolu cümlelerin hedefiydi.

Haberin Devamı

Defne Joy Foster için yazdığı yazı kötü bir yazıydı, bu doğru da, bir tekimiz bile hiç değerlendirme hatası yapmadık mı?

Hiç saçmalamayanınız var mı ya da ağzından çıkan lafın varacağı yer konusunda hiç hata yapmamış olan?

Türkiye’nin en kötü cümlesi Hıncal Abi’nin yazdığı cümle miydi yoksa ahlak erozyonunu başlatan, rüşveti meşru hale getiren “Benim memurum işini bilir” cümlesi miydi?

Ofiste terfi eden kadın meslektaşını kıskançlıktan “flörtöz” olmakla suçlayan arkadaşlarımıza ya da bir kadına karşı öfkesini “O...” diye ifade edenlere Hıncal Abi’ye kustuğumuz kadar nefret kustuk mu acaba?

Dostlarımın hata yapmasından değil hatalarını tekrar etmelerinden endişe eden bir adamım, bu durum, abi dediğim, çok doğru nasihatlerini dinlediğim, akıl danıştığım Hıncal Abi için de geçerli. O sadece kendi gazetesinin değil Türk medyasının daha iyi olması için çaba sarf etmiş bir adam olarak yaşadı.

Hepimiz kadar iyi, hepimiz kadar kötüydü. Mekânı cennet olsun.

Haberin Devamı

Terör örgütlerine çiçek çocuklar muamelesi yapmak

Bazı konularda rakip değiller aslında

Bu çok konuşulan satranç fotoğrafına dair söylenmemiş söz kalmadı.

Messi ve Ronaldo her konuda rakip değiller aslında. İkisi de İspanya’da vergi kaçırma suçlamasıyla yargılandı, ikisi de ceza aldı.

Başarı ve popülerliğin suçları bile görünmez kıldığı bir dünyada yaşamanın rahatlığıyla satranç oynama pozu vermişler, yakışır abilere...