Gezegenler, burçlar kuşağındaki döngüleri içerisinde kimi zaman kendi aralarında dikkat çekici açılar oluştururlar. Üç gezegenin birbirleri arasında 120 derecelik üçgen açı oluşturdukları (360 derece/3=120 derece) kalıba ise “büyük üçgen” adı verilir. Üçgen ilişkisi gezegenler arasında doğal bir uyuma, kendiliğinden akışkan şartlara, bu nedenle yeteneklere ama özellikle pek de farkında olmadığımız uyuyan durumlara da işaret ederler. Zira üçgen açısı kendi içerisinde büyük bir bütünlük, sanki bir mükemmellik durumu yansıtırlar. 3 sayısı da benzer şekilde, doğal beklentileri, doğuştan nitelikleri, sorgusuz, sualsiz koşulları açıklar. Kültürümüzde de, “Allah’ın hakkı üçtür” deriz. Nitekim 3, doğada da doğum-gelişim-sona ermek dizgesini tamamlar.
Jüpiter-Neptün üçgeni idealizm dalgasına vurgu yapar
Peki su elementindeki büyük üçgen ne anlama geliyor ve özellikle Jüpiter, Satürn ve Neptün arasındaki bu görünüm hayatımıza nasıl yansıyor? Su elementindeki üçgenler derinliği, anlayışı, sezgileri ve leb demeden leblebiyi anlamayı, başka bir deyişle sezgisel kavrayışı sembolize ederler. Kendi astrolojik haritamda da yine bu üçgen su elementinde bir üçgen oluşturdukları için, bazı kişisel çıkarımlarda da bulunabilirim.
Bu üçgenin ilk temalarından birisi ruhsal farkındalık şeklindegerçekleşir. Jüpiter Yengeç’te, Satürn Akrep’te, Neptün ise Balık burcunda kolektif konularda derin bir farkındalığın işaretidir. Özellikle Jüpiter-Neptün açıları Astroloji’de dini temaların yanı sıra idealleri, evrensel ülküleri, ütopyaları da anlatır. Bu yüzden sosyalizmle de yakından ilintilidir. Şimdi tam da tarihin bu döneminde yaşanan sosyal çalkantılar ve hareketler içerisinde, kolektif anlamda bir kapasite söz konusu. Önümüzdeki iki ay içerisinde aktif halde kalacak olan bu üçgen insani değerlere, merhamete ve koruyuculuğu (Jüpiter-Yengeç) yüksek bir katılım duygusu getirmekte. Neptün, Astroloji’de kolektif bilinçle çok yakından alakalıdır. Bu gezegen ortak duygulanımları, kültürel trendleri, sanatta hayal gücüne dayalı üretimi, bir toplumun ideallerini, ortak hayal edebilme ve hatta idealize etme gücünü yansıtır.
Bu durumda Jüpiter-Neptün üçgeni, artan, şişen bir hayalgücüne, idealizm dalgasına ve sosyal anlamda ahlaki değerlere, idealist anlamda doğruya ve iyiye ulaşma arzusuna vurgu yapmakta.
Bu dönemde, neredeyse pek çok ülkede yaşanan protestoların ve sosyal çalkantıların içerisinde böylesine güçlü bir farkındalık cereyan etmekte.
Bu üçgenin diğer köşesinde ise diğerlerine karşıt olarak, daha gerçekçi, somut, sistem ve disiplin ögesi taşıyan Satürn yer almakta.
Satürn, hem Neptün’ün hem de Jüpiter’in karşıt ögesi gibi çalışır.
Zira Satürn sınırları, Neptün sınırsızlığı, Satürn daralmayı ve kontrolü, Jüpiter ise genişlemeyi, sınırların ötesine geçme itilimini açıklar. Aslında Satürn şimdi bu üçgenin bir köşesinde, yukarıda sözünü ettiğimiz idealizmin, genişleme isteğinin, geniş sosyal katılımın vücuda gelmesine, somutlaşmasına ve kristalize olmasına işaret etmekte. Eğer bu üçgenin Satürn bacağını daha bilinçli şekilde kullanabilirsek, arayış içerisinde olduğumuz bu ruhsal ve idealist açılımları daha gerçekçi ve ayakları yere basan bir şekilde hayata geçirebiliriz.
Gerçekçi davranarak verimli olabilirsiniz
Diğer yandan, üçgen açılar, özelliği açısından havada kalabilecek, uykuda kalan niteliklere karşılık geldiği için böyle bir üçgende, Jüpiter-Neptün ikilisinde tamamen gerçekdışı olabilecek sanrılar, dalgalanmalar, sosyal tsunamiler ve son derece kör şekilde hareket ederek yıkıcı olabilecek unsurlar da söz konusu.
Benzer şekilde, astrolojik haritanızda su elementinden burçların hangi evlere düştüğüne bakınız. Bu evlerin konuları ile ilgili alanlarda çok şey yapabileceğinizi ve gerçekçi davranarak, idealize ettiğiniz konularda verimli olabileceğinizi de söyleyebiliriz.
Kendimizi hayallere kaptırmak sonuçta hayal kırıklıklarına yol açabilir. Bunun yerine, içimizde yükselen ruhsal farkındanlığı derinleştirecek, sağlamlaştıracak şeyler yapabilmek için eşsiz bir fırsat döneminden geçmekteyiz.