Yazarlar Papa'nın Kürtçesi

Papa'nın Kürtçesi

29.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Papa'nın Kürtçesi

Papanın Kürtçesi

       VATİKAN 'da yapılan geleneksel Noel ayininde Papa, "Serserave pirozde!" diyerek, öteki 57 dil yanında (ilk kez) Kürtçe olarak da "Yeni yılınız kutlu olsun!" dileğinde bulundu. Papa'nın danışmanları ona Türk basınında yazılanları aktararak, "tek bir Kürtçe'den söz edilemeyeceğini; Zazaca ve Kırmançi'nin iki ayrı dil olduğunu; Zazaca'nın Kürtçe sayılamayacağını; üstelik Zazaca'nın kendi içinde 3, Kırmançi'nin 5 alt gruba ayrıldığını; (hele bunlara bir de Sorani'yi ve Kürtçe'nin güney lehçelerini ilave etmeyi unutmazsak) aslında Kürtçe diye bir dil olmadığı sonucuna varmak gerekeceğini; dolayısıyla Kürtlerden söz etmenin de doğru olamayacağını" (!)herhalde anlatamadılar. Bilemiyorum...
       Ancak şurası muhakkak ki artık Türkiye'nin Kürt kökenli, anadili Kürtçe olan yurttaşları bulunduğunu kabul etmeyen ciddiye alınacak kimse kalmadı. Şimdi Kürtlerin ve Kürtçelerin sayısı tartışılıyor... Bu hatırı sayılır bir ilerleme. Daha on yıl öncesine kadar Kürt kökenlilerin resmen "Dillerini unutmuş dağ Türkleri" olduğu kabul edilirdi. 1983 - 91 arasında Türkiye'de Kürtçe resmen yasaktı. Hem rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal, hem de şimdiki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye'de Kürt kimliğinin resmen tanınmasına öncülük ettiler.
       Bu konuda en ileri giden Demirel oldu. 1991'de başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz Diyarbakır'a gitti ve dedi ki: "Kürt kimliği diyoruz. Artık buna karşı çıkmak mümkün değil. Türkiye Kürt realitesini tanımak zorunda. Artık 'Sen Kürt değilsin Türksün, Orta Asya'dan beraber yola çıktık, dillerimiz yolda değişti' falan diyemeyiz. Bu devleti beraber kurmuşuz. Osmanlı dağıldığında iki büyük kavim kalmış. Türkler ve Kürtler. Devletimiz üniter, azınlık yok. Hepimiz bu ülkenin sahibiyiz. Türkiye'de Kürtçe konuşan vatandaş da herşeyin sahibi."
       Kürt kimliği resmen tanındı. Şimdi bunun gereği olan demokratik özgürlüklerin tanınması gündemde. Bunların ne olduğu besbelli: Dileyen Kürt kökenli yurttaşların kanunlar çerçevesinde (diledikleri lehçesinde) Kürtçe gazete, dergi ve kitap yayınlayabildikleri, plak ve kaset doldurabildikleri gibi; radyo, televizyon, okul, araştırma enstitüsü, kültür derneği, vs kurma imkanına sahip olmaları; eğer Kürt kökenliler olarak toplumun geri kalanından farklı talepleri varsa, ülkenin bütünlüğüne ve demokratik ilkelere kesinlikle bağlı kalma koşuluyla, bunları demokratik siyasal süreç içinde özgürce dile getirebilmeleri.
       Elbette ki bütün diller gibi Kürtçe'nin lehçeleri, alt grupları var. Elbette ki Türkiye Kürtlerinin kimliği, öteki ülkelerde yaşayan Kürtlerle hiç aynı değil. Türkiye'nin bütün yurdu, bütün fırsatları, her kökenden yurttaşlarına eşit olarak açması sonucu, belki bugün dünyanın hiç bir yerinde Türkler ile Kürtler ölçüsünde kaynaşmış, bütünleşmiş iki "kavim" yok.
       Yurttaşlarımızın ne kadarının anadilinin Kürtçe olduğunu bilmiyoruz. Kürtçü uyduruyor: Diyor ki, 30 milyon. Türkçü uyduruyor: Diyor ki, 2 - 3 milyonu geçmez. Kimi bilimsel tahminler 8 - 9 milyon diyor (Bkz. Servet Mutlu, Entellektüel Bakış, 17 Kasım 1995). 1965'e kadar nüfus sayımlarında anadili soruyorduk da şimdi niye sormuyoruz? (Alevilerin sayısına da bilmiyoruz. Akademik tahminler bile nüfusun yüzde 7 ila 30'u arasında değişiyor.) Doğru dürüst sayım yapalım, gerçeği öğrenelim.
       Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Türkiye'nin resmi okullarında Türkçe eğitim verilir. Kürtçe'nin kaç lehçesi, kaç alt grubu vardır? Bırakın bunu meraklıları araştırsın; özel okullarında, yayınlarında kullanmak istiyorsa kullansın. Devletin Kürtçe yayın yapması gerekiyorsa, en yaygın lehçe hangisiyse (mesela MED - TV hangi lehçeyi kullanıyorsa) o kullanılsın.
       Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü korumanın yolunun ancak gerçeklerden hareket eden politikalardan ve her kökenden yurttaşların göğüslerini gere gere "Ne mutlu Türkiyeliyim!" dedikleri bir Türkiye'nin yaratılmasından geçtiği gerçeğini balçıkla sıvamaya uğraşmayalım. Türkiye'nin birlik ve dirliğinin düşmanlarına sonuna kadar sömürecekleri kozlar vermeyelim.




Yazara E-Posta: salpay@superonline.com