Kolay değil

17 Haziran 2010

Futbol bir oyundur... Çok iyi takım olabilirsiniz, çok iyi oyunculara da sahip olabilirsiniz ama o günkü şartlarda her şey aleyhinize olabilir. Her şeyden önemlisi rakiple oynanan bir oyundur futbol. Rakibiniz de 11 kişi başlar maça. Takımları maç maç da değerlendiririz, lig boyunca da değerlendiririz, böyle turnuvalarda da... Özellikle iyi takımlar konsantrasyonlarını üst düzeyde tutmazlarsa ve rakip de konsantrasyonunu üst düzeye çıkarırsa aradaki fark kapanır. İspanya favoriydi, evet... Daha iyi oyuncuları var, evet... Topa da sahip oluyor, evet... Ancak tekmeye kafa sokan bir rakip vardır karşısında...
İspanya belki bu mağlubiyetle Dünya Şampiyonu olacak. Gruptan bir şekilde çıkar. Şili’yi de, Honduras’ı da geçerler. İspanya bence kendi açısından en değerli maçını oynadı. Mağlubiyetin değerlisi mi olur demeyin, zaman zaman olur.

Öne geçen kazanıyor
İsviçre takımı her yıl üzerine koyarak giden bir takım. Uzun oyuncusu da var, sert oyuncusu da var, az da olsa pas yapan oyuncusu da var. Yani eli ayağı düzgün bir takım. Bu maç onlara müthiş bir özgüven getirecek. Açıkcası ikinci tura “merhaba” dediler. Honduras bu grupta sıfır çeker. Şili - İspanya maçı da ilk ikiyi belirler

Yazının Devamı

Büyük iş yapacaktır

14 Haziran 2010

Quaresma’nın kariyerine baktığımızda Barcelona, Chelsea, Porto ve Inter gibi takımlar yazıyor... Bu kariyerle Türkiye’ye daha önce Anelka ile Hagi gelmişti. Hagi işin sonlarına doğru karşımıza çıkmıştı ancak Quaresma, Anelka gibi en olgun çağında Beşiktaş formasını giyecek.
Tek korku Anelka’nın verimsizliğinin Quaresma’da da yaşanması... Ama tartışmasız yaratıcı ve büyük bir yetenek. Günümüz futbolu açısından önemli bir isim. Bir kere müthiş bir çalım atma, bire birde adam eksiltme özelliklerine sahip. Yani şu anda Dünya futbolunda yaşanan eksiklik düz oyuncuların çokluğu. Quaresma bu yönden farklı bir oyuncu...
Daha önce oynadığı takımlar Şampiyonlar Ligi’nde şampiyonluğun dışında başarı kabul etmeyen kulüplerdi. O yüzden taktik ve disiplin yönünden kendisi kadar birçok yıldız ile bir arada olduğu için fazla forma şansı bulamadı.
Beşiktaş’ta büyük iş yapacağı kesin. Ancak onun bölgesine 50 trilyon harcandı. Nihat, Holosko gibi isimlerin de aynı mevkide oynadığı düşünülürse Schuster’in oyun şablonu büyük önem taşımakta. Eğer 4-3-3 oynarsa Quaresma, Holosko ve Nihat şişkinlik yaratacak. Savunmanın sağına alınan Stuttgartlı Hilbert iyi çıkarsa - ki Beşiktaş bunun sıkıntısını daha

Yazının Devamı

Soru işareti

13 Haziran 2010

Merakla beklenen takım Arjantin idi. Nijerya ise soru işaretiydi. Nijerya takımı doksan dakika sonunda soru işaretlerini taşımaya devam etti. Hatta şöyle diyebiliriz; bu maç öncesi izlediğimiz Güney Kore’yi de, Yunanistan’ı da yenebilecek bir takımlar. Ancak turnuvaya erken veda ederlerse de sürpriz sayılmaz.
İzlediğim ilk dört maç sonrasında Arjantin, Temmuz ayını görür, Nijerya, Meksika, Yunanistan, Güney Afrika ve Uruguay’ın ise işi zor. Arjantin takımı dört hücum yapmayan savunma ile oynuyor. Özellikle iki stoper ve sol bek Heinze oyuna hiç katılmıyorlar. Sadece duran toplarda ileri çıkıyorlar.
Orta saha oyuncularına baktığımızda Mascherano, Veron top kazanabilen, kazandıkları topları da basit oynayabilen futbolcular. Orta sahanın solundaki Di Maria ise savunma yapmaya çalışmaktan asıl özelliği olan adam eksiltip kaleye gitme yeteneğini hiç değerlendiremedi. Orta alanın önündeki üçlü Messi, Tevez ve Higuain ise yaratıcılıklarını gösterip skor elde etmeye çalışıyorlar. Arjantin golü duran topla bulabildi. Diğer yakaladıkları dört pozisyon Messi’nin yetenekleri sayesinde.
Bu maç bize Arjantin’in geleceği ile ilgili net bir karar verdirmedi. Yüksek rakımda oynamak da onları

Yazının Devamı

Dramatik bir son

17 Mayıs 2010

Benim futbol oynadığım yıllar da dahil olmak üzere ben Fenerbahçe’nin bu kadar rahat oynadığı bir maça şahit olmadım

Fenerbahçe’yi son 20 yılda bir maçta bu kadar pozisyona girerken görmemiştim. En az 20 tane gol fırsatı yakaladılar ama maç 1-1 sona erdi. Gerçekten inanılır gibi değil...
Şükrü Saracoğlu Stadı’nda şampiyonluk maçına çıkan Fenerbahçeli futbolcular her şeyi yaptılar ama meşin yuvarlağı iki kale direğinin içinden geçiremediler. Aslında böyle bir maça teknik analiz yapmak doğru değil. Çünkü Trabzonspor hiç direnemedi. Kaleci Onur’un kurtarışları, direkten dönen toplar, oyuncuların altı pastan kaçırdıkları, hakikaten çok şaşırtıcı. Minyatür kale maç gibi geçti doksan dakika. Düşünün Gökhan Gönül 30 kez Trabzonspor ceza alanının içindeydi.
Benim futbol oynadığım yıllar da dahil olmak üzere ben Fenerbahçe’nin bu kadar rahat oynadığı bir maça şahit olmadım. Dün gece çok farklı bir olay yaşandı. Düşünün Alex gibi bir oyuncunun gözü kapalı atabileceği golleri kaçırmasının izahı yok. Bir daha da kolay kolay yaşanacağını sanmıyorum. Hem Fenerbahçe taraftarı, hem de futbolcular için dramatik bir son oldu.
Fenerbahçe daha önce Denizli’de de şampiyonluk kaybetti ama bu

Yazının Devamı

Fenerbahçe maçı etki edecek

16 Mayıs 2010

Bugünkü maçın sonucu ne olursa olsun üstüne basa basa söylüyorum Bursaspor önemli bir iş başarmıştır. Yılın takımı olmayı şimdiden hak ettiler diyebilirim. Hocaları Ertuğrul Sağlam da benim için sezonun en iyi teknik direktörüdür.
Beşiktaş maçı tabii ki zor geçecek. Özellikle Galatasaray’ın geçtiğimiz hafta kaybetmesi bu karşılaşmanın her iki taraf için de önem kazanmasını sağladı. Beşiktaş’ın sezonu erken açmamak için lig üçüncülüğünün peşinde koşması onları da bu maça ortak etti. Bu yüzden Bursaspor karşısında dirençli, mutlak surette kazanmak isteyen bir takım bulacak.
Volkan Şen ve Hüseyin gibi iki önemli ismin oynamayacak olması da ev sahibi adına dezavantaj. Ancak bu maçın gidişatını büyük olasılıkla İstanbul’dan gelecek haberler etkileyecektir. İster istemez herkesin kulağı Fenerbahçe’nin maçında olacak. Ama yine de Bursaspor bu maçın favorisidir.

Yazının Devamı

İpler Fener’in elinde

12 Mayıs 2010

Trabzonspor pozitif futbol oynuyor. Kadıköy’e de aynı anlayışla çıkacaklar. Ancak bu kez karşısında Urfa’daki gibi idare eden bir Fenerbahçe olmayacak. Sarı-lacivertlilerin, Denizli’deki gibi kaybedeceğini düşünmüyorum

Baştan söyleyelim şampiyonluk için ipler Fenerbahçe’nin elinde. Trabzonspor karşılaşmasını kazanarak, Bursaspor-Beşiktaş maçının sonucuna hiç bakmadan şampiyon olmak istiyorlar.
Ankaraspor maçı hariç oynanan 9 maçta kazanılan 25 puan ve bu sürede hiç gol yememesi, Fenerbahçe’ye kendine olan güvenini yeniden kazandırdı. Takım savunması ve disiplini iyi, hücumda da kontrollü. Kontrollü olduğu kadar hücumda da disiplinliler.
Ayrıca birkaç haftadır duran toplardan çok önemli goller buldular. Bu sezon eski yıllara göre az attılar. Hatırladığım kadar duran toplardan bu sezon 9 gol atıldı. Bu rakam; Alex ve Emre gibi iyi duran top kullanan Fenerbahçe için az. Ancak kritik Kasımpaşa ve Ankaragücü maçlarında kilidi duran top golleriyle kırdılar. Üstelik golleri de sürpriz oyuncular Bekir, Mehmet Topuz ve Güiza attı.

Taraftar da başarılı
Fenerbahçe’de bu sezon özellikle ilk 8 ve son 9 haftada görevini yapmayan yoktu. Bu 18 maçta alınan 52 puan rekor seviyede. Aradaki 15

Yazının Devamı

Böyle olacağı belliydi

10 Mayıs 2010

Ben açıkcası maçın zor geçeceğini düşünmüyordum. Çünkü Ankaragücü’nü de, Fenerbahçe’yi de iyi tanıyorum. İki haftadır bu karşılaşmanın demeçlerle gerilmesi, tansiyonun yükselmesi aslında Fenerbahçe’nin lehine oldu. Gerginlik Ankaragücü’nü bozdu. Fenerbahçe tecrübesi, sakinliği, soğukkanlılığı ile bu tür ortamları kaldırabilecek kapasitede olduğu için sorun yaşamadı.
Fenerbahçe takımı uzun zamandır gol yemiyor. Kalitesi ile fazla pozisyon vermiyor. Hele öne geçtiğinde ayağa pası çok iyi yaptığından maçı istediği havaya sokuyor. Dün gece de oyuna iyi başladılar. Biri çok net iki gol pozisyonu yakaladılar. Ardından bir duran topta Mehmet Topuz ile öne geçtiler. Ankaragücü tam maça ortak olabilecek gibi göründüğü sırada ikinci gol maçı bitirdi. Hele Alex’in çıkmasından sonra Cristian da oyuna girince beşli bir orta saha oluştu. Emre, Mehmet Topuz, Özer, Selçuk ve Cristian, Ankaragücü’nün Fenerbahçe kalesine yaklaşmasına izin vermedi.
Özellikle savunma yine hatasız bir maç çıkardı. Lugano ve Bilica ikilisi araya adam sızdırmadılar. Fenerbahçe sabırlı, dirençli ve en önemlisi çok disiplinli oynadı. Özer Hurmacı hücumda çok etkili görünmese de rakip bek Geremi’yi fazla ileri çıkarmadı.

Yazının Devamı

Kendi silahıyla vuruldu

6 Mayıs 2010

Trabzonspor daha iyi oynadı ve galibiyeti fazlasıyla hak etti. Fenerbahçe dün ancak bireysel yeteneklerle gol atabilecek bir futbol ortaya koydu. Nitekim Alex’in olağanüstü golüyle bunu yaptılar. Ama Trabzonspor’un sekiz tane net pozisyonu var. Oyunun her bölümünde maça hakimdiler. Geriye düşmelerine rağmen arzulu ve doğru futbollarının karşılığını aldılar.
Aslında Trabzonspor bu finale daha hazır ve konsantre geldi. Teknik Direktör Şenol Güneş rotasyonlarla fizik gücü yüksek bir takım çıkardı Fenerbahçe’nin karşısına... Şampiyonluk yarışındaki Fenerbahçe son haftalarda müthiş efor sarfettiği için ben bu kadar temposuz oynayacaklarını tahmin ediyordum. Açıkçası Daum’un, Ankaragücü maçını düşünerek rotasyon yapmasını, daha diri oyuncuları sahaya sürmesini bekliyordum. Çünkü bir takımın bu kadar yoğun trafiği kaldırması güç. Üstelik Urfa’da gündüz maçı oynuyorsunuz ve sıcaklık üst sınırda.
Fenerbahçe uzun süredir karşısında bu kadar yetenekli bir takım bulamadığı için normal oyun formatını da sahaya süremedi. Pas yapamayan takımlara karşı baskı ile Eskişehir maçı örneği gibi oyunu forse edebilirsiniz ama Trabzonspor’a karşı bu silah tutmaz. Nitekim Trabzonspor rakibini kendi

Yazının Devamı