Rıza Türmen

Rıza Türmen

rturmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sokrat M.Ö. 5. yüzyılda Atina’da yaşamış önemli bir düşünür. Karşısındakiyle tartışarak, diyalektik yöntemle gerçeğe ulaşmaya çalışıyor. Tartışmanın amacı, karşı tarafa üstünlük sağlamak değil. İnsan olmanın doğurduğu sorunlar karşısında ortak bir anlayışa varmak. Sokrat, kurulu düzene baş eğmeyen, bir grup ya da cemaatin üyesi olmayı reddeden, her zaman sürünün dışında kalan, bağımsız bir birey olmayı yeğleyen bir düşünür. Hiç ilgisi olmadığı halde, bir darbe girişimine karışmakla suçlanır. Yargılama sonucunda ölüme mahkûm olur. Kaçmayı kabul etmeyerek zehir içer ve yaşamına son verir.
Sokrat, öğrencisi Alkibiades ile yılbaşı tatilini geçirmek amacıyla Türkiye’ye gelseydi ikisi arasında şöyle bir konuşma geçebilirdi:
Sokrat: Alkibiades, bu ülkede insanlar sürekli tartışıyorlar. Bu onları iyiye, doğruya, gerçeğe yaklaştırıyor mu?
Alkibiades: Hayır Sokrat, bu ülkede böyle bir alışkanlık yok. Burada insanlar birbirleriyle konuşmazlar. Birbirlerine konuşurlar. Düşünceler birbirlerine değmeden geçip gider. Amaç iyiyi, doğruyu bulmak değil. Önemli olan, tartışmadan üstün çıkmak.
S: Gerçeğe doğru yönelmedikçe bu tartışmaların ne anlamı var?
A: Bu ülkede herkes bir grubun, bir cemaatin mensubu. Tartışmadan üstün çıkmak aynı zamanda mensup olduğu cemaatin üstünlüğünü gösterir. Amaç bu olunca, tartışmak, ortak bir arayış ve bununla birlikte barış ve dostluk getirmiyor. Tersine, düşmanlıkları körüklüyor.
S: Bu ülkede başka şeyler de oluyor galiba. Toprağa gömülü silahlar, imzasız darbe ihbarları, hükümet üyelerine suikast planları. Bunların anlamı ne? Gerçek nedir?
A: Dediğim gibi, gerçek önemli değil. Gerçeğin ne olduğu, olaya hangi kamptan baktığına bağlı. Üyesi olduğun grubun amaçlarına ne hizmet ediyorsa, gerçek odur.
S: Peki, ortak bir amacın, ortak bir değer sisteminin bulunmadığı bir ülkede demokrasi nasıl yürüyecek?
A: Yürümüyor zaten. Ülkeyi yönetenlerin demokrasi anlayışı aynı görüşü paylaşanlar için geçerli. Eğer karşıt görüşlere sahipseniz başınıza olmadık şeyler gelebilir. Sonunda susmak zorunda kalırsınız. İşin en tuhaf yanı da, bunlar demokrasiyi korumak adına yapılır.
S: Hiç anlamıyorum. Olmayan demokrasiyi nasıl koruyacaksın?
A: Demokrasi olmadığını söyleyenleri susturarak.
S: Ama Alkibiades, hiç olmazsa bana yaptıkları gibi, darbeyle ilgisi olmayan insanları, darbe suçlamasıyla yargılayıp mahkûm etmiyorlar.
A: Bundan çok emin olma Sokrat. Burada da bir darbe yargılaması var. Darbeyle ilgili ilgisiz bir sürü insan, düşünürler, profesörler, yazarlar, gazeteciler yargılanıyor.
S: Bu konuda benzerlik var anlaşılan. Ama hiç olmazsa kölelik yok bu ülkede.
A: Bu konuda da ihtiyatlı olmak gerekir. 13 milyon işsiz insan var. Yoksulluk sınırının altında ve boğaz tokluğuna çalışmaya hazır pek çok insan bulabilirsin. Maden ocaklarında, ağır koşullar altında çalışan ve ikide bir ihmaller sonucu ölen insanlar var. Sonra Tekel işçileri var. Hükümet bu işçilerin çalıştıkları fabrikaları satıyor ve İşçilere de, geçinmeleri olanaksız bir maaşla geçici iş veriyor. Bazen köle olmak daha iyi olabilir.
S: Kalk gidelim Alkibiades. 2500 yıl önceki Atina buradan daha özgür, daha adaletli bir ülke.
(O sırada kapı açılır. İçeri polisler girer.)
Baş Polis: Yere yatın. Burada darbe planları yaptığınızı biliyoruz. Telefonlarınızı, bilgisayarlarınızı, hatıra defterlerinizi, tiyatro biletlerinizi verin.
S: Bizim ne telefonumuz, ne bilgisayarımız var. Sadece aklımız ve özgürlüğe olan inancımız var.
Baş Polis: Darbe için bunlar da yeter. Götürün bunları.
Yeni yılınız kutlu olsun.