Bu ortak bir davettir. Robert Capa ve Irwin Shaw hizmetinizdedir. Sizi akşam yemeğine davet eden bu notla birlikte çiçek göndermeyi de planladık. Ancak patronlarımıza danıştığımızda ya çiçeklerin ya da yemeğin parasını ödeyebileceğimiz açığa çıktı. İkisi birden mümkün değildi. Sonuçta akşam yemeği kazandı. Damağımız şampanyadan, bütçemiz biradan yana. Sevimliliğimizse sınır tanımıyor. Terlemeyiz ve ayakta uyuruz. Sizi 18.15’te arayacağız. İmza: İki aşk ve savaş emeklisi.”
1945 yılında, Paris’teki otel odasında kendisine yazılmış bu notu okur efsanevi oyuncu Ingrid Bergman. Ve notu beraber yazıp gönderen bu iki çılgın arkadaşla buluşmaya karar verir. Akşam restoranda oturdukları masadan iki aşık olarak kalkar Ingrid ve dünyanın en önemli savaş fotoğrafçılarından olan Capa. Hem de Ingrid o sırada evli olmasına rağmen...
İnternette sörf yaparken Chris Greenhalgh’ın yazdığı “Ingrid Bergman’ı Baştan Çıkarmak” isimli romanın beyazperdeye uyarlanacağını ve başrolde Jessica Chastain olacağını okudum ve “Yakışır” dedim.
Dizi dizi inci
Sonrasında durur muyum? Hemen “pek yakında” moduna geçip sinemada ve dizilerde bizi ne gibi yeni yapımların beklediğine hızlıca bir göz attım.
Bizi yer yer sevindirip yer yer hayatımızı hallaç pamuğu gibi altüst eden teknolojiyi eleştiren “Black Mirror” isimli dizinin takipçilerine müjdeler olsun ki dördüncü sezon geliyormuş. Bu dizinin bir de rakibi olacakmış. Kısaca PKD olarak bilinen bilimkurgu yazarı Philip K. Dick’in “Electric Dreams” adlı eseri, on bölümlük bir dizi olarak çekilecekmiş. Başrollerindeyse Terrence Howard ve Anna Paquin var.
Bir diğer beklediğim diziyse korku temalı “American Crime Story”nin “Gianni Versace Suikastı” isimli bölümü. Miami’de çekimleri devam eden dizide moda markası Versace’nin patroniçesi Donatella Versace’yi Penelope Cruz oynuyor. Versace’nin kurucusu, bir suikasta kurban giden Gianni Versace’nin partnerini de Ricky Martin oynuyor. Enteresan.
Yoldaki filmler
Benim gibi ABBA severleri mest eden Meryl Streep ve Pierce Brosnan’lı “Mamma Mia” filminin ikincisi “Here We Go Again!”in çekileceği de çıkan haberler arasında. Unutmadan, yolunuz İsveç’in başkenti Stockholm’e düşerse ne yapın edin ve şehrin azıcık dışındaki ABBA Müzesi’ne uğrayıp bu harika dörtlünün müzikleriyle mest edin kendinizi.
Bir de ressam Vincent van Gogh’un hayatını Willem Dafoe performansıyla izleyeceğiz beyazperdede. Filmin ismi Van Gogh’un “Üzgün Yaşlı Adam” isimli tablosuna atıfta bulunarak “At Eternity’s Gate” olarak belirlenmiş.
Veee kaçılın, “Jetgiller” geliyor! Uzay çağında yaşayan Jetgil ailesinin sabah bir makinanın içinden geçerek kıyafetlerini giymesini hatırlayanlar parmak kaldırsın! Hanna-Barbera yapımı çizgi film, Warner Bros Pictures tarafından ete kemiğe büründürülecek.
2016’nın yabancı müzik piyasası açısından bize müthiş isimler ve şarkılar hediye ettiğini düşünüyorum. Fakat yabancı filmler söz konusu olduğunda 2015 yapımı “Birdman” ya da “Whiplash” gibi kalbimi tam on ikiden vuran bir film olmadı 2016’da. “Ben istiyorum ki film, siz sinema salonunu terk ettikten sonra başlasın” demiş yönetmen Jacques Tati. Haydi 2017 ve 2018, sizlerden umutluyum çocuklar.