Şimdi de sırada Ay tutulması var. Güneş’in, Ay’ın ve dünyamızın aynı düzlemde buluştuğu zamanlarda gerçekleşen yeniaylarda Güneş, dolunaylarda ise Ay tutulur. 15 Haziran gecesindeki dolunay da böyle bir tutulmaya işaret etmekte. Bu tam bir tutulma olarak Yay burcunun
24 derecesinde gerçekleşecek. İlginç olan şey, Ay’ın astrolojide halkı, yığınları, topluluk psikolojisini anlatması ve kuşkusuz bu tutulmanın ülkemiz genel seçimlerinin hemen ertesinde, çok yakınında gerçekleşmesi.
Durum böyle olunca, artan bir duygusal heyecan ve yığınları etkileyen olaylarla karşı karşıya geleceğimiz anlaşılmakta. Söz konusu gelişme seçimlerin de ötesinde ama seçimlere etki edebilecek durumların yarattığı duygusal dalgalanmayı anlatıyor olabilir. Zira tutulma mevsimleri aniden gelişen olayların getirdiği yeni durumlara işaret ederler.
Ay tutulmaları duygusal açıdan çok daha yüklü zamanlardır. Nitekim dolunaylar sonuçları değerlendirme, bir muhasebe yapma gereğini, kendimizi aynada görmeyi anlatır. Bu gözle bakıldığında, seçim sonuçlarının her parti açısından önemli dersler getireceğini söyleyebiliriz. Dolunaylar aynı zamanda bir kutuplaşma gibi de görülebileceği için, toplumu daha fazla gerecek aşırı görüşlerin, ideolojilerin farkında olmak, bölünmemek ve daha yapıcı, toparlayıcı bir tutum içerisine girmek gerek. Söz konusu bu astrolojik nedenler, halkı, milli durumları aniden dalgalandırabilecek olayları gündeme getirebilir
ve bir şekilde seçim atmosferi üzerinde de bir gölge (tutulma: gölge) yaratabilir.
Kürtlerin hassasiyetlerine ilişkin gelişmeler, ülke bütünlüğünü ilgilendiren sonuçlar özellikle seçim sonrasının en temel konularından birisini oluşturabilir. Doğal olarak önümüzdeki dönemde yeni anayasa konusunu da bir ölçüde şekillendirici olacak olan önemli bir seçim sürecinden geçiyoruz.
Dünya görüşümüzü ilgilendiren temalar getiriyor
Bireysel açıdan bakınca, Ay tutulması hayatımıza yabancılarla ilgili olabilecek, ya da içerisinde dünya görüşümüzü, inançlarımızı, hayata bakış açımızı ilgilendiren temalar getiriyor. Akademik konular, yolculuklar, ideolojiler ve bir yandan da medyayı, iletişim araçlarını hatta yolculukları, taşımacılığını ilgilendiren konularda yüklü bir gündem görebiliriz. Örneğin yakın çevrenizdeki değişiklikler, alacağınız yeni haberler pek kontrolünüzde olmayacak biçimde kararlarınızı etkileyebilir. Benzer şekilde, yabancılarla, uzaklarla ilişkileriniz, görüşmeleriniz bu dönemde yeni alternatifler getirebilir.
Bu dönemde başkalarının görüşlerinden çok şey öğrenebiliriz ancak kendi düşüncelerimizi aşırı abartma ve fanatikçe davranma riskimiz de var. Sadece kendimizin doğru düşündüğüne inanmamız aşırı körlük olabileceği için, başkalarından gelen eleştirilere de esnek durmalıyız. Öğrendiğimiz her yeni şey bakış açımızı zenginleştirecek, bizi yenileyecek.
Eğer bu dönemi daha verimli bir biçimde kullanmak istiyorsanız, ön yargılarınızı en
aza indirgemeli ve bu arada kendi inanç ve fikirlerinizin kurbanı olmamaya bakmalısınız.