Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kemal Kılıçdaroğlu kazandı. En büyük kazancı, Cumhurbaşkanı adayı olması değil, adaylığına dudak büken, “İmamoğlu ya da Yavaş aday olsa daha iyi olur” diye düşünen CHP’lilerin de desteğini kazanıp, tartışmasız aday haline gelmesi oldu.

Davutoğlu ve Babacan kazandı. Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu ne olursa olsun, CHP’den Meclis’te grup kurmaya yetecek sayı olan 20’şer milletvekilliği kontenjanı aldılar. Partileri Meclis Başkanvekili de çıkaracak, komisyonlarda temsil sağlayacaklar.

Masadaki 4 küçük partinin tamamı kazandı. Sistemin artı bir şartından dolayı halkın vermediği bir yetki ve makamın sahibi olacaklar, hepsinin en az bir bakanlığı olacak. O bakanlıklar ihale düzenleyecek, işe kadro alacak, yürütme yetkisini kullanacak.

Haberin Devamı

Meral Akşener masanın tek kaybedeni pozisyonunda. Önce muhalefetin seçim kazanma umudunu baltalayan genel başkan oldu. Masaya dönmek için “Kılıçdaroğlu adaylıktan vazgeçsin” diye başlayan, en son “İmamoğlu ve Yavaş yetkili Cumhurbaşkanı yardımcısı” olsun diye şartlar sunarak  döndü. Bu şartların hiçbiri yerine gelmedi. Kabul edilen tek şartı, masadan kalkmadan istediği oy oranına göre bakanlık dağıtılması şartı oldu.   

Masada kendileri değil adları olan iki isim, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a gelince… Önlerine bir daha Cumhurbaşkanı adayı olma fırsatı gelir mi, orası muamma. Bu açıdan kaybedenler safında yer aldılar. “Partilerine ihanet etmeyen isimler olmak” da bir kazanç elbette ama dediğim gibi bir daha aday adayı haline gelebilirler mi, orası muamma.

Her şeyi Erdoğan’dan bilme hastalığı

Şu 72 saatte, “Kesin bilgi” diye okuduklarımızı düşünüyorum. Neler okumadık ki…

“Erdoğan ve Akşener yemek yedi, masa sonra dağıldı”, “İYİ Parti, CHP’ye 400 kişilik dokunulmazlar listesi verdi”, “Kılıçdaroğlu milyar dolarları gündeme getirince İYİ Parti’den devreye girildi, masa dağıtıldı.”

Gördük ki 72 saat içerisinde dolaşıma sokulan bu iddiaların teki bile doğru değilmiş.

Türkiye’de iyi yapılan her işin Erdoğan’a bağlanmasından şikâyetçi olanlar, kötü olan her şeyi Erdoğan’a bağlamak gibi bir davranış biçimi geliştirdiler. Birbirine zıt gibi gözükse de aslında ikisi de aynı davranış biçimi.

Haberin Devamı

Fark edemedikleri şey, yaşanan her sorunda bir başkasının parmağı olduğunu iddia etmek demek, parmak sahibini çok güçlü, sorun yaşayanın da güçsüz ve edilgen bir yapıda olduğunu kabul etmek demektir. Bu duruma düşmemek lazım.

Cumhurbaşkanı iradesi üzerinde irade olmamalı

6’lı Masa’dan çıkan sonuç bildirgesinde herkes İmamoğlu ve Yavaş ile ilgili maddeye baktı ama asıl sorunlu madde 8. madde.

Atamalarda, Cumhurbaşkanı kararnamelerinde, diğer genel başkanlarla konuşup uzlaşıyla karar vermek kabul edilebilir gibi olsa da milli güvenlik ile ilgili maddelerde de bu şartı getirmek doğru bir iş değil.

Yunanistan’ın Girit’in kara sularını 12 deniz miline çıkardığını varsayalım. Böyle bir durumda ya hemen aksiyon alırsınız ya da geçmiş ola. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin elini hukuken rahatlatan Libya meselesinde CHP tezkere için ret, İYİ Parti kabul oyu kullanmıştı. Milli güvenlikle ilgili kritik konularda uzlaşıyla karar almaya çalışmak sıkıntı yaratabilir. Suriye sınırında terör örgütünün toplandığını ve eylem hazırlığında olduğunu görüp de  sınır ötesi hava harekâtı için toplanıp, uzlaşı aramaya çalışmak doğru bir yöntem olmaz.

Haberin Devamı

Aslında seçilen Cumhurbaşkanı’nın iradesinin üzerinde başka bir irade olması anayasal olarak mümkün değil. Buna karşın atamalarda falan uzlaşı olsun da milli güvenlik meselelerinde harcanacak zamanın Türkiye’ye maliyeti ağır olur.  

7 Cumhurbaşkanı yardımcısı fikri  

Eğer Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilirse, en çok Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği sorun yaşayacak zira Cumhurbaşkanı yardımcıları MGK’nın doğal üyesi. Cumhurbaşkanı, 7 yardımcısı, Adalet, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri  bakanları da eklenince, toplantılar hiç olmadığı kadar kalabalık olacak.

Cumhurbaşkanı yardımcısının Yüksek Askeri Şûra’ya başkanlık ettiğini düşünecek olursak, Kılıçdaroğlu seçildiği takdirde Cumhurbaşkanı yardımcılarından birini YAŞ için görevlendirmek durumunda kalacak. Kim, nasıl seçilecek, çok farklı siyasi görüşler olunca, seçilecek kişi dosyalar üzerinde nasıl etkili olacak, işin o kısmı biraz muamma.

Bütçenin hazırlanması, Meclis ile ilişkiler, bakanların ihtiyaçlarına göre yasa tekliflerinin hazırlanması gibi başlıklar da var. Proje yönetiminde sorun çıkmaz zira her yardımcıya bir proje verilir ama bu saydığım kısımlarda partiler önemli başlıklardan vazgeçer mi, orası da muamma.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay on yıl kadar ABD’de yaşamış, AFAD’ı kurmuş, 15 Temmuz’da Ankara’da oldukça önemli işler yapmış biri. Siyasetçi değil, sistem kuran, görev adamı tarzıyla bugüne kadar bulunduğu makam hiç tartışma konusu olmadı. 7 siyasetçinin topa girmesi ve hepsinin ayrı ajandası olması Cumhurbaşkanı yardımcılığı meselesini tartışılan bir konu haline getirebilir.