Yavuz DONAT
MESUT Yılmaz hükümetinin en övgüye değer icraatlarından biri
"özürlüler konusuna eğilmesi."
"Güçlüler" zaten kendilerini hissettiriyorlar.
Önemli olan
"zayıfa" sahip çıkmak.
Toplumun
"zayıf kesimlerine" saygı, insan haklarına saygı ile eşdeğer.
Dün
"Çankaya yolunda" Devlet Bakanı Hasan Gemici'ye sorduk:
- Türkiye'de kaç özürlü var?
- Dünya Sağlık Örgütü'ne göre yedibuçuk milyon.
"Özürlümüzün sayısını" bile bilmiyoruz.
Ve
"yabancı kaynağa" başvuruyoruz.
Geçen pazar yapılan nüfus sayımında
"özürlülere dair" soru sorulması çok önemli, çok da yerinde.
Dileğimiz hükümetin bu konuya gösterdiği
"sıcaklığın" artarak sürmesi.
* * *
ÖZÜRLÜLER Yüksek Kurulu
"özürlülerle ilgili üst düzey politikaları belirleyecek" bir kurul.
"Yeni" bir kurul.
Kurula
"yasayla belirlenen görevliler" üye.
Ayrıca
"Başbakan tarafından seçilen üç üye daha" var.
Bu
"üçlü" ile ilgili ölçü - yasaya göre - şu:
En az biri üniversiteden olmak üzere, özürlülerle ilgili konularda temayüz etmiş üç kişi.
Başbakan'ın seçtiği üç kişi Prof. Dr. Ahmet Konrad, işadamı Sakıp Sabancı ve bir de biz.
Dün "Yüksek Kurul" olarak Çankaya'daydık.
Demirel kabul sırasında şöyle dedi:
- Özürlü insanına sahip çıkmamış bir toplumu, uygar saymak mümkün değildir.
Bu söz
"çok doğru."
Ve
"bir doğru daha" var.
O da
"özürlü insanımıza yeterince sahip çıkmadığımız."
* * *
CUMHURBAŞKANI dedi ki
"bu konu, kaynak isteyen bir konu."
Ardından da ekledi:
- Onu buluruz.
Gerçekten buluruz.
Toplumumuz
"yardımsever."
Bütün sorun bu yardımseverliği
"organize edemeyişimiz."
Demirel
"kaynağı buluruz" dedikten sonra,
"önemli bir soruna" değindi:
- Ancak bu kaynağı kullanacak, ihtisas sahibi elemanlara ihtiyacımız var. Hızla onları yetiştirmeliyiz.
* * *
YEDİBUÇUK milyon
"büyük bir sayı."
Ve bu yedibuçuk milyonla ilgili
"ayrıntı" yok.
Ne
"özür gruplarına göre dağılımı" biliyoruz, ne de
"illere göre dağılımı."
Dün sabah Devlet Bakanı Hasan Gemici, DİE Başkanı Sıddık Ensari ile konuştu.
Ensari
"özürlülerle ilgili bir çalışma başlattıklarını" söyledi.
DİE Başkanı'nı
"yıllardır ihmal edilen böyle bir konuya eğildiği için" kutluyoruz.
* * *
CUMHURBAŞKANI dün bizleri kabulü sırasında şöyle dedi:
- Özürlülere "bir işe yaradıkları duygusunu"
vermek lazım.
İşte konunun
"püf noktası."
Yapacağımız iş özürlülere
"acımak" olmamalı.
Acımak yerine sahip çıkalım.
Acımak yerine saygı duyalım.
* * *
SÜLEYMAN Demirel
"özürlüleri bir kenara bırakmak ayıp" diye konuştu.
Ayıp.
Hem de çok ayıp.
Ama biz yıllardır bu ayıbı işliyoruz.
* * *
ÇANKAYA'ya giderken Devlet Bakanı Hasan Gemici bize
"toplumsal hevesten" bahsetti:
- Özürlüler Yüksek Kurulu olarak "toplumsal heves"
rüzgarı estirelim. Toplum bu konuda harekete geçirilebilir. Demirel de konuşmasında
"aynı konuya" girdi:
- Toplumda özürlülere sahip çıkma yönünde büyük bir heves var. Bu hevesi teşvik etmek lazım.
Dileriz ki kurul
"bu yönde" siyaset üretebilsin.
Ve başarılı olsun.
Bu başarıya ihtiyacımız var.
Zira o yedibuçuk milyon insan
"bizim insanımız".
Onları daha fazla kırmamalıyız.
Onları kazanmalıyız.
* * *
SAĞOLASIN ellibeşinci hükümet.
Toplumun zayıf bir kesimini bağrına bastığın için yüz defa, bin defa sağolasın.
Yazara EmailY.Donat@milliyet.com.tr