Türkiye’nin tüm dikkati Habur kapısına kilitlenmişken, hukuk eğitimine sessizce büyük bir darbe vuruldu. YÖK aldığı bir kararla, Roma hukukunu ana bilim dalı olmaktan çıkardı. Bundan böyle, hukuk tarihi ana bilim dalının altında seçimlik bir ders olacak. İslam hukukuyla birlikte.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde dinlediğim ilk ders Roma hukuku idi. Prof. Türkan Rado bin kişilik amfiyi tıklım tıklım dolduran öğrencilere modern, laik hukukun kapılarını açmıştı.
Roma hukukunun önemini öğrendikçe anladım. Roma hukuku sadece Avrupa özel hukukunun temel kavramlarını, bu kavramların dayandığı mantığı öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda bir zihinsel eğitim veriyor. Belirli bir biçimde düşünmeyi öğretiyor. Ancak, bu tür bir zihinsel yapıyla Roma hukukuna dayanan bir hukuk sistemini kavrayabilirsiniz, o sistemin hukukçusu olabilirsiniz. Roma hukukunu derleyen “Corpus Juris Civilis”teki kavramları özümsemeden hukuk biliminin daha ileri aşamalarına geçmek olanağı yoktur. Bu nedenle, Roma hukuku bütün Avrupa hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında zorunlu ders olarak okutulur.
İptal davası açılacak
Türkiye’de Roma hukuku öğreten öğretim üyeleri haklı olarak tepkili. Yaptıkları açıklamada “Roma hukuku eğitimi almamış bir öğrenci özel hukuk alanındaki kanunların mantığını ve çözüm yollarını tam olarak kavrayamayacaktır. Bir köprü işlevi gören Roma hukuku kalktığı anda, laik modern hukukla kanunlarımızın arasındaki neden-sonuç bağı kesilecektir” diyorlar. Danıştay’da YÖK kararının iptali için dava açmaya hazırlanıyorlar.
Roma hukukunun en önemli özelliği, hukuku dogmalardan ayırarak, insan aklına dayandırması. Adaleti insan aklında araması. Roma hukuku yaşayan bir hukuk. Avrupa’daki hukuk sistemlerinin temelini oluşturan, bütün Avrupa devletlerinin model olarak kabul ettikleri, uyguladıkları bir kaynak. O nedenle, Roma hukukunu yaşamayan, cansız bir hukuk olarak görerek, hukuk tarihinin altında incelemek, hele seçimlik bir ders yapmak büyük bir yanlış.
Türkiye cumhuriyet kurulurken yaptığı hukuk devrimiyle Roma hukuku ailesinin bir üyesi oldu. Roma hukuku 83 yıldır, ana bilim dalı olarak öğretiliyor. YÖK’ün kararıyla Türkiye, Roma hukuku sisteminin üyesi olup, Roma hukuku öğretmeyen tek ülke niteliğini kazanıyor. İslam hukuku seçimlik ders olarak okutulabilir. Ama hukuk sistemimizin temelini oluşturan Roma hukukunun zorunlu eğitimin dışında tutulması çok ciddi sonuçlar taşıyor.
Çağdaş, modern bir cumhuriyet kurmak amacıyla gerçekleştirilen devrimlerden belki de en önemlisi hukuk devrimi. Dinsel hukukun, hukuk alanı dışına çıkarılması, din-dünya ayrımına dayanan laik devlet anlayışının doğal bir sonucu. Hukuk reformuyla cumhuriyetin yeni toplum düzeninin bütün hukuksal ilişkilerinin tutarlı bir hukuk sistemi içinde birleştirilmesi olanağı doğdu.
Çok hukuklu sistem...
YÖK’ün aldığı karar, Türk hukuk sistemini Roma hukukundan ayırarak ve Roma hukuku ile İslam hukukunu eşitleyerek çok hukuklu bir hukuk sisteminin kapısını aralıyor. Böyle bir düzende, cemaatler özel hukuk ilişkilerini İslam hukukuna göre düzenleme olanağı bulabilecekler.
Bu konu Refah Partisi davasında, AİHM’de görüşülmüştü. AİHM oybirliğiyle aldığı kararda şeriat hukukunun demokrasinin temel ilkeleriyle bağdaşmadığını, Türkiye’nin demokrasinin değerlerini ve kamu düzenini korumak amacıyla, dinden kaynaklanan özel hukuka ilişkin kuralların uygulanmasını yasaklamaya meşru hakkı olduğunu belirtir.
Atatürk 1925’te Ankara Hukuk Fakültesi’nin açılışında yaptığı konuşmada şöyle der: “Ulusumuz, bugün uluslararası var olma savaşında yaşayabilmenin tek yolunun çağdaş uygarlıkta bulunabileceğini değişmez bir ilke olarak kabul etmiştir... Artık devrimin hukuk temellerini atmak, devrimimizin düşün biçimine ve gereklerine uygun hukukçular yetiştirmek zamanı gelmiştir.”
YÖK’ün, aldığı kararla, siyasal iktidarın düşün biçimine ve gereklerine uygun hukukçular yetiştirme yoluna girdiği anlaşılıyor.