Kılıçdaroğlu, TBMM’ye sevk edilen çözüm süreciyle ilgili yasa tasarısına ‘şartlı destek’ verdi. CHP lideri, tasarıda hukuki korumayı sağlayan 4. maddenin 2. bendinin kaldırılmasını istiyor
SERPİL ÇEVİKCAN Köln
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Almanya’ya giderken Ankara’nın yakıcı gündemini konuştuk. Yola çıkmadan kısa süre önce TBMM’ye sevk edilen, çözüm süreciyle ilgili çerçeveyi belirleyen pakete yönelik değerlendirmelerini aldık.
Paketin Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde CHP ve MHP’nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Ankara’daki ilk temaslarının yapıldığı gün TBMM’ye sevk edilmesini “çok manidar” bulan, sürecin aktörlerine “hukuki koruma” sağlayan düzenlemenin yeni faili meçhullere kapı aralayabileceği uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin pakete destek şartını, hukuki korumayı sağlayan, 4. maddenin 2. bendinin kaldırılması olarak özetlemek mümkün. Kılıçdaroğlu, tasarıyla ilgili sorularımıza şu yanıtları verdi:
‘Zamanlama manidar’
“Bizim önceliğimiz, barış ortamıdır ve bu sorunun kalıcı bir şekilde çözülmesidir. Bu çerçevede CHP olarak sorunun çözümü için kredi açmıştık. Çözüm adresinin parlamento olduğunu söylemiştik. 18 aydır devam eden bir süreç var. Biz, en başında yasal dayanak istemiştik, sözümüzün arkasındayız. Sözde bu yasal dayanağın, seçime 1 ay önce yapılması manidar. Ekmeleddin Bey’in Ankara’da siyasi partileri ziyaret etmesiyle aynı gün tasarının Meclis’e sunulması da düşündürücüdür.
‘Yetki sınırsız olmamalı’
Sorunun çözümü için hükümete verilen yetki sınırsız ve denetimsiz olmamalı. Yasal zemini hazırlayan parlamentonun süreci denetlemesi lazım. Ancak tasarı metninde çok muğlak ve sınırsız yetkiler veren ifadeler vardır. Tasarının komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde arkadaşlarımız doğaldır ki eleştirilerini ve çekincelerini ortaya koyacak. Ancak hükümetin bu eleştirilerimize kulak vermesini de bekleriz.
Endişemiz o ki, MİT yasasında dile getirdiğimiz gibi, bu tür muğlak ifade ve ucu açık yetkilerle yasadışı birtakım eylemlerin yolu açılabilir. Faili meçhul birtakım cinayetler ortaya çıkarılamaz, soruşturulmaz ve yeni faili meçhul olaylara da yasal zemin hazırlanmış olur. Hukuk devletinde bu tür ucu açık yetkiler olamaz, yasadışı işlemler meşrulaştırılamaz. Tasarı bu şekilde yasalaşırsa mesela Roboski olayının failleri ortaya çıkmaz.
Bu düzenleme MİT kanununda vardı ve bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürdük. Gidip birini öldürebilirsiniz. Bununla yeni faili meçhullere yasal zemin hazırlanmış oluyor. Bu haliyle Roboski asla soruşturulamayacak, tümüyle kapatılmış olacak. MİT’in dışında bürokrasinin bütün alanlarına aynı yetkiyi vermiş oluyorlar.
Bu düzenlemeler yapılırsa, bizim açımızdan parlamentoya gelmesi, kamuoyuna bilgi verilmesi, biz buna itiraz etmiyoruz. 4. maddenin 2. bendi. Bu madde işin can damarı. Bu maddeyle hukuk devletinin dışına çıkmış oluyorsunuz. Terör bitecekse bitsin zaten ama bitireceğim derken, devleti hukuk dışına çıkaran bir düzenlemeyi bizim kabul etmemiz mümkün değil. Devlet hukuku dışına çıkamaz. Geçmişteki faili meçhulleri araştıramayacağınız gibi bundan sonraki faili meçhullere de yasal zemin hazırlamış oluyorsunuz. Hiçbir demokratik ülkenin parlamentosu böyle bir yasayı kabul etmez.
‘GERİ ÇEKİN’
Bu maddeyi geri çekmeleri lazım. Parlamento denetimine mutlaka imkân sağlanmalı. Bu bir anlamda Erdoğan’ın Kürt oylarına duyduğu ihtiyaç nedeniyle gündeme gelen bir düzenleme. Daha önce biz bunun zemininin parlamento olduğunu ifade etmiştik. Hükümete kredi açtığımızı da söylemiştik ama Erdoğan şiddetle itiraz etmişti. Hükümetin geçmişte işlediği suçlar nedeniyle kendisini af kapsamına alması söz konusu o maddede. Kendisini aklamaya dönük.”
‘HERKESİN İNANCI VAR’
CHP lideri, dün ilk kez Ankara’da temaslarda bulunan çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili sorularımızı da yanıtladı. Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu için, “Sohbet ettik. Kısa oldu. Benim uçağa yetişmem gerekiyordu. MYK’da konuşması gerekiyordu. 81 il başkanı da oradaydı, onlara da hitap etme imkânı oldu, il başkanlarımız tanıdı. İzlenim gayet güzel, devlet adamı ağırlığı içinde konuştu” dedi.
İhsanoğlu’nun kendisinden bir talebi olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Benden özel bir talebi, beklentisi yok. Sonuçta bir kampanya açılacak, onun da ana aktörü o zaten” diye konuştu.
‘O ANKETLERİ BİLİYORUZ’
Erdoğan’ın adaylığına desteğin yüzde 55, İhsanoğlu’na desteğin yüzde 35’lerde olduğuna yönelik ilk anketlerin basına yansıdığını anımsatmamız üzerine ise Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“O anketleri biz biliyoruz. Bu anketler değişebilir. Şaibesinden aklanmayan birinin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması bu ülkeye yapılmış en büyük saygısızlıktır. Şaibeden arınması lazım.”
CHP lideri, İhsanoğlu odaklı yapılan, “muhafazakâr tandansı olmayan birinin siyaset şansı yok yorumlarına katılıp katılmadığı” konusunda da, “Hayır. Cumhurbaşkanı adayı toplumsal uzlaşmayla belirlenen bir adaydır. Pek çok siyasi partinin destek verdiği bir aday. Muhafazakâr tanımını da iyi yapmak lazım. Köşk adayı, yenilikten değişimden yana, demokratik, laik, hukukun üstünlüğüne inanan bir devlet adamı. Muhafazakârlıkla inancı ölçülmek isteniyorsa herkesin inancı vardır. Saygı duymak gerekir” dedi.
CHP lideri, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın CHP için yaptığı, “Dümeni CHP’nin bile sağına kırdılar” eleştirisine de şöyle yanıt verdi:
“Kuşkusuz değerlendirmesine saygı duyuyorum. Ama biz, bir siyasi partiye genel başkan seçmiyoruz. Cumhuriyet’e, cumhurbaşkanı adayı seçiyoruz. CHP’ye genel başkan arayışı içinde olsak bakardık. Sağa mı sola mı? Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Nitelikler belli. Bir siyasi partiye güçlü aidiyeti olmamasını baştan ifade etmiştik. Anayasa’da kurallar var. Tarafsızlığı. Toplumun her kesimine sıcak mesaj gönderilmesi. Bilgili, birikimli, dünyayı tanıması. Hem Batı’yı hem Doğu’yu bilmesi. Saygınlığı olması. Kullandığı dil itibarıyla huzuru çağrıştırması. Bu özelliklerin tamamı Ekmeleddin Bey’de var. Ve en önemlisi şaibesiz olması.”
‘KÜRT OYLARINI İSTİYOR’
Kılıçdaroğlu, HDP tabanının ikinci tura kalınması halinde Köşk seçiminde kime destek vereceğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
“Erdoğan, devleti kendi kişisel kariyeri için kullanan bir adam. Bekledi bekledi şimdi Kürt oylarına ihtiyacı var. Yine kendisi için ülke için diye bir şey yok. Bu çerçevede değerlendirmek gerekir. HDP tabanının da bu çerçevede olaylara bakacağına inanıyorum. Kendi adaylarını çıkaracaklar, kuşkusuz bizim adayımız da ortaya çıkacak. Bugün (dün) HDP ile bir görüşme yapıldı. En azından birbirlerini tanıma imkânı bulurlar.”