Astrolojik göstergelere bakılırsa, Osmanlı’nın kuruluşu için hep bildiğimiz 1299 değil de Halil İnalcık’ın verdiği 27 Temmuz 1302 daha doğru bir tarih. Değerlendirmeleri buna göre yapmalıyız
Osmanlı’nın kuruluşu ile ilgili kaynaklarda daha önce 1299 yılının işaret edilmesine karşın, Prof.Dr. Halil İnalcık devlet statüsü kazanmasını 27 Temmuz 1302’de, Yalova yakınlarında Bizans’a karşı yapılan Koyunhisar (Bafeus) muharebesine bağlar. Dünya astrolojisinde incelenen siyasi olaylar tarihlere dayalıdır. Kimi zaman bir devletin kuruluşu siyasi bir erkin ilanı ya da sembolik anlamda bayrağın göndere çekilmesi hatta bir tören şeklinde de olabilir. İnalcık bir devlet sembolü olan sikke basımının 1299 yılında söz konusu olmadığını, aynı zamanda bu savaşla birlikte Osmanoğullarının diğer boylar üzerindeki etkisinin güçlendiğini vurgulamakta. Söz konusu savaş Bizans tarihçisi Pachimeres tarafından da yazılmıştı. Bu bakımdan, 27 Temmuz 1302 tarihli muharebenin sembolik açıdan, astrolojik bakımdan dikkat çekici bir tarih olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, bu tarih ne tür astrolojik göstergelere işaret ediyor?
Elimizde bir saat bilgisi yok ancak son derece ilginç başka bir gösterge bulunuyor. Savaş’ın 18 Temmuz’dan bu yana sürdüğü sırada, 25 Temmuz 1302 tarihinde Aslan burcunda kısmi bir Güneş tutulmasının gerçekleştiğini görüyoruz. Tutulmalar, astrolojik açıdan dikkat çekici bitiş ve başlangıçlara işaret eder. Tutulmanın Aslan burcunda olması (Aslan: güç, iktidar sembolü olarak) bir liderin, gücün ortaya çıkışını sembolize ediyor. Bu tutulmanın kategorisi olan 7 Güney tutulması astrolog Bernadette Brady tarafından büyük güçlerin ortaya çıkması ve engellerin ortadan kaldırılması olarak nitelenmekte. Başka bir deyişle, Bafeus savaşına denk gelen güneş tutulması aynı zamanda siyasi açıdan kritik bir olaya, yepyeni bir gelişmeye de işaret etmekte.
İstanbul’un alınışı ile ilginç bağ
Bu tarihte gündemde olan transitlere baktığımızda savaş gezegeni Mars’ın Yengeç burcunda olduğunu görmekteyiz. Yengeç burcundaki Mars vatan ve milletle ilgili konulara vurgu yapar. Genişlemeyi temsil eden Jüpiter’in de yine Yengeç burcunda olması benzer şekilde, bu yöndeki arzulara ve özellikle Osmanlı’nın kuruluşu sürecinde dikkat çeken gaza (kutsal savaş) ideolojisine ışık tutmakta. Gaza ve cihat ruhu Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda temel motivasyonlardan birisi olmuş, Osmanlıların “darü’l harb” olarak tanımladıkları Bizans’a karşı bir meşruiyet olarak görülmüştür. Söz konusu tarihte aktif olan yıldızların temalarına baktığımızda Güneş’ten önce yükselen yıldızın Phact olduğunu görüyoruz. Bu yıldız erişilmesi mümkün olmayını arama, bilinmeye yönelme ile ilişkilidir. Güneş doğarken batan yıldız ise cesareti hayat rehberi olan kullanmaya işaret eden Altair’dir.
27 Temmuz 1302 tarihinde dikkat çeken bir diğer gösterge ise dönüşümü ve güç savaşlarını açıklayan Pluton’un Kova burcunda, diğer gezegenlerden çok ayrı bir noktada duruyor olmasıdır. Astrolojik göstergeler içerisinde, bir gücün tek başına ayrı bir yerde olması, o gezegenle ilgili vurguyu arttırır ve dikkat çekici hale geldiğini gösterir. Yine çok ilginç ki, Istanbul’un alınışı sırasında Pluton Aslan burcunda, sözünü ettiğimiz Bafeus muharebesindeki Güneş’in üzerinden geçmekteydi. Bunun gelişigüzel bir rastlantı olmadığı son derece açık. Tüm bu göstergeler Bafeus muharebesinin Osmanlı Devleti’nin kuruluşundaki önemli yerini bir başka açıdan güçlendirmekte.