Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hayatımız bebek adımlarıyla normale dönerken çevremdeki kumral ve esmer kadınların çoğu radikal bir kararla sarışın oluverdi.

Bilen bilir, biz kadınlar elemimizi kederimizi ilkin saçımıza dökeriz, sonra da elem ve keder gitsin bitsin diye o saçı ya kestiririz ya boyarız. Geride bıraktığımız sıkıntılı üç ay sonrasında da bu ritüelimiz değişmedi, fakat bu sefer daha radikal hareketler geldi sağdan soldan. Çevremde, “Hayatta sarışın olmam!” diyen ne kadar kumral ve esmer arkadaşım varsa hepsi tek tek sarışın oldu. Ben arkadaşlarımın yeni görüntülerine alışmaya çalışırken dünyadan benzer haberler gelmeye başladı; ünlü top model Emily Ratajkowski ve Cindy Crawford’un model kızı Kaia Gerber sarışınlığa adım attı. Yani anlayacağınız herkesin canı eşit şekilde sıkılmış!

Haberin Devamı

Sarışınlar dikkat çeker

Tarih der ki, ilk sarışın vatandaş bundan yaklaşık 11 bin yıl önce Avrupa’da belirmiş ki zaten sarışınlık şimdi de en çok Avrupa’da, özellikle İskandinavya’da görülüyor. Sarışınlık yarışında ikinci sırayı Melanezya alıyor. Globalde bakacak olursak, dünya nüfusunun sadece yüzde 16’sı doğal sarışın. Bilimsel olarak incelediğimizde ise sarışınlık pigment eksikliğine delalet ediyor; lakin belli ki bu eksiklik gayet hoş karşılanmış. “Peki, neden ille de sarışın olmak istiyoruz?” sorusuna cevap olarak gönül işlerinde sarışınların daha çok dikkat çektiğini söyleyebilirim ama kanıtlayamam. Var böyle bir algı! Mesela biri bize en dikkat çekici kadın ünlüleri sorsa, otomatikman Scarlett Johansson, Jennifer Lawrence, Charlize Theron ve tabii ki Marilyn Monroe gelir dilimizin ucuna. Ve sanırım özellikle bizimki gibi esmeri kumralı bol iklim kadınlarının daha bir içi gidiyor sarışın olmaya. Belki de elde edemediğimiz bir şeyin peşinden gitme dürtüsüdür bu, bilemiyorum.


Gel gel sarışınım gel



Kısacık bir fön

Gelelim benim yeni sarışın arkadaşlarıma! Sarışınlık her canı isteyende güzel duran bir şey değil ve fakat her canı isteyen sarışın olabilir, buna bir diyeceğimiz yok. Benim sarışınlar saç rengiyle birlikte kaş rengini de açtırdı ve bu daha hoş durdu; zira sarı saç siyah kaş kombosu pek çalışmıyor. Doğal renklerdeyken “Yıkıyorum, çıkıyorum” diyorlardı, şimdi “Şu saçı hafif bir fönleyeyim, sendeyim” gibi cümleler kurulmaya başlandı. Geçen buluştuk, baktım ki kıyafetler bir tık daha cesurlaşmış; çıkış noktası da “Bu elbiseyi sarı saç kaldırır!” Sonuç olarak moraller yükselmiş, yüzlere aydınlık bir gülümseme yerleşmiş. E, önemli olan değişimin bünyede yarattığı pozitif etkiyse süper yaptınız kızlar, saçlarınız yıkılıyor!

Haftanın güzellikleri

Sunset: Madem bu yazı birazcık ağırdan alıyoruz, attığımız her adımın, yediğimiz her yemeğin keyfine varalım değil mi? İşte tam bu noktada İstanbul’da kalanlara önerim Sunset’in eşsiz manzarası eşliğinde deneyimleyeceğiniz “late lunch”lar olacak. 15.00’dan itibaren yemek ve müzik sizlerle, ayırtın hemen yerinizi.