Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu şey değil mi ya?... Biz. Her şeye, her yere, aynı anda yetişmeye çalışırken her şeyi deneyimleyip hiçbir şey hissedemeyen biz. Ben, “Ne olacak halimiz?” diye düşünürken, başlığıma taşıdığım film içimi umutla doldurdu

Bizden önceki jenerasyonların hazırladığı “Ölmeden önce yapılacaklar listesi”,  muhtemelen bir ya da iki tikle, olduğu yerde duruyor. Peki bizim listeler ne durumda deriniz? Ölmeden önce Kamboçya’yı gör, tik... İbiza’da partile, tik... Evlen ve çocuk yap, tik... Kurumsalda kariyer yap, tik... Boşan ve gerçek aşkı ara, tik... İşten istifa et ve kalbinden geçeni meslek edin, tik... Instagram’da fenomen ol, tik... Böyle uzayıp gidiyor listemiz ve çok şükür bir sürü tikimiz var. Hayallerimizi gerçekleştirmek için kendimizi paralıyoruz ki haklıyız, ömür kısa. Hangimiz ister yirmi beş yıl aynı şirkette çalışıp mahallemizden dışarı çıkmadan aynı adam veya kadınla bir ömür geçirmeyi? “Deneyim”, yavaş yavaş etki eden bir zehir gibi zerk edildi bir kez bünyemize, bunun geri dönüşü yok. Beynimizin içinde bir ses, “Başka bir hayatın olabilirdi, daha iyisini bulabilirdin, daha fazlasını yapabilirdin” diye konuşuyor. O ses konuşuyor, biz yapıyoruz, Ok, süper de... Neden hiçbir şey hissetmiyoruz o zaman? Neden mutlu değiliz?

Haberin Devamı

Her şey her yerde aynı anda

Hayatını sen mahvettin!

Amerikalı Daniel Kwan ve Daniel Scheinert’in yazıp yönettiği “Her Şey Her Yerde Aynı Anda” isimli film, jet hızıyla akan hayatımızın içindeki empatiden yoksun, her olayda hinlik arayan, hislerini açıkça söylemeyen, hep bana diyen, kendini aşırı önemli gören, hissiz, üç günlük dünyayla didişen gergin halimize ayna tutmuş. Bunu o kadar gerçek bir metotla yapmışlar ki filmden çıktığımda ufak çaplı pozitif bir sarsıntı geçirdim diyebilirim. Amerika’da yaşayan, orta halli bir çamaşırhane çalıştıran, orta yaşlı, Çinli bir kadının son derece sıradan hayatını izlerken ansızın içine çekildiği multiverse dünya ona, sonsuz olasılıklar zinciri sunuyor. “O gün, gencecik yaşında o adamla evlenmeseydin belki muhteşem bir şarkıcı olacaktın, belki star bir şef, belki de efsane bir Kung-fu dövüşçüsü, çılgınlar gibi zengin olacaktın... Hayatını sen mahvettin. Sen!” diyen sese doğru yöneldiğinde onun için macera başlıyor. İzlerken dedim “E bu biziz!”. Sosyal medyayla birlikte her şey olabilme olasılığımızı fark ettiğimizden beri içimizdeki sonsuz potansiyeli çıkarma çabasına giren ve gerçeklerden kopan biz! İtiraf edelim, hangimiz yüzde yüz kendi yaşamımıza konsantreyiz? Yanımızdaki tabağa bakalım derken gözümüz çıkacak bir gün.

Haberin Devamı

Geçmişe Niyazi

“Peki bu film bize yeni söylüyor?” diye soracak olursanız, “Mevcut durumla barışmamızı söylüyor” cevabını veririm. Olasılıklar içinde benliğimizi aramaya henüz yeni giriş yaptık, şok yaşıyoruz. Lakin geçmişe iç geçirip “Ah, o zamanlar ne şahaneydi” demek hiçbir işimize yaramayacak. Bunu söylüyor işte. Z kuşağına kafayı takıp “Bu gençlerden bir halt olmaz” demekle paralel bir söylemden söz ediyorum. “Bir halt olmaz” desen ne olacak, sen öleceksin, onlar yaşayacak. Yani onları anlaman, kabullenmen lazım. Atacaksın at gözlüklerini. Bak arkadan gümbür gümbür Alfa kuşağı geliyor, alışacaksın aslanım ardına bakmadan ilerlemeye. Mesela etle tırnak ayrılır mı birbirinden? Anne-kız ilişkisi de aynen böyledir. Bu ikili arasındaki sevgi-nefret ilişkisini, kuşak çatışmasını eksenine yerleştiren film, kuşaklar arası empati olayına da son derece pozitif yaklaşıyor.

Haberin Devamı

Başrolde eski güzellik kraliçesi

“Her Şey Her Yerde Aynı Anda”nın başrolünde, Malezya eski güzellik kraliçesi, Çin asıllı Michelle Yeoh var. People Dergisi’nin “Dünyanın En Güzel Elli İnsanı” listesinde yer alan Yeoh’yu, James Bond serisinde, “Bir Geyşanın Anıları”nda, “Çılgın Zengin Asyalılar”da izledik. Bizim filmimizin yönetmen ve senaristleri Daniel Kwan ve Daniel Scheinert, bir röportajda bu filmi yazarken orta yaşlı, göçmen ailelerinden ilham aldıklarını söylemişler. Orta yaşlı, hele bir de göçmensen, yabancı bir ülkede çok dikkat çekmeden yaşaman gerektiğinin(!), bu insanlar üzerinde bir atalete yol açtığını söylüyor. O sebeple, baş rol için Yeoh’nun biçilmiş kaftan olduğunu düşünmüşler. Filme yardımcı oyuncu olarak giren Jamie Lee Curtis ise, hayatından bıkkın, nefret dolu orta yaşlıyı canlandırdığı rolüyle adeta devleşmiş.