Birine “Seni seviyorum” demeniz ne kadar zamanınızı alıyor? Londralılar aşklarını altı ayda ancak itiraf edebiliyormuş da...
Seni seviyorum.” Yalansa yalan deyin kızlar, bir ilişkinin ilk dönüm noktası bu cümle değil midir? Birliktelik başlar, ilk yemekti, ilk sinemaydı, ilk öpücüktü falan filan hepsi akılda kalır da ilk defa “Seni seviyorum” dendiğinde akan sular durur.
Bir online flört sitesi olan eharmony’nin İngiltere’de, iki bin yetişkin üzerinde yaptığı araştırma göstermiş ki “Seni seviyorum” diyememe süresi en uzun olanlar Londra’da yaşayanlarmış. Dile kolay, tam tamına yüz doksan dört gün, yani altı aydan fazla. Gel de sinir hastası olma.
Teller yanmış
Dijital çağ birçok şeye yaptığı gibi aşkın, sevginin de içini boşaltıyor. “Dur aslanım, kendini karşındakine hemen kaptırma” diyor, alternatif sunar gibi yapıyor ama maymun misali ondan ona atlamayı seçenlerin durumu ortada arkadaşlar, kafadaki tellerin tümü yanmış, beyinler portakallı jelibon kıvamını almış. Biz kadınlar sevgimizi göstermeyi seviyoruz lakin bir demet çiçek alması bile devlet meselesi haline gelen erkeklerin duygularını dile getirmesi zaman alıyor, biliyorsunuz. Erkek arkadaşı bir türlü “Seni seviyorum” diyemeyen bir arkadaşım anlattı, en sonunda sevgilisini karşısına almış ve demiş ki “Seni seviyorum” yerine başka bir şey de o zaman.” Karşı taraf da düşünmüş, taşınmış ve “Limon” demiş!
Ben laftan ziyade aksiyondan yanayım. Yani karşındaki sabahtan akşama kadar “Seni seviyorum” desin ama aradığında toz bulutu olsun. Ay yok, teşekkürler, almayayım da... Kadının ruhunu okşayacak böylesine basit iki kelimeyi esirgemenin sebebini anlayamıyorum. Söyleyiverin gitsin işte. Ya da bir demet çiçekle geliverin eve. Ne kaybedeceksiniz? Tam tersine çok şey kazanacaksınız, emin olun beyler.
Bunları el ele aşalım
Hiçbir şey tek taraflı değildir. Gelin, çift olarak, el ele bizi kasan şu konuların üstesinden gelelim...
- ”Seni seviyorum” demek
- Çiçek almak
- Yıl dönümlerini hatırlamak
- Onun hoşlanacağı jestler yapmak
- Onu takdir etmek
- İltifat etmek
Yılın yazarı seçildim!
Geçtiğimiz hafta ikinci kez düzenlenen Altın Badem Ödül Töreni için Datça’daydım. Birçok değerli yazarla birlikte aday gösterildiğim törende halk oylamasıyla “Yılın Yazarı” seçilmek ayaklarımı yerden kesti. Geçtiğimiz yıl yazdığım, konusu Datça’da geçen “Çevrimdışı Aşk” kitabımla bu ödüle layık görüldüm. Saygın Medya’nın düzenlediği ödül gecesi, birbirinden renkli simaları buluşturdu, hava şeker gibiydi, kısacası muhteşem bir geceydi. Eh bir de Bülent Sancakdar’ın Villa Aşina’sında kalmak, o bizzat mutfakta yemek yaparken keyifli sohbetine katılmak bana “Yine Datça, ille de Datça!” dedirtti.