Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

LAT, yani “living apart together”, yani “beraber ayrı yaşama” konusu geçen hafta gündemi oldukça meşgul etti. E var benim de üzerine söyleyeceğim birkaç şey

Evli ya da sevgili fark etmez, beraberliği sürdürürken ayrı evlerde yaşamayı seçenlere “LAT”TE ismini koydum ben. Neden? Çünkü içine katılan köpüklü sütle olayı bir parça yumuşattığını düşünüyorum. “Olur mu canım öyle beraberlik”lerle, “Ya bırak, iki taraf da istediği atı oynatıyordur”larla gelmeyin lütfen bana! Her ilişkinin dinamiği farklıdır ve herkes nasıl mutluysa, rahat ediyorsa öyle yaşar.

Haberin Devamı

PACS

1999’da, duygusal ilişkileri gönüllerince yaşayan Fransızlar bir yasa çıkarmıştı. Bu yasanın ismi, “Pacte Civil de Solidarite” (Birlikte Yaşama Sözleşmesi), kısaca “PACS” idi. Evliliği seçmeyen çiftleri, bu kuruma bir adım yaklaştıran PACS, bir belgeyle onaylandığı gibi yine bir belgeyle bitirilebiliyordu. Paris’te yaşadığım yıllarda çevremde, özellikle çocuk sahibi çiftlerin çoğunun PACS yolunu tercih ettiğini öğrendiğimde ilkin şaşırmış, fakat ilişki süresince birbirlerini kasmadıklarını görüp keyiflenmiştim. Bilen bilir, evlenmek kolay, boşanmak zordur. Hele ortada çocuklar varsa ve bir taraf deliyse daha da zordur. O yüzden PACS’la ilerleyebilmenin hafifliğini insanların üzerinde gözlemlemiştim. Bu bir seçimdi, aynen imzalı veya imzasız bir birlikteliğe adım attığınızda kendi evlerinizde yaşamayı tercih etmeniz gibi. PACS diye bir şey oluyorsa, bu niçin olmasındı?

EKSİLERİ

Beraber ayrı yaşamanın önce eksi taraflarına bakalım, artılarını sona saklayalım derim. Nedir bu kararın zorlukları? İlk olarak hayat pahalılığı. Düşünün ki tek bir eve odaklanacağınıza eliniz iki evin birden üzerinde oluyor. İkinci olarak sadakatsizliği sayabiliriz. Yani “Gözden ırak olan gönülden de ırak olur” durumu. Çünkü aynı evin içinde burun buruna yaşayan çiftler birbirini asla aldatmıyor (ya ya...) Üçüncü olarak tartışmalarda kaçacak delik bulmayı sayabiliriz. Bir problem olduğunda hop, “Ben kendi evime geçiyorum” demek işleri zora sokabilir. Son olarak da toplumda hoş karşılanmama durumu yaşanabilir, fakat bu tamamen çiftlerin el âlemin lafına ne kadar çok önem verdiğiyle doğru orantılıdır.

Haberin Devamı

ARTILARI

İkinci artıdan başlıyorum, “LAT”TE’nin pozitif tarafı, kahveyi yumuşatan köpüktür demiştim. Çiftlerin kendilerine özel alanlarının olması, bu anlamda hoş bir şey çünkü aynı evin içinde bu imkânsız! “Sıkışıp kalmışlık hastalığı”nın en iyi ilacıdır. İlk artı ise elbette ki heyecanın kaybolmaması. İki kere iki dört, aynı evde yaşamanın sonu pijama terlik olur. Fakat diğer türlü, diğer eve geçerken hep bir “ilk buluşma” kıpırtısı yaşanır. Son olarak, bu tarz bir seçim yapan çiftleri cesur bulduğumu söylemek isterim. Demek ki içlerinden böyle gelmiş, daha iyi hissetmişler ve beraber ayrı yaşamaya karar vermişler. Kime ne, bize ne, değil mi? 

Haftanın güzellikleri

Kartal Otel: Karda yoga yapmaya alışan, mümkün değil bir daha vazgeçemez. Dinginlik, buza dokunarak topraklanma, nefes kontrolü ve hafifleten daha nice his... Pandemi kurallarına son derece hassas yaklaşan bir organizasyonla, Elele dergisinin “karda yoga” hafta sonunda dostlarla mesafeli buluştuk. Önümüzdeki yıl iple çekilir, sevgiler.