Ancak egomuzdan sıyrılınca kendimizi görebiliriz
Farkındalık nerede başlar? Kendimizle ilgili bizi uyandıran ani tecrübeler, acılar, olumlu-olumsuz gelişmeler, çıktığımız bir yolculuk, hatta tek başına parkta yürümek bile kimi zaman son derece aydınlatıcı olabilir.
Bana göre farkındalık kendini görmeye başlamaktır. Zihnimizi yatıştırıp duygularımızı dengeleyebildiğimizde, mümkün olduğunca egonun çığlıklarından kurtulup hafiflediğimizde, kendi dışımıza çıkıp halimize yukarıdan, gittikçe uzaklaşarak bakabiliyorsak o zaman çok önemli bir yol kat etmiş oluruz.
Bu durum özellikle astroloji öğrenmeye yeni başlamış kişilerde olur. Yeni öğrencilerimde çoğu zaman görürüm. Yeni başlayanlar içlerinde simyevi bir dönüşüm yaratmak durumundadır. Ancak ilk aşamalarda hepimiz kendimize odaklanırız, olayları kontrol etmek isteriz. Bu anahtarı bulursak tüm problemlerimizi, sıkıntılarımızı aşacağımızı sanırız. Ancak bu anahtarı bulabilmemiz için önce kendimize olan körlüğümüzü yenmemiz gerekir.
Bu bakımdan astrolojik harita eşsiz bir kendini tanıma ve kozmik anlamda tanımlayabilme imkanı sunar. Astrolojik haritamız kozmik bir DNA gibidir. Herkeste aynı gezegenler, burçlar vardır ancak bunlar farklı farklı dizilmişlerdir. Benzer potansiyeller olabilir ancak hepsi eşsizdir.
Kendimize olan körlüğümüzden söz ediyoruz. Hepimiz bir ölçüde kendimize körüz; varoluş kapasitemizi, içimizdeki güçleri göremiyoruz. Çocukluktan itibaren sanki karanlık bir odada düşmeden ilerlemek için önümüzdeki şeylere dokuna dokuna ilerliyoruz. Endişelerimiz yüzünden kontrol etme ihtiyacı hissediyoruz. Halbuki kontrol ancak günlük işlerimizi yoluna koymakta gösterebileceğimiz bir eylemdir. Hatta kimi zaman beklenmedik sürprizler de, bu kontrol duygusunu paramparça edebilir.
Aslına bakarsanız, hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğinizi görebilirsiniz. Dünyanızı kendi kontrolünüz altına aldığınızı düşünseniz bile o kendi başına dönmektedir. Çok istediğiniz bir şeyi her şeyi planlayarak, kontrol ederek elde edebileceğinizi sanıyorsanız, bu aslında sizin istemediğiniz bir şey halini alacaktır.
Eğer olayların akışını kendi haline bırakır ve bir balık gibi oradan oraya kayabilirseniz, kendiniz için doğru olan şeylerin size doğru akmakta olduğunu görebilirsiniz. Aşırı kontrol ve endişe bizi kendimize çok daha fazla körleştirir. Birden kendimiz için değil, aslında bize ait olmayan bir hayat yaşadığımızı fark edebiliriz.
Hemen olmaz, bazen yılların geçmesi gerekir
Astroloji bize göremediğimiz, kontrol etmekten yorulduğumuz, usandığımız, şaşırdığımız zamanlarda, hayatımızın büyük patikasını gösteren bir ayna görevi görür. Aynaya bakmak için egonun gözlüklerini çıkarmamız gerekiyor. Sadece görmek istediklerimizi değil, bizi biz yapan tüm ögeleri, arzuları, zekayı, ilişkileri, hırsları, içinde bulunduğumuz sistemi görebiliriz.
Bu hemen oluşan, hızlı bir süreç değildir. Kendini görebilme kimi zaman gençlikte, kimi zaman uzun yıllar sonra olabilir. Aynada kendimizi görebilmek içimizdeki simyevi dönüşümü başlatacak sadece bir başlangıçtır. Farkındalık başladığında her şeyi bir kenara bırakabilecek cesareti bulabiliriz. Yalancı egodan kurtulduğumuz anda, gerçekte ne olduğumuzu çok daha çıplak görebiliriz.