Şebnem Burcuoğlu

Şebnem Burcuoğlu

sebnem.burcuoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her şeyimiz tam olmalı. Yaz tatilimiz, kış tatilimiz, marka kıyafetimiz, son model arabamız, yemek yediğimiz pahalı restoran, cep telefonumuz, bilgisayarımız, özellikle de evimiz dört dörtlük olmalı. Hele ki yeni evlenmişsek muz dilimleyici, kiraz çekirdeği ayıklayıcı ve hamur inceliğine göre ayarlanabilir oklava mutfakta yerini alana kadar evden içeri adım atmamalı. O hamuru ancak rüyamızda açacağımızı bilsek de hayatımızda tek bir eksik bile kalmamalı ki içimiz rahat etsin.

Mikonos tatil kredisi

Haberin Devamı

İşte tam olarak bu kafayla hareket ettiğimizden bir türlü para biriktiremiyoruz. Maaşı elimize almamızla helvasını kavurmamız bir oluyor. Mikonos’a gitmek için tatil kredisi çekip ev mi alınır? Alan varsa bir yol göstersin de emekliliğimizde başımızı sokacak bir evimiz olsun. Tamam tüketim toplumunda yaşıyoruz da tüket tüket nereye kadar? Hayata “Allah Allah!” sesleriyle cengaver gibi bir giriş yapıp “Allah Allah... N’oldu böyle?” diye bir çıkış yapmak da var.

Tarih şahittir ki zenginliğin formülü tek bir kelimeden ibaret, o da tutumluluk. Anneden babadan kalma zenginlikten değil, dişinden tırnağından artırıp mücadele ederek kazanabileceğin bireysel zenginlikten söz ediyorum. Peki parayı bu şekilde çılgınca harcamayıp biriktirirsek zengin olabilir miyiz? Denemeden konuşamam ancak deneyip de başarıya ulaşan örnekler mevcut.

Evimizin her şeyi IKEA’nın kurucusu 91 yaşındaki Ingvar Kamprad, dünyanın en zengin dördüncü insanı. Bu yaşta bile hâlâ öğle yemeklerini IKEA’nın kafeteryasında yiyor (İsveç köftesi lezzetli olduğundan anlaşılabilir bir durum). 1993 model bir araba kullanıyor (zaten araba dediğin dört tekerden ibaret). Personeline kağıtların iki tarafını da kullandırtıyor (gayet anlaşılabilir bir durum). Ve paket tuz-karabiberleri cebine atıp evine götürüyor (Ben de bir dönem paket şekerleri cebe atıyordum. Şekeri bırakınca bunu da bıraktım). Ekonomi uçuyor (önemli bir bilgi paylaşayım, business da uçsan uçak yine aynı yere gidiyor).

Hindistan’ın Bill Gates’i, çok uluslu bilişim danışmanlık şirketi Wipro’nun sahibi 72 yaşındaki Azim Premji, 17 milyar dolarlık bir zengin. Mesai bitiminde şirketin ışıklarının kapatılması konusunda oldukça hassas (elektrik israfına karşı). İkinci el araba kullanıyor (Şaşırdık mı? Hayır). Havaalanına triportörle gidiyor (bu biraz şaşırtıcı). Ve 175 bin kişinin çalıştığı şirketinde tuvalet kağıtlarını kontrol ediyor (sözün bittiği yer).

Haberin Devamı

15 milyar dolarlık servetiyle dijital platform Dish Network’ün sahibi Amerikalı Charlie Ergen, 64 yaşında. Öğle yemeğini evden getiriyor (bence de ev yemeği gibisi yok). Ekonomi uçuyor (bu konuya yukarda değindim). Ve zamanında işe gelen çalışanlarını yılda bir kez kayak tatiline götürüyor (demek ki personelin işe geç gelmesine cidden takık).

Bir jeti bile yok

Dünyanın en büyük jet filosuna sahip olup da bir jeti bile olmayan dolar milyarderi Warren Buffet, Berkshire Hathaway yatırım şirketinin sahibi. Hayatı kendi başlarına öğrenmeleri için çocuklarını finansal olarak desteklemeyi reddetmiş. 87 yaşındaki Buffet şöyle diyor: “İhtiyacınız olmayan şeyleri satın alırsanız çok geçmeden ihtiyacınız olan şeyleri satmak zorunda kalırsınız. O yüzden harcadıktan sonra biriktirmeyin. Birikimi kenara ayırdıktan sonra harcayın.”

Haberin Devamı

Şekil 1-A’da görüldüğü üzere, “Ayağını yorganına göre uzat” diye başımızın etini yiyen büyüklerimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Elimizi cüzdanımıza her attığımızda “Bunu almazsam ne olur?” diye sorarsak kendimize belki biz de bir gün zengin oluruz.