Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dövizi olanlara, hesaplarındaki dövizi bankalarına bozdurup TL’ye çevirmeleri halinde, döviz yükselse bile maddi bir kayıplarının olmayacağı garantisi verilmesi, dövizden TL’ye geçişi hızlandırdı. Gelin bu uygulamaya hukukçu gözüyle bakalım

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 21 Aralık 2021 günkü açıklamalarından sonra dövizdeki ani yükseliş yerini ani düşüşe bıraktı. Bunun en büyük sebebi, döviz mevduatı olanların hesaplarını TL mevduatına dönüştürmeleri halinde kur yükselişlerinden dolayı bir kayıplarının olmayacağının bildirilmesiydi.
Dövizi olanlara, hesaplarındaki dövizi bankalarına bozdurup TL’ye çevirmeleri halinde, döviz yükselse bile maddi bir kayıplarının olmayacağı garantisi verilmesi, dövizden TL’ye geçişi hızlandırdı. 

Haberin Devamı

Ayrıntılar Merkez Bankası tarafından çıkarılan ve 21 Aralık 2021 günü Resmi Gazete’de ilan edilen 2021/14 sayılı Türk Lirası mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ ile düzenlenmişti.

Tebliğe göre, Türkiye’de yerleşik olmanın yanında vatandaşlık şartı aranmadığından, hukuken geçerli ikametleri bulunan yabancı uyruklular da banka hesaplarındaki dövizlerini TL hesabına çevirebilecekler ve kur artışından olumsuz etkilenmeyecekler.

Göçmenler dahil mi?

Hemen aklımıza, "Yabancıların Türkiye’de hangi amaçla ikamet sahibi olduklarının bir önemi var mı?" diye bir soru gelirse, el cevap; tebliğe göre yok.
Öğrenim, evlenme, çalışma, hangi amaçla olursa olsun, yeter ki hukuken geçerli bir ikametleri olsun, yabancı gerçek kişiler de kapsamda sayılır. İkametin kısa veya uzun dönem olması da önemli değil. Sadece yanıtlanması gereken soru, düzenli ve düzensiz göçmen statüsünde bulunanların da tebliğ kapsamında olup olmadıklarının nasıl yorumlanacağıdır.

Sonuç, kanunen yerleşim yerlerinin Türkiye olarak kabul edilip edilmeyeceğine göre değişecektir.

Gurbetçi unutulmadı

Tebliğ sadece gerçek kişilerden bahsettiği için, tüzel kişiler, şirketler, dernekler, vakıflar da kur korumalı mevduat hesabından yararlanamazlar.
Bir de söylenmesi gereken, gurbetçilerin unutulmadığıdır. Çünkü yurt dışından yaşayan milyonlarca gurbetçimizin Merkez Bankası dahil Türkiye’deki bankalarda döviz hesapları var.

Haberin Devamı

Yurt dışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları da Türkiye’deki döviz hesaplarını TL hesabına çevirip kur yükselmelerine karşı korunacaklardır.

Sistem nasıl işliyor?

Sadece ABD doları, euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı sahipleri sistemden yararlanabilecek. 20 Aralık 2021’de bir Türk bankasında döviz mevduat hesabı veya döviz katılım fonu olmayanlar, kur korumalı döviz hesabı açtıramazlar.

Merkez Bankası devrede

Döviz hesabı sahipleri, isterlerse dövizi o gün saat 11:00’de Merkez Bankası tarafından ilan edilen döviz alış kuru üzerinden Merkez Bankası’na satarak hesaplarını TL mevduata çeviriyor. Merkez Bankası, dövizin asıl ve nihai alıcısı. Bana göre bizim “dolaylı temsil” dediğimiz temsil yoluyla banka sadece kendi adına ve Merkez Bankası hesabına döviz hesabını TL hesabına dönüştürüyor. Çünkü bankanın hesap tür değişikliği sonucunda elde ettiği döviz, dönüşüm kuru üzerinden Merkez Bankası tarafından satın alınıyor ve karşılığı Türk lirası ilgili bankaya aktarılıyor. Banka da bu TL’yi mevduat sahibinin TL hesabına aktarıyor. O halde döviz bankaya değil, Merkez Bankası’na satılıyor.

Haberin Devamı

Bankanın mevduata uygulayacağı faiz, Merkez Bankası’nca belirlenen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının altında olamıyor.

Hukuki yönüyle kur korumalı mevduat

Kur koruması nasıl sağlanıyor?

Önce, vade sonunda Türk lirası mevduat veya katılma hesabı sahibine anapara ile faiz veya kâr payı banka tarafından hesaba aktarılır. Sonra bakılır, dövizin TL’ye çevrildiği kur ile, vade sonu hesaplanan faiz getirisi, ana paraya eklenir. Bulunan toplam tutar ile TL’ye dönüşüm yapılırken sahip olduğunuz döviz kadar döviz alabiliyorsanız, daha fazla bir ödeme yapılmaz.

Yani vade başı ile vade sonu döviz kurundaki artış, vadeli hesabınıza ödenen faiz geliri kadarsa, kur farkı faiz geliri ile karşılandığından, kaybınız bulunmamaktadır.
Ama faiz geliri kur farkını karşılamıyor, kurdaki artış daha yüksekse, faiz geliri ile vade günü geçerli olan döviz kuru arasında fark var, kur daha yüksekse, bu sefer aradaki farkı Merkez Bankası karşılıyor.

Sonuçta bir bakıma, banka vadeli TL hesabındaki mevduatı kullanarak gelir elde edip, mevduat sahibine faiz ödüyor. Merkez Bankası da vade sonunda daha önceden satın aldığı dövizi, döviz olarak ödemiyor. Vade günü geçerli olan kur üzerinden TL karşılığını ödüyor.

Somut bir örnek

Üstelik, Merkez Bankası vade sonu geçerli kurdan hesapladığı döviz karşılığından, bankanın ödediği faizi düşüyor. Örnek olarak, 1000 dolar karşılığı vade başında geçerli kurdan 10.000 TL ödemiş, banka da mevduat sahibine 2.000 TL faiz ödemiş olsun. Vade sonunda Merkez Bankası’nın ilan ettiği kura göre 1.000 dolar 12.000 TL yaparsa, Merkez Bankası, kur farkı ödemesi yapamayacaktır. Bu durumda Merkez Bankası, vade sonunda 12.000 TL ödemesi gereken dövize, vade başında ödediği 10.000 TL ile yetinecektir. İşin özü, bankanın ödediği faiz, Merkez Bankası lehine yazılmış olacaktır.

Dövizde düşüş olursa, mevduat sahibi asıl o zaman korunmuş oluyor, çünkü dövizdeki düşüşten etkilenmeyecek, hesabındaki TL’yi olduğu gibi faiziyle birlikte bankasından alabilecektir.

Sonuç olarak kur korumalı mevduat hesabı, dövize endeksli future sözleşmesine benziyor. Ama ödeme tarafların kararlaştırdığı kur üzerinden değil, Merkez Bankası kurundan yapılıyor.