Geride bıraktığımız Sevgililer Günü için nokta atışı bir davetli ekibiyle aşkı, ilişkileri, kısacası içinden kalp geçen her şeyi konuştuk...
12 Şubat Salı Günü, saatler 15.00’i gösterdiğinde Galeries Lafayette İstanbul’da hayırlı bir konu için, aşk için toplandık. Demet Sabancı Çetindoğan’ın nazik davetiyle konuşmacı olarak gittiğim alışveriş mabedinde, Sevgililer Günü’ne iki kala son derece enerjik bir sohbet gerçekleştirdik. Bir kere her yaştan katılımcı vardı. Sadece hanımlar değil, beyler de bizimleydi. Ve hepsinden güzeli herkes konuşmayı seviyordu. Seyyar mikrofonumuz iki saat süresince elden ele dolaştı.
Bu aslında bir “Sizden bana kalanlar yazısı” dır. Çünkü bir yazar için en değerli şey insan tanımaktır. Ne mutlu bana ki geçtiğimiz salı bir sürü değerli insan tanıdım. O gün de söyledim, bir daha söyleyeyim, “Çok teşekkürler, iyi ki davet ettiniz, iyi ki geldiniz”.
Uzun ilişkinin sırrı
Ön sıralarda oturan güzel ve bakımlı hanımlar evliliklerinin otuz yıl, kırk yıl sürdüğünü söyleyince hemen sordum, “Uzun ilişkinin sırrı nedir?” diye. “En önemli şey, saygı” dediler. Bir tanesi eşini kırk yıldır her sabah kapıdan yolcu ettiğini, akşam da güler yüzle karşıladığını söyledi. Bunca zamandır birbirlerine geri alınamaz bir söz etmekten kaçındıklarını ekledi. Malum, günümüzde kimse kimsenin derdini çekmek istemediği için yaşadığımız üzücü bir olayda, içine düştüğümüz bunalımda karşı tarafın ortadan toz olmasını ise, “Bu gerçek bir sevgi değil” şeklinde yorumladılar. Aşkın sevgiye, arkadaşlığa dönmesinin zaman alacağını, bunun için çeşitli sınavlardan geçilmesi gerektiğini vurguladılar.
Şifre meselesi
Bir diğer merak ettiğim şey, cep telefonunun şifrelerinin ne derece aktif kullanıldığıydı. Etkinliğime katılan yakın bir arkadaşım çok güzel bir tespit yaptı: Elli yaş ve üzeri: Eşimle hesaplarımız ortak
Otuz beş yaş ve üzeri: Birbirimizin şifrelerini biliyoruz
Yirmi yaş ve üzeri: Telefonumun şifresini dahi paylaşmam
Sosyal medya
Sosyal medyanın ilişkiler üzerindeki etkisi herkese dokunuyor fakat özellikle yirmi ve üzeri yaştakileri daha fazla etkiliyor sanırım. Instagram’a güvenip de “Etrafta çok seçenek var, birisi giderse birisi gelir!” sloganına inananların yolda kaldığını görüyoruz çünkü sosyal medyada çizilen tablo neredeyse kusursuza yakın. Halbuki gerçek hayatta bu kadar zengin, fit, mutlu muyuz? Hiç sanmam.
Haftanın güzellikleri
F’ROSES: Pespembe güllerin önünde çekilen havalı Instagram pozlarının adresi bu kafedir. Gidiniz, hem içiniz açılsın hem de bol like’lı bir kare yakalayın...
BRONWYN: İşte size tam Instagram’lık bir mekan! Fakat hayır, sadece fotoğraf için değil, yemekleri için de gitmelisiniz. Benim favorim, Bronwyn House Toastie oldu...